KMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü tarafından düzenlenen ve ana teması Kamu Yönetiminde Yapısal ve İşlevsel Dönüşüm olarak belirlenen KAYFOR17'nin açılış törenine Karaman Valisi Fahri Meral ve KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül’ün yanı sıra il protokolü, davetliler, bilim insanları ve öğrenciler katıldı.
KMÜ Şehit Ömer Halisdemir Salonunda saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program açılış konuşmaları ile devam etti.
“Yönetim yapımızda meydana gelen köklü dönüşüm sürecini yakından inceleyeceğiz”
Açılışta ilk olarak KMÜ Rektör Yardımcısı, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve 17. KAYFOR Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ercan Oktay söz aldı. 2017 yılında gerçekleştirilen referandum ile 2018 yılında Parlamenter Hükümet Sisteminden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildiğini hatırlatan Prof. Dr. Oktay, “Bu süreç Türk kamu yönetiminin yapısal ve işlevsel görünümünü değiştirmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte yürütme yeniden yapılandırılmış; yeni sistem yeni bakışları, yeni yapıları, yeni süreçleri ve elbette yeni sorunları da beraberinde getirmiştir. Yönetim yapımızda meydana gelen bu köklü dönüşüm sürecini yakından incelemek amacıyla ana teması ‘Kamu Yönetiminde Yapısal ve İşlevsel Dönüşüm’ olan KAYFOR 17’nin ülkemizdeki yeni sürece bilimsel anlamda ve pozitif yönlü bir katkı sağlamasını ümit ediyorum.” dedi.
“KAYFOR, kamu yönetimi alanına hem akademik hem de kurumsal anlamda katkı sağlayacak”
KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül ise üniversite olarak böylesine önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur ve mutluluk duyduğunu belirterek her yıl farklı bir tema ile gerçekleştirilen KAYFOR’un kamu yönetimi alanına hem akademik hem de kurumsal anlamda katkı sağlayacağını söyledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kuşkusuz değişim, günümüzün en önemli konularından biri olarak karşımıza çıkmaktadır ve kavramın gelecekte de artan bir ivmeyle önemini sürdüreceği öngörülmektedir. Toplumların sosyo-ekonomik yapılarından yönetim yapılarına kadar pek çok şeyi etkileyen ve dönüştüren değişim olgusu, kimi zaman mevcut sorunlara çözüm olarak karşımıza çıkarken kimi zaman da yeni sorunları beraberinde getirmektedir. Bu noktada değişimin nasıl yönetildiği, sorunların ve çözüm önerilerinin neler olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Uzun yıllar tartışılan kamu yönetiminde reform ihtiyacı ülkemizde yaşanan hükümet sistemi değişikliği ile somut bir hal almıştır. KAYFOR 17'nin bu değişimin tüm boyutlarıyla tartışılacağı bir platform olduğunu görmekteyiz. KAYFOR 17'nin hem kamu yönetiminin uygulayıcılarına hem de akademik camiaya faydalı olmasını diliyor; böylesi önemli bir organizasyonun ilimizde düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve katılımcılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.”
“KAYFOR, alandaki bilim insanları ile öğrencileri bir araya getiren önemli bir organizasyon”
Törenin açılışında konuşan Karaman Valisi ve Kongre Onur Kurulu Üyesi Fahri Meral ise KAYFOR’un kamu yönetimi alanında çalışan akademisyenler ile uygulayıcıların ortak platformu olarak Türk kamu yönetimine önemli katkılar sunacağını ifade ederek, “Kamu yönetimi alanında çalışan siz değerli akademisyenleri ve uygulayıcıları Karaman’da görmekten ve ülkemiz kamu yönetimi için önemli gündem konulardan biri olan ‘Kamu Yönetiminde Yapısal ve İşlevsel Dönüşüm’ün şehrimizde tartışılmasından büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.
