Mersin’in Bozyazı İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ahmet Hakan Acı, tedavi edilmesi gereken bir halk sağlığı problemi olan obezitenin başlıca nedeninin hareketsizlik olduğunu belirterek, “Obezite önlenebilir bir hastalıktır. Obeziteden korunmaya çocukluk çağından başlanmalıdır” dedi.Bozyazı Sağlık Müdürü ve Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Acı, obezitenin neden olduğu sağlık sorunlarına ilişkin açıklama yaptı. Obezitenin, tedavi edilmesi gereken ve toplumun büyük bir kısmını etkileyen bir halk sağlığı problemi olduğunu ifade eden Acı, obeziteye dikkat çekmek ve farkındalığı arttırmak için tüm yıl boyunca Sağlıklı Beslenme ve Obezite Danışmanlığı Hizmetleri Birimi’nce eğitim çalışmaları yaptıklarını belirtti. Birimde görevli hemşire Adile Bostan ve ebe Nuray Gökmen tarafından gerçekleştirilen eğitim çalışmalarının devam edeceğini dile getiren Acı, bu çalışmalara yüksek olduğunu, insanların konulara ilgi göstererek çözüm yollarını öğrenmeye çalıştıklarını, ideal kiloya sahip olabilmek için danışmanlık hizmeti aldıklarını ve diyetisyene başvurduklarını söyledi. Acı, obezite nedenleri yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, gelir durumu, psikolojik problemler, genetik etmenler, metabolik ve hormonal etmenler gibi birçok faktöre bağlı olmakla beraber en temel nedeninin aşırı ve yanlış beslenme ile yetersiz fiziksel aktivite olduğunun altını çizdi.“OBEZİTENİN BAŞLICA NEDENİ HAREKETSİZLİK”Obezitenin felç, insülin direnci, safra kesesi hastalıkları, karaciğer yağlanması, bazı kanser türleri, hipertansiyon, uyku apnesi, karaciğer yağlanması gibi birçok hastalığa neden olduğunu dile getiren Acı, “Özellikle teknolojinin gelişmesiyle hareketlerin kısıtlanması, hazır gıda tüketiminin çok artması, televizyon ve bilgisayar başında geçirilen sürenin artması, çocukların sokağa çıkıp oyun oynayamamaları, fastfood tarzı beslenme, öğün atlanması, obezitenin son zamanlarda bu kadar ciddi seviyelere ulaşmasının başlıca nedenleridir” diye konuştu.Obezite önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Acı, obeziteden korunmaya çocukluk çağından başlanması gerektiğini kaydederek, “Çocukluk ve ergenlik döneminde oluşan obezite yetişkinlikteki obeziteye zemin hazırlamaktadır. Bu nedenle aile, okul ve yaşanılan çevre yeterli ve dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgilendirilmelidir. Obezite tedavisi, bireyin kararlılığını ve etkin olarak katılımını gerektiren bir süreçtir. Obezite tedavisinde vücut ağırlığında 6 ayda yüzde 10’luk bir azalma, obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının önlenmesinde önemli yararlar sağlamaktadır. Obezite tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi (diyet), egzersiz tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi, cerrahi tedavi olmak üzere 5 yöntem kullanılmaktadır” ifadelerini kullandı.“DİYET, OBEZİTE TEDAVİSİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAR”Diyet tedavisinin obezite tedavisinde önemli rol oynadığını, diyet tedavisi ile bireyin vücut ağırlığının boya göre olması gereken düzeye indirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Acı, diyet tedavisinin bireye özgü olması gerekliliğine dikkat çekerek, şunları söyledi:“Diyet tedavisinde yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrenmek ve bunu yaşam tarzı haline getirmek temel hedeftir. Bu nedenle gerekli kan tahlilleri yapıldıktan sonra bir diyetisyene başvurulması ve bireyin yaşı, cinsiyeti, ekonomik durumu ve benzeri durumlar göz önüne alınarak hazırlanmış bir diyet programı takip edilmesi gerekmektedir. Diyet tedavisi uygulanırken haftalık olarak 0.5-1 kg ağırlık kaybı hedeflenmelidir. Aile ve yakın çevrenin bu süreçte kişiye yardımcı olması oldukça önemlidir. Sağlıklı yaşam için kişilerin yeterli ve dengeli beslenmelerinin yanı sıra yetişkinlerin haftanın 5 günü 30-45 dakika, çocukların 1 saat fiziksel aktivite yapmaları gerekmektedir. Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite bir yaşam tarzı olmalı ve davranış değişikliği oluşturulmalıdır. 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde beslenilmeli, öğün atlanmamalıdır.”Bireyde kolesterol, karaciğer yağlanması, diyabet gibi metabolik rahatsızlıklardan herhangi birisi varsa diyet programının buna uygun olarak düzenlenmesi gerektiğine işaret eden Acı, obeziteden korunmak için şu uyarılarda bulundu: “Sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Günlük en az 8-10 bardak su tüketilmesi sağlanmalıdır. Kola, hazır meyve suları gibi kalori içeriği yüksek, gazlı içecekler tüketilmemelidir. Yemek pişirirken fazla yağ kullanımından kaçınılmalıdır. Izgara, haşlama gibi yöntemler kullanılmalı, etli sebze yemekleri etin yağı ile pişirilmelidir. Yemekler mümkün olduğu kadar sakin bir ortamda yavaş yavaş, bol çiğneyerek yenilmelidir. Yemek yerken televizyon, bilgisayar karşısında olunmaması gerekmektedir. Özellikle sıkıntı veya kızgınlık dönemlerinde yeme ihtiyacı artıyorsa bu dönemlerde yapılabilecek farklı aktiviteler bulunmalıdır. Alışverişe her zaman tok karnına ve alışveriş listesi hazırlayarak gidilmelidir. Çok yağlı, şekerli besin tüketiminden kaçınılmalıdır. Asansör yerine merdiven kullanılmalıdır. Çocuklara paten, bisiklet gibi fiziksel aktiviteyi özendirici gereçler hediye olarak seçilmelidir. Özelikle çocuk ve ergenlerin yemediği besinler varsa (sebze) ‘nasıl olsa yemiyor’ diye bir tavır izlenmemeli, mutlaka sofrada bu besinlere de yer verilmeli ve sadece denemesi istenmeli, zorla yedirilmeye çalışılmamalıdır. Okul kantinlerinde çocuklara daha sağlıklı besin tercihleri sunulması için okul idaresi ile iletişime geçilmelidir. Tüm halkımızın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için boyuna uygun kiloda olmasını, yeterli ve dengeli beslenmesini ve hareket etmesini öneriyorum.”