Bir gencin, 'Yardım edin' çığlığı

Bir gencin, 'Yardım edin' çığlığı
İsmail Tutkun, 1993 yılında dini nikahlı Resul Tutkun ve Zeliha Uçar çiftinin tek çocukları olarak Mersin’de dünyaya gelen, ancak ailevi sorunlar nedeniyle küçük yaşta Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilen bir genç. Yetkililere, “Yardım çığlığımı duyun” diyen İsmail Tutkun, sokaklarda yatıp kalkıyor. Silahla adam yaralamadan cezaevine düşen, kavgada sol elinin 4 parmağı kopan ve yerine dikilen İsmail Tutkun, cezaevinden çıktığı Haziran 2016 tarihinden bu yana ayakta kalabilmek için neredeyse tüm devlet kapılarını çalmasına karşın bir sonuç alamadı. Parklarda yaşayan, esnafın yardımıyla karnını doyuran İsmail’in tek isteği; yeniden suç işlememek için bir iş ve kalacak bir yer.
“Babamın vefatından sonra sokaklarda yaşamak zorunda kaldım”
Yaşadıklarını İHA muhabirine anlatan İsmail Tutkun, annesinin zihinsel engelli olması ve babasının yaşlılığının yanı sıra ailevi sıkıntılar sonucunda verildiği Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan, babasının aile nakli yardımı ile 14 yaşında kurumdan çıktığını söyledi. Bir süre babasının yanında yaşadığını, ancak 23 Mart 2007 tarihinde babasının hayatını kaybettiğini belirten İsmail, bu tarihten sonra sokaklarda yaşamak zorunda kaldığını anlatarak, “Babamı kaybettikten sonra hayatta annemden başka kimsem kalmadı. Ama annem de psikolojik rahatsızlığı ve kendisine bakacak kimse olmadığı için 10 yılı aşkın bir süredir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Nihat Sözmen Özürlü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde bakıma muhtaç bir şekilde tedavi görüyor. Maddi imkansızlık da olunca babamın vefatından sonra sokaklarda yaşamak zorunda kaldım” dedi.
“Arkadaş çevremin de etkisiyle işlediğim adam yaralama suçundan 5 yıl cezaevinde yattım”
Sokaklarda yaşamaya başladıktan sonra edindiği arkadaş çevresinin de etkisiyle 2007-2012 yılları arasında kendisini talihsiz olayların içinde bulduğunu dile getiren İsmail, bu sürede çeşitli suçlara karıştığını söyledi. 2012 yılında ise babasından 6 halası ve kendisine miras olarak kalan Fındıkpınarı Mahallesi’ndeki bir arazi nedeniyle tanımadığı kişilerin baskısına uğradığını belirten İsmail, “Bu kişiler bana, ‘Ya araziyi vereceksin ya da seni yaşatmayacağız’ diyerek tehdit ettiler. Ben o arazinin içinde yaşıyordum. O dönemde bu kişilerin sürekli tehditleriyle karşılaştım. Bir gün beni döner bıçağı ile tehdit ettiler. Ben de ölmemek için döner bıçağını tuttum ve sol elimin 4 parmağı birden koptu. Ameliyatla yerine diktiler parmaklarımı. Şu an hayatta olduğuma şükrediyorum. Bir gün Mezitli’de yine beni tehdit ettiler ben de babamın ruhsatlı beylik tabancasıyla onlara rastgele ateş açtım. Onlardan yaralananlar oldu. Hapse girenler de oldu. Ben de hem yaralamadan hem de arkadaşlarımın işlediği suçları bana yüklemeleri nedeniyle cezaevine girdim. Cezaevinde 5 yıl kaldım. Şu an hala hasımlarımla yani her an tehlikeyle karşı karşıyayım” diye konuştu.
“Cezaevinden çıktım ama yine parklarda ve sokaklarda sabahlıyorum”
Cezaevinden 23 Haziran 2016 tarihinde tahliye olduğunu ve özgürlüğüne kavuştuğunu vurgulayan İsmail, “Ama yine sokaklarda yaşamımı sürdürmekteyim. Devlet büyüklerimden gerekli barınacak yer ve iş konusunda yardımcı olmalarını talip ediyorum. Parklarda ve sokaklarda sabahlıyorum. Nereye kadar sokaklarda sabahlayacağım? Sokaklarda her türlü tehlikeyle karşı karşıya kalabilirim. Besin kaynağım yok, yemek tüketme gibi bir durumum yok. Esnafın yardımıyla ayakta duruyorum. Avuç açıp dilencilik yapmak istemiyorum. Asla maddi yönden destek beklemiyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmak için iş istiyorum” ifadelerini kullandı.
“İntihar etmeyi bile düşündüm”
Bugüne kadar çalmadığı kapı kalmadığını, birçok devlet kurumuna gerek dilekçeyle gerek bizzat giderek durumunu anlattığını ve yardım istediğini ifade eden İsmail, “Ama hiçbirinden olumlu bir cevap alamadım. Bir çözüm bulunamadı, yani yardım yapılmadı. Yaklaşık 6 yıl önce karıştığım kavgada sol elimin 4 parmağı tamamen koptu ve yerine dikildi. Üç kez ameliyat geçirdim ama henüz tam işlevini kazanmadı elim. Ayrıca astımım var. O nedenle şu an başvurduğum işyerlerinde iş bulamıyorum. Ama iyileşirsem kendi ayaklarımın üzerinde dururum. Kimsenin bir lirasını, yani maddi yönden desteğini beklemiyorum. Artık intihar etmeyi bile düşünüyorum ama annem hayatta olduğu için üzülmemesi için direniyorum” şeklinde konuştu.
“Yeniden suça bulaşmak, yeniden cezaevine girmek istemiyorum. Ben sadece iş istiyorum”
Halen korunmaya muhtaç devlet çocuğu olarak sağlık güvencesi altında olduğunu da kaydeden İsmail Tutkun, eliyle ilgili engellilik durumunun belirlenmesi için Mersin Devlet Hastanesi’ne de başvuruda bulunduğunu, sonucun bayram tatilinin ardından belli olacağını anlattı. Bu raporun sonucunu da dört gözle beklediğini vurgulayan İsmail, çığlığını yetkililerin duymasını isteyerek, sözlerini söyle tamamladı:
“Sokaklarda yaşamam her türlü tehlikeyi de getirecek. Ben nereye kadar sokaklarda yaşayacağım? Her türlü belayla karşılaşabilirim. Kimseden bir lira dahi isteyemiyorum, vicdanım el vermiyor, çünkü elim ayağım tutuyor. Ben sadece iş istiyorum. Kasım ayına kadar denetimli serbestlik kapsamında her gün karakola imza atmaya gidiyorum. Şu an sokaklarda yaşamımı sürdürüyorum, yeniden suça bulaşmak istemiyorum, yeniden cezaevine girmek istemiyorum. Devlet büyüklerim bana yardım etsin. Ben sadece yaşamak için iş istiyorum.” 

Yerel Haberleri