Mersin Barosu Konferans Salonu’nda düzenlenen seminere, İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Feridun Yenisey ve İstanbul Barosu’ndan Yrd. Doç. Dr. Salih Oktar konuşmacı olarak katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Ali Er, “Sürekli değişen yasalar karşısında meslektaşlarımızın bilgilerini yenilemelerini ve mesleki gelişimlerini sağlamak için düzenlenen yoğun eğitimlerimiz ve seminerlerimiz devam etmektedir. Geleceğe başarılı avukatlar yetiştirmek de baromuzun en önemli görevleri arasında yer almaktadır. Bu anlamda baromuzda devam eden eğitim seferberliği, meslektaşlarımızın mesleki gelişimine önemli katkılar sağlamaktadır” dedi.
“Başlangıç soruşturması somut şüpheyle yapılmalı”
Seminerde ilk sunumu yapan Prof. Dr. Feridun Yenisey, CMK’da yer alan soruşturma evresinin aşamalarını anlatarak, şüphe, beyan delilleri, belirti delilleri, iddianame oluşturma, vicdani kanaat konusunu CMK Yasası’ndan örnekler vererek anlattı. Yenisey, “Soruşturmanın başlanması için başlangıç şüphesi gerekiyor. Bu konuda Yargıtay kararları var. Savcının olay hakkında ceza soruşturmasına başlaması için somut şüphenin bulunması gerekiyor. Başlangıç soruşturması somut şüpheyle yapılmalı ve etkin bir şekilde yapılmalıdır. CMK’nın 167. maddesine göre, eğer yeterli şüphe oluşursa savcının hukuka uygun deliller sonrası iddianame oluşturması gerekiyor” diye konuştu.
CMK’nın 217. maddesince hakimin vicdani kanaatinin önemine de değinen Yenisey, “Hakimin içsel kanaatinin, algıladığı duyumlara dayanması gerekiyor. Hakim huzurunda tartışılmış olan delillere dayanılarak, hakim vicdani kanaat oluşturur” ifadelerini kullandı.
Adli görüşme odaları ve çocuk izleme merkezlerinin (ÇİM) hukuk sistemi açısında önemi üzerinde de duran Yenisey, “Adli görüşme odaları ve ÇİM’ler, mağdurun ikinci bir zarara uğramaması için önemlidir ancak müdafinin savunma hakkını kısıtlamaktadır. Bu konuda bir denge sağlanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Durmuş Tezcan ve Yrd. Doç. Dr. Salih Oktar ise OHAL döneminde çıkan KHK’larla değişen 5272 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan usul değişiklikleri hakkında bilgiler vererek, OHAL koşulları kapsamında müdafi sayısının sınırlandırılması, ifade alma sırasındaki soruşturma ve kovuşturmalar hakkındaki kararları, müdafinin gözaltındaki veya tutuklu olan şüphelilerle görüştürülmesinin yasal kuralları, istisnaları ile AİHM’nin bu konudaki uygulamaları hakkında bilgiler verdiler.