Ak Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı Gündemi Değerlendirdi

AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, Türkiye’nin öncülüğünde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kudüs lehine alınan kararın son derece önemli olduğunu söyleyerek, 21 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda Türkiye adına gurur duyacağımız ve tüm dünyaya örnek olacak bir karar alındığını söyledi.

AK PARTİ Konya İl Başkanı Hasan Angı gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere olağanüstü çabaları neticesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Kudüs adına sevindirici bir karar alındığını ifade eden AK Parti Konya İl Başkanı Hasan Angı, “21 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ülkemiz adına gurur duyacağımız ve tüm dünyaya örnek olacak bir karar alındı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanlığını yapan Türkiye, Kudüs ile ilgili ABD’nin tek yanlı ve hukuksuz uygulamasına karşı çıktı. BM Güvenlik Konseyi sadece ABD’nin vetosu ile karar alamaz haldeyken, İslam İşbirliği Teşkilatı tarafından İstanbul’da yayınlanan deklarasyonla yeni bir süreç başlatılmış oldu. 128 ülkenin Türkiye’nin sunduğu karar tasarısına evet demesi ile birlikte hakkın ve hukukun gözetildiği yeni bir dönem başladı. Bu kararın alınmasına katkıda bulunan tüm ülkelere teşekkür ediyoruz. Bundan sonra BM Genel Kurulu’nun gündemine gelecek bu tür haksızlıklara karşı haklının yanında yer alacak yöneticilerle, dünyada huzurun sağlanmasını adına geleceğe daha umutlu bakılacaktır. İnşallah bu karar dünyada bunca zulmün, acının ve gözyaşının son bulduğu yeni bir döneme doğru yol alınmasına vesile olur” dedi.

“Bu sonuç ABD’nin ne denli yalnızlaştığının göstergesidir”

Birleşmiş Milletlerin kuruluş gayesi, savaşlardan yorulan dünyaya huzur getirmek olduğunu vurgulayan Angı, “Ama yapılanmasındaki 5 daimi üyeye verilen haklar maalesef bu güne kadar hakkın tecellisinde hep sıkıntı yaşanmasına neden olmuş. Dönem dönem doğru kararlar alınsa da birçok karar bu 5 ülkeden birinin vetosuyla engellenmiştir. Türkiye, Kudüs meselesinde sürecin arkasını bırakmadığı için olay genel kurula taşındı. Genel Kurul’da da böyle bir kararın alınması da son derece önemlidir. Bu karara hayır diyen küçük ülkelere baktığımız zaman ABD’nin ne denli yalnızlaştığını çok daha net bir biçimde görebiliyoruz. Çekimser kalanlara baktığınızda ise üzülüyorsunuz. Bosna ile ilgili olarak da orda üçlü bir yapının bulunuyor olması oylamada çekimser kalınmasına neden oldu. Benzer acıları yaşamış bir coğrafyadan da dünyanın net durduğu bir yerde aynı kararlılık bekleniyordu. İnşallah Bosna da daha sağlıklı bir yönetim şekline kavuşarak dünyadaki bu tür olaylar karşısında o hassasiyeti gösterebildiği bir yapı sağlanabilir” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımız duruşu çok önemliydi”

Angı, “Türkiye, Kudüs meselesinde önemli bir süreci başlatmış ve neticelendirmiştir. Ülkemiz Filistin ve Kudüs’ü hep gündeminde birinci sırada tutmuştur. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ülkemizin Kudüs meselesindeki duruşu çok önemliydi. Onun için bu kararın alınmasında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Ülkemizde artık doğruya doğru yanlışa yanlış denilebildiği, milletçe bu duruşun gösterilebildiği bir dönemi yaşıyoruz. İki hafta boyunca herkesin gözü meydanlardaydı. Konya’da bu noktada tüm siyasi partileri, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle Kudüs için tek vücut oldu. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla 7’den 70’e herkes meydanlardaydı ve duyarlılığını ortaya koydu. Mesele gönül coğrafyamızın ve mazlumların meselesi olunca bir ve beraber olabildik. Bu noktada tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Osmanlı’ya karşı söylenenlere çok daha dikkat edilmeli”

Ülkemiz son yıllarda pek çok acı tecrübeyi yaşayarak bu günlere geldi. Milletimiz tarihten gelen bu vicdani sorumluluğuyla ve cesaretiyle meydanları kimseye bırakma niyetinde değil. İçerde ve dışarıdaki ihanet şebekeleri de bundan ders almalılar. Tarihimize baktığımızda yüzümüzü kızartacak hiçbir işin içinde olmamış bir Osmanlı paşasına karşı Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dış İşleri Bakanı kutsal emanetlerle ilgili densiz açıklamalarla bulunabiliyor. Osmanlı, o bölgeye canını vermiş, bedelini ödemiş ve o emanetler ehil elde tutulmuştur. Yoksa kendi tarihine, coğrafyasına sahip çıkamayan, bedel ödemeyen ama hasetle bir şeyler yaptığını zannedenler tarih önünde yüzleri kızarmakta ve mahcup olmaktadırlar. İnsanlar Osmanlı’ya karşı söz söylerken çok daha dikkatli olmalılar. Türkiye Cumhuriyetinin de bu konudaki hassasiyetinin de farkında olmalılar. O sebeple önümüzdeki dönemi çok daha cesaretli bir şekilde yönetmek zorundayız” diye konuştu.

Genel Haberleri