Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, "Terörizmle mücadele etmek askerin görevi değil, bu toplumun görevi, iktidarın görevi, yönetimin görevi, muhalefetin görevi, hatta vatandaşın görevi" dedi.
Memleketi Karamanʹda incelemelerde bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Kazım Karabekir ilçesinde vatandaşlarla sohbet etti. 1980ʹden bu yana 29 bin 800 teröristin öldürüldüğünü, 6 bin 800 civarında da askerin şehit olmuş olduğunu, 2 bin 400 civarında sivil vatandaşın hayatını kaybettiğini kaydeden Bakan Dinçer, "Bu günlerde ülkede ve dağda 5 bin 500 civarında teröristin olduğunu tahmin ediyoruz. 5 bin terörist olduğunu düşünürsek, bu güne kadar da 30 bin teröristin öldürüldüğünü var sayarsak, 30 yıllık süreç içerisinde 5 tane PKK örgütü öldürerek yok edilmiş. Ama hala daha 5 bin tane terörist var. Bizim buradan bu ülke olarak, bu ülkenin vatandaşları olarak, bu ülkenin yöneticileri olarak bir ders çıkarmamız gerekmez mi? Buradan çıkaracağımız ders, öldürerek terörün sonu getirilemez. İnsanları öldürerek, yok ederek bu problemi çözemiyorsunuz. Öyleyse bu problemi çözmek için akli selim düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Bakan Dinçer, askerin görevinin terörizmle değil teröristle mücadele etmek olduğunu ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:
"Askeri tedbirler mutlaka alınmalı ve ihmal edilmemeli. Ama asker terörizm ile mücadele etmez. Asker teröristle mücadele eder. Asker dağda kendisi ile mücadele eden teröristle mücadele eder. Askerlerimiz teröristle mücadele etmeye devam edecek. Bundan asla tereddüdünüz olmayacak, endişeniz olmayacak ve şimdiye kadar yaptıklarımızdan da geriye bir yumuşama olmaz. Ama terörizmle mücadele etmek askerin görevi değil, bu toplumun görevi, iktidarın görevi, yönetimin görevi, muhalefetin görevi, hatta vatandaşın
görevi. Bizim hep birlikte askeri tedbirlerin dışında siyasi, iktisadi, sosyo kültürel tedbirler almamız gerekiyor ki, canımızı yakan bu konuyu ortadan kaldırabilelim. Siz dağda teröristi öldürürken ovada terörist yetiştiren bir zemin varsa terör biter mi? Öyleyse ovada terörist yetiştiren zemini yok etmemiz lazım. Bu bakımdan hükümetimizin bu konuda yaptığı bütün tedbirler bu konuya yönelik. Siyasi tedbir ne olabilir diye baktığımızda demokrasiyle bunu izah edebiliyoruz. Bir ülkede demokrasi ne kadar çok
anlatılır kendi hayatlarını belirleyen kararlarda geliştirilip arttırılırsa ve insanlar kendi bulundukları yerde ve kendi hayatlarını belirleyen kararlarda ne kadar çok söz sahibi olabilirlerse o kadar çok sizinle bütünleşirler. Demokrasiyi arttırdıkça onlarda bu ülkenin amaçlarına, bu ülkenin misyonuna daha çok sahip çıkmaya başlayacaklardır. Biz bunları yeni yapmıyoruz. Hükümet olarak iktidara geldiğimiz günden bu yana bu ülkede demokratik açılım yapmaya çalışıyoruz."
"TÜRKİYE, DÜNYAʹNIN EN İYİ SAĞLIK SİSTEMİNE SAHİP"
Muhalefetin sürekli hükümeti ʹ7 yılda ne yaptılar kiʹ diyerek eleştirdiğini dile getiren Bakan Dinçer, duble yollar, derslikler, toplu konutlar ve hızlı trenin bu eleştirilere en güzel cevap olduğunu ifade etti. Bakan Dinçer, dünyanın şu anda en iyi sağlık sistemine Türkiyeʹnin sahip olduğunu savunarak, ʹʹSağlık sigortası kapsamı en geniş ülke Türkiye. Mübalağasız olarak dünyanın her yerinde bunu övünerek söyleyebilirsiniz. Ayrıca dünyada sağlık hizmetine en kolay erişilebilen ülke Türkiyeʹdir. Bu konuda
isim yapmış İskandinav ülkelerinden bile iyi olduğumuzu, çok daha geniş kapsamda sağlık hizmeti verdiğimizi lütfen bilin. Emeklilerimizin durumunu da düzeltiyoruz. Sorunlar olduğunu biliyoruz. Aldıkları maaş yeterli değil. Ülke kaynakları arttırıldıkça emekli maaşlarımızı da arttırmaya çalışıyoruz. Hatırlıyor musunuz, geçen sene eczacılarla bir mücadeleye giriştik. Eczacılar kepenk kapattı. Biz bu mücadeleyi kazandık. Doğrudan 2.5 milyar lira tasarruf oldu ve biz onu da emeklilerimize verdik. Biliyorsunuz
emeklilerimize 65 lira gibi bir para vermiştik. Yeterli mi, değil, farkındayım. Fakat bütün bunlar işlerin daha iyiye gitmesi için, iyi niyetle çaba sarf ettiğimizin göstergesi olarak kabul edin" şeklinde konuştu.
Konuşmasının sonunda hemşerilerinden referandumda ʹevetʹ oyu kullanmalarını isteyen Bakan Dinçer, daha sonra Karaman Poliseviʹnde verilen iftar yemeğine katıldı.