Akib, Nakliye Acentelerinin Uyguladığı Fahiş Fiyatların Kaldırılmasını İstiyor

Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Koordinatör Başkanı Mahmut Arslan, nakliye acentelerinin birçok isim altında tahsil ettikleri ücretlerin fahiş oranlarda uygulandığını ve çoğu zaman navlundan daha yüksek bir meblağa ulaştığını belirterek, yüksek ücretlerin kaldırılması için hükümet nezdinde girişimlere başlandığını bildirdi.

AKİB Koordinatör Başkanı Arslan, konteyner yüklemelerinde acenteler tarafından firmalardan alınan yüksek ücretlere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Arslan, dış ticaret alanında faaliyet gösteren nakliye acentelerinin manifesto ücreti, terminal güvenlik ücreti, ekipman survey ücreti, geçici kabul ücreti veya başka isimler altında tahsil ettikleri ücretlerin, fahiş oranlarda uygulandığını ve çoğu zaman navlundan daha yüksek bir meblağa ulaştığını belirterek, tepkisini dile getirdi.

“Acenteler, firmalardan haksız yere ücret alıyor”

İthalatta ve ihracatta manifesto, terminal güvenlik tahliye, ekipman-survey, geçici kabul ücretlerinde haksız yere ödemelerin gerçekleştirildiğine dikkat çeken Arslan, “Acentenin gümrüğe yaptığı, yükün geldiğine dair yazılı bildirim için alınan manifesto ücreti, acentenin kendi gideridir. Fakat bu ücreti her acente firmalardan almamakla birlikte, bazı acenteler 25-35 dolar arasındaki manifesto ücretini firmalardan tahsil etmektedir. Terminal güvenlik ücreti ise liman tarafından acentelere kesilmektedir. Liman acentelere 9 dolar kesmektedir. Acenteler ise 10-14 dolar arasında ithalatçı firmalara bu ücreti yansıtmaktadır. Burada her bir konteyner için haksız yere 1-5 dolar arasındaki tutar firmalara yansıtılmaktadır” dedi.

Konteynerin gemiden indirme ücreti olan tahliye ücretinde de aynı durumun söz konusu olduğunu kaydeden Arslan, “Liman acentelere 120 dolar kesmektedir. Acenteler ise ithalatçı firmalara 145-175 dolar arasında yansıtmaktadır. Burada, her bir konteyner için haksız yere 25-55 dolar arası tutarın firmalara fatura olarak kesildiğine şahit olmaktayız. İnen her konteyner kontrol edilip, hasar olup olmadığına bakılır. Ekipman denetim ücreti olarak geçen bu hizmeti, acente ve limanın kendi kaliteleri açısından vermeleri gerekmektedir ve konteyneri firmalara sağlam teslim etmek zorundadırlar. Fakat bu hizmet kalemi de firmalara her bir konteyner için haksız yere 12-14 dolar olarak yansıtılmaktadır. Konteynerin boşaltılması amacıyla gümrüklü alan dışına çıkarılıp, boşaltma işlemi bittikten sonra tekrar gümrüklü alana girebilmesi için yapılan prosedürü olan geçici kabulde de sorunlar yaşanmaktadır. Gümrüğe ödenen masrafı acenteler, firmalara yansıtmaktadır. Yaklaşık olarak acentenin maliyeti 15 dolar olmasına rağmen, her bir konteyner için haksız yere firmadan 35-65 dolar alınmaktadır” ifadelerini kullandı.

“İhracatçılar, acentelerden fahiş olarak kesilen masraflara maruz kalıyor”

Arslan, ithalatın yanı sıra ihracat yaparken de haksız yere kesilen ücretlere maruz kaldıklarını dile getirdi. Bu alanda yaşanan sıkıntıları anlatan Arslan, şunları kaydetti:

“Konşimento, acente tarafından hazırlanarak ihracatçı firmaya verilmektedir. Bunun karşılığında da acente firmadan para talep eder. Fakat hazırlanan bu belgenin acenteye kağıt masrafından başka hiçbir külfeti olmadığı gibi acente, firmaya 25 dolar ile 80 dolar arasında değişen bir maliyet yüklemektedir. Geçici kabulde ise konteynerin yüklenme amacıyla gümrüklü alan dışına çıkarılıp, yükleme bittikten sonra tekrar gümrüklü alana girebilmesi için yapılan prosedürdür ve gümrüğe ödenen masrafı acenteler firmalara yansıtır. Yaklaşık olarak acentenin maliyeti 15 dolar olmasına rağmen firmalara beher konteyner olarak 25-118 dolar arasında fatura edilmektedir.”

Konteynerin gemiye yüklenme ücreti olan free-in ücretini, limanın hatta kestiğini ve acentelere 110 dolar fatura ettiğini belirten Arslan, ancak acentelerin bu ücreti firmalardan 145-175 dolar olarak istediklerine işaret etti. Ayrıca, mühür ücretinde de firmalardan 5 ile 7,5 dolar haksız yere ücret talep edildiğini ifade eden Arslan, limanın acenteye 45 dolar olarak yansıttığı terminal ücretinin acente tarafından firmalara yansıttığı tutarın ise 45-85 dolar arasında olduğuna dikkat çekti.

1-3 Kasım 2017 tarihlerinde düzenlenen Dış Ticaret Haftası etkinlikleri kapsamında Başbakan Binali Yıldırım’a sunulan 10 maddelik talep listesinde söz konusu belgelerin kaldırılmasının da yer aldığını bildiren Arslan, nakliye acentelerinin aldığı ordino ücretlerinin ihracat yapan firmalara ek maliyet unsuru niteliğinde değerlendirildiğini kaydetti.

“İhracatçıya maliyeti bir kaç milyar doları buluyor”

İhracatımızın ana ve yardımcı hammaddelerinde de ithal girdi kullanıldığı düşünüldüğünde, ordino uygulaması ile diğer belge ücretlerinin ihracatçı için büyük bir maliyet ve zaman kaybına neden olduğunu belirten Arslan, ihracatçılar olarak ithal hammadde ve ara malı taşınmasına ödenen bu ücretlerin kaldırılmasını talep ettiklerini aktardı. Arslan, “İhracatçımızın sadece ordino uygulamasından kaynaklı maliyeti yaklaşık 700 milyon lira civarındadır. Diğer işlemler ise bunun 4-5 katıdır. İhracatımızın bu tarz keyfi uygulamalardan dolayı olumsuz etkilenmemesi için ordino uygulamasının kaldırılması için hem Birliğimizce hem de çatı kuruluşumuz olan Türkiye İhracatçılar Meclisi’nce çalışmalarda bulunduk” dedi.

Yapılan girişimlerin sonuç verdiğini, konuyla ilgili Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan sevindirici haberin geldiğini aktaran Arslan, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yayınladığı resmi yazı ile ordinonun kaldırıldığını, Türkiye’deki tüm gümrük müdürlüklerince aranmayacağını belirtti. Bakanlık, resmi yazıda gümrük mevzuatında ordino hakkında bir hüküm bulunmadığını da belirtti. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ve Müsteşar Cenap Aşçı’ya, sesimize kulak verdikleri, vakit kaybetmeden sorunumuza çözüm buldukları için tüm ihracatçılar adına çok teşekkür ediyoruz. Ordino dışındaki diğer ücretlendirmelerde de gerekli düzenlemelerin yapılmasını ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ekonomi Haberleri