Spor Toto Süper Lig takımlarından Mersin İdmanyurdu’nun teknik direktörü Rıza Çalımbay, görevinden istifa etti.15 Haziran tarihinde Mersin İdmanyurdu ile sözleşme yenileyerek, mukavelesini 1 yıl uzatan Çalımbay, bugün HiltonSA Oteli’nde düzenlediği basın toplantısıyla istifasını açıkladı. Geçen yıl görev yaptığı Mersin İdmanyurdu ile sezon başında yeniden anlaştığını ve 1 yıllık mukavele yaptığını hatırlatan Çalımbay, anlaşırken bazı şartlar koyarak anlaştıklarını, ancak bu şartların yerine getirilmemesi nedeniyle dün istifa edeceğini yönetime ilettiğini söyledi."TAKIMA SAHİP ÇIKILMADI"Kendisinin hiçbir zaman Mersin İdmanyurdu’ndan ayrılmayı düşünmediğini vurgulayan Çalımbay, "Çünkü benim şahsım olarak hiçbir problemim yok. Çok güzel bir anlaşmam var. Baktığınız zaman bir teknik direktör olarak hiçbir sorun yaşamadan istediğimiz şekilde anlaştık. O yüzden benim şahsi bir problemim yok. Fakat biz bu anlaşmayı yaparken, transfer yasağı olduğu için yönetimden tek istediğimiz şey, takımı tutmaları, takıma sahip çıkmalarıydı. Ancak bugüne kadar var olan bazı pürüzlerin çözülemediğini gördük" dedi."TAKIMA ZOR GÜNLERDE EMEĞİ GEÇMİŞ ARKADAŞLARIN DIŞARIDA BIRAKILMASI DOĞRU DEĞİL"İki gün önce kamp programı için Mersin’e geldiğini dile getiren Çalımbay, dün yönetim kurulu üyeleriyle bir görüşme yaptığını belirterek, "Bazı şeylerde maalesef anlaşamadık, ortak karar alamadık. Belki kendilerine göre haklı oldukları yönler vardır. Ama benim de bir teknik direktör kendime yakışan şeyler var. Bu takıma emeği geçmiş, bu takımın zor günlerinde orada olmuş arkadaşlarımızı dışarıda bırakmak bence doğru bir hareket değil. O arkadaşlarımıza bizim sahip çıkmamız gerektiğini düşündüm. Tabi ki, o arkadaşlarımıza haklı demiyorum, onlar da haksız olabilir. Ama bunun bir orta yolunun bence bulunması gerekiyordu ve o arkadaşlarımızı da bizim kazanmamız gerekiyordu. Yönetim haklı olabilir doğrudur. Ama ben de teknik direktör olarak bütün oyuncularımı burada görmek istiyordum. Maalesef olmadı. Bunun dışında bir kaç küçük pürüzler var. Fikir ayrılığı olduğu için ben de kendilerinden izin istedim. Çalışamayacağımı ve buraya bir faydam olamayacağımı söyledim ve böylece ayrıldık" diye konuştu."HİÇBİR KULÜPLE ANLAŞMADIM"Geçen yıl herkesin ’düştüğü, deşecek, düşmeye en yakın aday’ dediği bir takımla yola çıktıklarını anımsatan Çalımbay, zor şartlarda çalıştıklarını, ancak çok iyi bir takıma sahip olduklarını ifade ederek, "Şu anda biz bırakıp giderken, çok iyi bir takım bırakıyoruz. Kulübün transfer olarak harcadığının kat kat üstünde bir takım bırakıyoruz. Oturmuş bir takım, bir birini tanıyan bir takım bırakıyoruz. Dediğimiz gibi bu kadroyu tamamen tutmamız gerekiyordu. Ama kalan diğer arkadaşlarımız da geçen sezona baktığımızda çok iyi bir grafik çizen bir takım. Tabi sorun sadece 2-3 arkadaşımızın burada olmamasından kaynaklanan bir şey değil. Bazı olayların da getirdiği şeylerden dolayı biz görevimizi bırakıyoruz. Kimsenin kafasında ’bir yerle anlaştı, bir yere gidiyor’ gibi bir şey olmasın. Çünkü ben buraya kamp programı yapmaya geldim. Ben buraya takımımızla ne yapacağımızı görüşmeye geldim. Kadroyu netleştirip, buradan da kampa gitmeye geldim. Ama maalesef karşımızı pürüzler çıkınca bu noktaya geldik. Kimseye kırgın değilim. Şahsi hiçbir sorunum yok" ifadelerini kullandı."SERVET VE SİNAN’IN BU TAKIMDAKİ EMEĞİ BÜYÜK"Bazı şeylerin kendisine ters geldiğini, bu takıma emeği geçen insanların burada olması gerektiğine inandığını söyleyen Çalımbay, şöyle devam etti:"Özellikle bizim transfer yasağımız var. O yüzden bu 2 arkadaşımızı tutmamız gerekiyordu. Servet Çetin bu takımda en az 31-32 maç oynadı. Ligin ilk yarısına baktığınızda sezonun belki de en iyi oyuncularından bir tanesiydi. Sinan Kaloğlu ise bu takımın Wellitton’dan sonra en çok gol atan oyuncusu ve ilk 11’de 2 tane maçı var ama onun dışında 8 gol atmış ve çok büyük faydası olmuş. Nihat, çok iyi bir grafik çizmiş, Milli Takıma kadar gelmiş bir oyuncu. Bunların hepsini tutmamız gerekiyordu. Hele bazı arkadaşlarımızın beni arayıp ’kampa gelemeyeceğiz’ demesi üzücü bir şeydi. Bunlar da hallolmayacak dereceye geldiğinden, ben de kırıcı olmak istemedim ve böyle bir karar almak zorunda kaldı. İsteyerek yaptığımız bir şey değil."