MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye’nin gündemine giren yeni bir kavram olan Endüstri 4.0 ile ilgili bazı yanlış bilgiler olduğunu ifade ederek, yeni sanayi devrimini değerlendirdi. “Ülke olarak sürekli yaptığımız bir yanlışımız var; o da ne zaman hayatımıza yeni bir kavram girse, o kavramı o kadar çok kullanır ve içeriğini unutacak kadar slogan haline getiririz ki, kavram artık anlamını yitirir, somut faydaları da” diyen Aşut, bu yeni kavramlarının en popülerinin ise Endüstri 4.0 olduğunu vurguladı. Her kavramın önce farkındalık oluşturarak gündeme gelip yaygınlaştığına işaret eden Aşut, ancak farkındalık sonrasında işlerin somutlaşmaya başlaması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin ise sadece farkındalık aşamasında kaldığını, somut çıktılara odaklanmayınca kavramın sloganlaşmaya ve içinin boşalmaya başladığını belirtti. Aşut, “Aynı şeyi ekonomimizin geleceği olan Endüstri 4.0 kavramına yapmamalıyız. Teknolojik gelişmeler bilimsel gelişmeye paralel bir konudur. Bilimsel seviyesi sınırlı bir toplumdan teknolojik gelişmeler bekleyemeyiz. Dünyada cep telefonu kullanma sayısı nüfusunu geçen nadir ülkelerin başındayız. Bu bizim teknolojik olarak geliştiğimizi göstermez. Yurt dışında olan bir teknoparkın, ar-ge tesisinin veya laboratuvarın aynısını -elbette ekipmanın tamamını ithal ederek- ülkemizde yapmak yüksek teknolojiyi gerçekleştirdiğimiz anlamına gelmez. Hele hele emir ve talimatla bilim, ileri teknoloji veya bunların sonucu olan Endüstri 4.0 ortaya çıkmaz. Bilim analitik bir düşünce yapısı gerektir. Bu anlamda ilkokuldan üniversiteye bu işin temeli olan eğitim 4.0 olmadan; yani Endüstri 4.0’ı ortaya çıkaracak ana unsur olan eğitim yeniden buna göre kurgulanmadan gerçek anlamda Endüstri 4.0 olmaz. Sadece güzel teknoparklarımız olur, modern ar-ge tesislerimiz olur, şık binalarımız olur” ifadelerini kullandı.
“Eğitim 4.0 bu yeni devrimin payandasıdır”
Gerçek teknolojik ilerlemeleri yakalamayı, Türkiye’de de gerçekleştirmeyi doku nakline benzeten Aşut, hazır teknolojik gelişmeleri alarak gerçek bir Endüstri 4.0 oluşturulamayacağının altını çizdi. Aşut, “Başkalarının elma ağacının elmalarını kendi ağacınıza takarak elma ağacı yetiştiremezsiniz. Bunu düşünecek beyinler yetiştirmemiz gerek. Bunun da başlangıcı ilköğretimdir. Yazılım ve internet Endüstri 4.0’ın temel payandalarıdır. Ne mutlu bize, iş dünyasının gündeme getirmesi sonucu, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın desteği ile Kod Yazma eğitimleri ilkokul müfredatına girdi. Bunu çok önemsiyoruz. Ama yetmez. Öğrencilerin analitik düşünme becerisini geliştirecek derslerin oluşturulması, matematik, fizik, kimya, biyoloji, fen derslerinin mühendislik uygulamalarına entegre edilerek, üretime yönelik bir ‘Maker Space’ bakış açısıyla klasik sınıfların atölyeye dönüşmesi gerekir. Bizce akademisyenlerin haftada birkaç saatini mutlaka ilk, orta ve lise eğitimlerine ayırmaları, bunu gerçekleştirmek adına büyük bir yeniklik olur. Ancak, insan kaynağımız bir robot değildir. Robotlar verilen emri yerine getirir, ne kodlarsanız onu yapar. Endüstri 4.0 bu anlamda insanın yerini tamamen alamaz, çünkü robotları idare edecek olan da insandır. Endüstri 4.0’la sadece çalışanların iş tanımı değişecek. Kas gücüne gerek kalmayacak, insan kontrol panelinin arkasına geçecek. Eğer buna hazır olamazsak, insan kaynağımızı buna göre eğitemezsek, işsizlik işte o zaman oluşur” dedi.
Endüstri 4.0’ın sadece sanayi ile sınırlı olmadığına dikkat çeken Aşut, şöyle devam etti: “Endüstri 4.0 bir üretim felsefesidir ve teknolojinin her alana entegrasyonunun adıdır. Endüstri 4.0 hangi sektör olursa olsun, ister hizmet ister ticaret isterse üretim, işin içinde yazılım, internet, nesnelerin interneti, siber teknolojiler, bulut teknolojilerinin olmasıdır. Bu anlamda Lojistik 4.0, Tarım 4.0, Ticaret 4.0, Turizm 4.0 gibi kavramlarla işi zenginleştirebiliriz. Hatta sağlıktan gündelik yaşama kadar her alanı dahil edebiliriz.”
“Siyaset 4.0 olmadan doğru politikalar oluşamaz”
Tüm bunların payandasının eğitim olduğunu vurgulayan Aşut, Eğitim 4.0 tasarlanmadan bu hedeflere ulaşmanın mümkün olmadığının altını çizdi. Bu noktada sadece fiziksel şartların değil, aynı zamanda eğiticilerin eğitiminin ve müfredatın da buna uygun olarak revize edilmesi gerektiğini belirten Aşut, şunları kaydetti: “Bu işi yapacak en etkin güç elbette devlettir. Bunları yapacak, bu politikaları oluşturacak olan siyasetin de bir Siyaset 4.0’a ihtiyacı olduğu açıktır. Eski siyasi yaklaşımlar yeni insan kaynağını yönetemiyor. Siyaset bu gelişmelerin arkasında kalmamalıdır. Siyaset de kendi dinamiklerini revize etmeli, bürokrasisini ve teknokratını buna göre eğitmelidir. Bu bir değişimdir ve tarih bize göstermiştir ki, hiçbir toplumsal ve ekonomik değişim yok ki siyaseti şekillendirmesin. Öncelikler değişirken hizmetin önceliği de değişmek zorundadır. En basiti modern çağın icra makamı olan, demokrasinin odağı olan yerel yönetimlerin artık kaldırım, yol ve kanalizasyon önceliklerinin yerini ekonomiye, eğitme entegre olmaya bıraktığını görmek zorundayız. Çünkü kamu, yerel yönetim, özel sektör ve üniversiteler bu masanın dört ayağıdır ve artık bu vizyona kafa yorulmalıdır.”