Aral, Milli Tarım Projesi olarak belirlenen ancak uygulanması noktasında halen bir adım atılmamış olan havza modelinin vakit kaybedilmeden başlanmasını beklediklerini söyledi. Havza modeli ile ülkenin 940 ayrı havzaya ayrıldığını ifade eden Aral, bu proje ile hangi bölgede hangi ürünün yetiştirilebileceğini ve hangi ürünlerin destekleneceğinin belirlendiğini hatırlattı. Bu projenin hayata geçmesi ile birlikte bakliyat sektöründe toplamda 2 milyon tonluk üretim hedeflendiğini kaydeden Aral, “Yurt içindeki tüketimimizin yaklaşık 1,2 milyon ton olduğunu göz önünde bulundurursak, 8 bin ton bakliyatı da doğrudan ihraç edebileceğimizi söyleyebilirim. Mevcut durumda ise toplam üretimimiz 1 milyon ton civarında. Yani kendi ihtiyacımızı dahi karşılayamıyoruz. Talepleri Kanada, Amerika, Meksika, Hindistan’dan karşılamak durumunda kalıyoruz" diye konuştu.
Türkiye’nin mevcut durumda tarım ihracatının 14-16 milyar dolarlar aralığında olduğunun altını çizen Aral, yalnızca bakliyat üretiminin 2 milyon tona çıkarılıp 800 bin tonluk ürünün ihraç edilmesi halinde bakliyat ihracatından 1 milyar dolarlık gelir elde edilebileceğini kaydetti. Havza modeline geçilmesi halinde ihracat rakamlarının istenilen seviyelere yükselebileceğini vurgulayan Aral, rakamların en az 25-30 milyar dolar seviyesine yükselmesi gerektiğini söyledi. Yüz ölçümü Türkiye’den çok daha küçük olan Hollanda’nın dahi tarım ve hayvancılıktan elde ettiği ihracat gelirinin 70-80 milyar dolar civarında olduğunu anlatan Aral, Türkiye’nin rakamlarının kabul edilebilir bir seviyede olmadığını dile getirdi. Bakliyat çiftçisinin artık bakliyat ekimini unuttuğunu vurgulayan Aral, havza modeline geçilmesi ile birlikte destekleme sisteminin oturacağını, böylece ekimin de artacağına inandığını söyledi. Üretimin yalnızca Güneydoğu Anadolu ile sınırlı kalmayıp İç Anadolu, Doğu Anadolu’ya hatta fasulye üretiminde Çanakkale’ye dahi yayılabileceğini ifade eden Aral, “Unutulmamalı ki bakliyat, ekildiğinde toprağı da besleyen, topraktaki azotu dengeleyen bir bitki. Özellikle nadas bölgelerinde ekimi oldukça ideal. Ancak bu fırsat değerlendirilmiyor” şeklinde konuştu.
Sektör temsilcileri olarak havza modelinin tam destekçisi olduklarına işaret eden Aral, bu konunun yeniden gündeme getirilmesini istediklerini söyledi. Bakliyatta Avrupa’nın en büyük tohum bankasına sahip olduklarını da hatırlatan Aral, ancak bu bankadan da istenildiği ölçüde yararlanılmadığını dile getirdi. Havza modeline geçilmesi ile birlikte doğacak yeni tohum ihtiyacının bu bankadan karşılanabileceğini ifade eden Aral, "İhtiyaç ölçüsünde tohum temin edebilecek altyapımız bulunmakta. İyi bir koordinasyonla çalışmaya başlanırsa hiçbir eksiğimiz yok. Biran önce çiftçilere gerekli eğitimlerin verilip kırmızı mercimek şu bölgede, yeşil mercimek, nohut bu bölgelerde yetiştirilecek diye harekete geçilmeli. Sertifikalı tohum ekerseniz şu kadar destek vereceğiz, ekmezseniz destekten yararlanamazsınız gibi kurallar belirlenmeli. Dünyada bu yöntem kullanılıyor" ifadelerini kullandı.