Baro Başkanı Er, yazılı bir açıklama yaparak, İsrail devletinin yaptığı son olayın ilk olmadığını, sicili oldukça kabarık olduğunu vurguladı. İsrail’in, Mescid-i Aksa’nın etrafına metal detektörler yerleştirerek, ateşle oynamaya devam ettiğini belirten Er, bunun ibadet özgürlüğüne saldırıdan öte bir işgal olduğunu kaydetti. Er, “İsrail devleti tarafından, sözde güvenlik gerekçesi ile özellikle Mescid-i Aksa’nın, yani Harem-i Şerif’in etrafına metal dedektörler konması, Filistinli Arap ve diğer Müslüman bireylerin bu kutsal ibadet yerlerine girişlerinin zorlaştırılması ve engellenmesi en temel insan haklarından din ve ibadet özgürlüğünün ihlal edilmesi olup, asla kabul edilemez. İsrail, din ve vicdan hürriyetini askıya almış ve terörden farkı kalmamıştır. Müslümanların kutsal mekanı Kudüs’e ve Harem-i Şerif’e saygı göstermesi hukuki, insani ve ahlaki bir yükümlülüktür. İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, diğer bütün uluslararası sözleşmelerin yanı sıra Avrupa Konseyi’nin kararları ile de güvence altında olan kutsal yaşama hakkına yönelik bu ağır saldırının hukuki ve meşru hiçbir nedeni olmadığı gibi ahlaki ve vicdani dayanağı da yoktur” ifadelerini kullandı.
“İsrail, din ve ibadet özgürlüğü hakkını açıkça ihlal etmiştir”
İsrail’i kınayan Er, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Filistin halkının topraklarını işgal eden ve bu son eylemi ile de görüldüğü üzere tüm dünya kamuoyunu hiçe sayan İsrail devletini lanetliyoruz. Yapılan son saldırı İsrail devletinin ne derece terörist, haksız, hukuksuz bir devlet olduğunun da açık bir göstergesidir. Filistin halkı ve Mescid-i Aksa asla yalnız değildir. Mescid-i Aksa, İsrail’in bir mülkü değildir, orası bütün Müslümanlarındır. İsrail, bu eylemi ile uluslararası sözleşmeler ile teminat altına alınmış bulunan din ve ibadet özgürlüğü hakkını açıkça ihlal etmiştir.”
“Cılız sesler İsrail’e cesaret veriyor”
Dünya devletlerinden gelen cılız ve etkisiz tavır ve kınamaların, caydırıcı olmaktan uzak olduğu gibi, daha önce de defalarca benzer hukuk ihlallerinde bulunan İsrail’e cesaret verdiğinin altını çizen Er, uluslararası hukuk kurallarının çifte standart olmaksızın tüm devletlere eşit bir şekilde uygulanmasının, dünya barışının sağlanması açısından temel koşul olduğunu vurguladı. Er, “İsrail devletinin işgal altında tutmakta olduğu Doğu Kudüs’teki başta Harem-i Şerif olmak üzere dini mekanlara yapmış olduğu uygulamaları şiddetle kınıyor, Müslümanların ve ülkemizin böylesine önem verdiği, olmazsa olmazına inandığımız kutsiyetine saygı gösterilmesinin insani ve hukuki gereklilik olduğunu hatırlatıyoruz. Olay sonrasında İsrail tarafından uygulamaya konulan giriş yasağı ile tüm engellemelerin derhal kaldırılmak suretiyle ibadete açılması ve sükunetin bir an önce sağlanması gerekmektedir” dedi.