Vali Meral konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “1960’lardan itibaren kamu yönetiminin, bürokrasinin sorunları tartışılagelmiş, reform çalışmaları ile değişim ve dönüşüm sürekli gündemde olmuştur. Bu tür akademik toplantılar bu süreçlerin her yönüyle ele alındığı, sorunların ve çözümlerin tartışıldığı en önemli yerlerden bir tanesidir. Değişim ve dönüşüm sadece kamu yönetimi alanında yaşanmamakta, toplumsal yaşam ve çevre de bu değişimle yeniden şekillenmektedir. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelerek bu toplantıya katılan akademisyenler ile üniversite öğrencilerini bir araya getiren bu organizasyonun başarılı ve verimli geçmesini diliyor, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Programda protokol konuşmalarının ardından açılış paneline geçildi. Oturum başkanlığını KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül'ün yaptığı panelde İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyyup Günay İsbir "Kamu Yönetimindeki Dönüşüm Kapsamında Doğal Afet Yönetimi ve Hukuku", Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Nadi Leblebici "Kamu Yönetimindeki Dönüşüm Karşısında Bürokrasinin Durumu", Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Ufuk Bilgin "Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Üst Kademe Yönetici Atamaları" ve İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Kavruk "Yerleşim ve Yönetimi Açısından Mahallenin Dönüşümü" başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.
Yeni Afet Yönetimi Anlayışı ve Hukuksal Boyutu
Panelde ilk olarak söz alan Prof. Dr. İsbir, doğal afetlerin günümüze kadar hukuki çerçevede ele alınmadığına işaret ederek konunun hukuk kapsamına alınması gerektiğine dikkat çekti. Geleneksel afet yönetiminin artık geçerliliğinin kalmamakla birlikte henüz yeni afet ve risk yaklaşımına geçilemediğine değinen İsbir, "Geleneksel yöntemde afetle ilgili tedbirler alınır, hemen afete müdahale edilir, iyileşme çabaları yapılır ve bunun hukuksal olarak yapıldığı sanılır. Yani 'hazırlık yap, afeti bekle, oradaki insanlara yardım yap' şeklindeki bir yaklaşım reaktif bir yaklaşımdır. Halbuki günümüzde afete proaktif yaklaşılmalıdır. Bu, insanı önceleyen yeni yönetim anlayışıdır. Orada yıkılan yalnızca bina değildir, insanın kendisi yıkım yaşamakta ve travmalar yaşamaktadır." şeklinde konuştu.
İsbir, yeni afet yönetiminin riske hazırlıktan müdahale ve iyileştirme noktasına kadar her alanda değişimi öngördüğünü ifade ederek afet yönetimine ilişkin yetkilerin açık biçimde düzenlendiği yasal zemine ihtiyaç olduğunu söyledi. Uluslararası afet yönetim hukuku adı verilen hukukun tüm ülkeler tarafından paylaşılması gerektiğini dile getiren İsbir, ayrıca ülkeler tarafından uluslararası müdahalenin önünde engel teşkil eden iç yasal düzenlemelerin yapılması, afet halinde yaşanan yağmacılık ve çeşitli suistimallerin de önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Sorunların olması kurgulanan sistemin işlemediğini göstermez."
Panelde ikinci olarak söz alan Prof. Dr. Leblebici ise Türkiye'de 2017 anayasa değişikliği ile kamu yönetiminde paradigmatik bir dönüşüm yaşandığına dikkat çekerek şunları dile getirdi: "Türkiye köklü anayasa değişiklikleri yaptı ama 2017 yılındaki değişiklik, sistemin mantalitesini kökten değiştirmesi bakımından bir Yeni Anayasa olarak da nitelenebilir. Yeni sistem tasarlanırken bakanlıkların ve diğer bürokratik yapıların hızlı hareket etmesi öngörülmüştür. Değişim zordur, sorunlar kaçınılmazdır. Değişim sancısız olamaz, yönetimin temel kuralıdır bu. Sorunların olması kurgulanan sistemin işlemediğini de göstermez. Henüz biz bu değişimin uygulama noktasında başlarındayız, o yüzden önümüzdeki süreçte daha doğru değerlendirmeler yapabileceğiz. Yeni sistemin önündeki en büyük engel bürokrasinin direnci ve eski alışkanlıklarından vazgeçmemesidir. Üstelik reformları isteyen de bürokrasinin kendisidir."
