Emekli öğretmen 78 yaşında sıralara geri döndü

Kocaeli’nin Derince ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Muharrem Açıl (78), 50 yıl sonra hayalini gerçekleştirerek, Hukuk Fakültesi öğrencisi oldu.
Kocaeli’nin Derince ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Muharrem Açıl, gençlik yıllarından beri hayalini kurduğu Hukuk öğrencisi olma arzusunu 78 yaşında gerçekleştirdi. “Okumanın yaşı yoktur” sözünü adeta gerçeğe dönüştüren Açıl, Köy Enstitüsü’nden 1956 yılında mezun olduktan sonra 19 yaşında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Mercimekli (Hâspînas) köyünde öğretmenliğe başladı. 1964 yılında öğretmenlik yaparken İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanan, fakat öğretmenlik yaptığı için devam edemeyen emekli öğretmen Açıl, 50 yıllık hukuk fakültesi okuma arzusunu hiç yitirmedi. emekli öğretmen Muharrem Açıl, bu hayalini 7 torun sahibi olduktan sonra gerçekleştirdi. Öğrenciler tarafından hayli ilgi gören Açıl, gençler arasında yeniden gençleştiğini söyledi.
Hukuk öğrencisi olma arzusunun 50 yıldır sürdüğünü belirten Açıl, “Ben 1938 doğumluyum. Geyve’nin Doğantepe köyünde, 5 çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. 1956 yılında Köy Enstitülerinde son sınıf öğrencilerine yurt gezileri yaptırırlardı. Yarın öbür gün öğretmen olarak Anadolu’ya atandıklarında ülkelerini tanısınlar. Ekonomik yönden, kültürel yönden, coğrafi yönden diye yurt gezileri yapılırdı. İstanbul’a yapılan bir geziye katıldım. İstanbul’da dört gün kaldık. Hukuk fakültesi binasını o zaman gördüm. Binanın heybeti çok ürpertici, değişik duygular oluşturdu. O zaman ben arkadaşlarıma dedim ki; ‘Eğer ben bu binada hukuk okumazsam yuh olsun bana’. Bu benim içimde öyle bir ukde kaldı. Öyle bir hukuk tutkum vardı benim. O zaman belki de üniversite binasının, o kütüphanelerin dolu olması, beni etkilemişti. Öyle bir tutkum vardı içimde. Hukuk fakültesini kazandım İstanbul’da, ama hukuk fakültesinin devam mecburiyetinin olduğunu bilmiyordum. Gittik geldik, sınavlara gittim bir ders vermişim sadece. Diğer derslere girdim. Dediler ki; ‘Devam mecburiyeti var burada, siz devam etmemişsiniz. Böyle olmaz. Böyle yürümez bu iş’ dediler. Ben ondan sonra bıraktım. Tekrar öğretmenliğim devam ediyordu. Devam etmem mümkün değildi” dedi.
“KIZIM İKNA ETTİ”
Konuşmalarında sürekli hukuk fakültesi öğrencisi olma arzusunu dile getirdiğini söyleyen emekli öğretmen Açıl, “Bu benim içimde bir ukdeydi herhalde. Çocuklarımın arasında, ‘Bugün benim imkanlar el verseydi de ben hukuku bitirseydim, çok daha değişik olurdu’ derdim. Böyle de bir af çıkınca, kızım da buradan Taşınır Kayıt Kontrol Yetkilisi olarak emekli olmuştu. Kızım bana, ‘Baba bir dene’ dedi. ‘Denemezsen bir şey öğrenemezsin. Ama denersen belki bir şey öğrenirsin. Bir dene’ dedi. Kayıt işlerinde de benimle ilgilendi sağ olsun. Ben de kaydımı tazelettim. İstanbul Hukuk Fakültesi olarak kaydımızı yaptırdık. Ama İzmit’ten İstanbul’a mesafe olarak yakın görünse de, en az beş saatiniz yollarda geçiyor. Onun için bu yaşta bu yolculuk yorucu oluyor. Verimli olamaz dedim ve kaydımı buraya aldırdım. Aftan yararlanan öğrencilerde ikamet ettiği ilde okumaları açısından kolaylık sağlanıyor. Ben de bu kolaylıktan faydalandım” diye konuştu.
50 YILLIK ÖZLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRİYOR
Yeniden öğrenci olmanın kendisine hayata taze bir bakış kazandırdığını ve 50 yıllık özlemini giderdiğini belirten Açıl, “Gençlerin arasında gerçekten insan çok daha değişik görüyor, çok daha farklı görüyor kendini. Onların arasında hayata taze bakış geldi bana. Zaten de idealimde bu vardı. Birine model olmak. Sadece hukukta değil. Başka bir dalda da, gençlere model olmak benim için çok önemliydi. Bu arzumu 1964’ten 2015 yılına kadar, hesap edin, 50 yıllık bir özlemi gerçekleştiriyorum. Ben gençlerden bu kadar ilgi beklemiyordum. Burada gençler çok ilgilendiler ve hepsi de takdirle karşıladı. Hatta takdirle beraber bir saygı duymaları her hareketlerinden görülüyordu. Onun için ben onlara çok şey borçluyum gibi geliyor bana, çünkü bende yeni bir canlanma başladı, onların bu davranışları sayesinde” ifadelerini kullandı.
Son olarak genç öğrencilere tavsiyelerde bulunan Açıl, “Öğretmenlik her halde biz sağ olduğumuz sürece bırakamayacağımız bir meslek. Zaman çok kıymetli bir varlık, bunu kaybettikten sonda insan anlıyor. Hani derler ya 'sözünü ve zamanını harcamadan iyi düşünün. Harcadıktan sonra ikisini de geri getiremezsin.' Ben gençlere bunu diyorum. Bu zamanın kıymetini bilsinler ve ona göre değerlendirsinler, onu kaybettikten sonra geri getirmek mümkün değil, üzülmek de bir işe yaramaz” şeklinde konuştu.
Hukuk öğrencisi Cihat Yılmaz da, bizim için de ilginç bir durum. Biz ilk geldiğimizde de Muharrem ağabeyi gördüğümüz zaman duygulandık açıkçası, çünkü bu yaşta bu azmi görmek, bizi de cesaretlendirdi okumak açısından. Biz de kendimizde okuma azmi gördük, okuma azmi daha da canlandı. Bu kadar okuma aşkıyla yanıp tutuşan bir insanın yanında, bizim zaten çalışmamamız, bizim eksikliğimiz olduğunu düşündük. Bizim de çalışma azmimiz daha da arttı Muharrem Ağabeyle beraber” ifadelerini kullandı. 

Yerel Haberleri