Üst Kademe Kamu Yöneticilerinin Atanması
Panelde söz alan Prof. Dr. Bilgin ise Türkiye'de üst kademe yöneticilerin atanmasına ilişkin yasal mevzuat ve güncel uygulamalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Bilgin, üst kademe yöneticinin tanımıyla ilgili olarak yasal metinlerde herhangi bir malumat bulunmadığını, ancak Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde bunların listesinin 1, 2 ve 3 sayılı cetveller şeklinde yayımlanarak konuya açıklık getirildiğini söyledi. Yeni Anayasanın 104'üncü maddesinde "Cumhurbaşkanı üst kademe kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verir ve bunların atanmalarına ilişkin usul ve esasları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenler" ibaresinin yer aldığını belirten Bilgin, Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle 77'si 1 sayılı cetvel ve 53'ü de 2 sayılı cetvelde olmak üzere üst kademe kamu yöneticiliğine ilişkin 130 kadronun belirlendiğini ifade etti. Bilgin, ayrıca üst kademe yöneticilerin gelişmiş ülkelerde bürokrasinin binde 3'üne tekabül ederken Türkiye'de henüz bu oranın çok altında bir üst kademe yöneticisi ataması olduğunu sözlerine ekledi.
Mahallenin Dönüşümü
Panelin son konuşmacısı olan Prof. Dr. Kavruk ise köy, mahalle ve belediyelere ilişkin son yapılan yasal düzenlemelerden bahsederek mahallenin dönüşümünü irdeledi. Prof. Dr. Kavruk, "Köyler mahalleye dönüşüyor, mahalleler de kendi içinde dönüşüm geçiriyor. Yeni yasal düzenlemeyle şu anda nüfusun yüzde 92'si kentli oldu. Mahalle sayısı ise 32 bin 105 oldu." dedi.
Prof. Dr. Kavruk, günümüz mahallesinin sorunlarına değinerek "Mahallenin yerel yönetim birimi mi merkezi yönetimin parçası mı olduğu net değil. Mahalle; büyükşehir ve ilçe belediyesinin yanı sıra üçüncü kademe olarak kurgulanabilir. Mesela mahalledeki karakol, cami okul, dernek gibi müesseselerin yöneticileri mahallenin ihtiyar heyeti üyeleri arasında yer almalıdır. Böylece mahalle yönetimi güçlenebilir." dedi.
Osmanlıda mahallenin hem mülki hem idari hem adli bir birim olarak kurulduğunu söyleyen Prof. Dr. Kavruk, şunları dile getirdi: "Osmanlıda komşuluk hukuku, bağırma mesafesidir ve bu da 40 haneyi kapsar. Osmanlıda mahalle, fiziki bir mekan olmasının yanı sıra sosyal ilişkileriyle birlikte vardır. Fiziki olarak önceleri 40 hane bir mahalle iken sonradan bu sayı 50 haneye çıkmıştır. Osmanlı, mahallesini küçük tutmuştur. Osmanlı mahallesinde müşterek mesuliyet ve zincirleme kefalet söz konusudur. Mahalleden taşınmak da kolay değildir, birinin kefil olması gerekir."
KAYFOR17, açılış oturumunun ardından bildirilerle devam etti. KAYFOR17 kapsamında KMÜ konferans salonlarında iki gün boyunca yaklaşık 250 bilim insanı tarafından 172 bildiri sunulacak. Dört ayrı salonda eş zamanlı sunumların yapılacağı KAYFOR17, 32 farklı oturumun ardından sona erecek.