AK Parti İl Başkanı Kerim Dereli, haber sitemizin imtiyaz sahibi Hüseyin Ölger’in sorularını cevaplayarak gündemde önemli olan konular hakkında bilgi verdi.
İşte Hüseyin Ölger ile Kerim Dereli’nin o görüşmesi;
H.Ölger: Başkanım öncelikle bizleri kabul ettiğiniz için okuyucularımız adına teşekkür ederim. Müsaade ederseniz ilk olarak yaklaşık 1 haftadır gündeme oturan Has Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un Ak Parti ye geçmesi konusuna değinmek istiyorum.
K.Dereli; Projeler konusunda sorsanız daha iyi olurdu ama tabii bu konu hakkında merak edilen bir şey varsa elimizden geldiğince cevap verelim.
H.Ölger: (Teşekkür ederim) Kamuoyunun en çok merak ettiği konu Has Parti’nin tamamıyla kapatılıp Ak Parti’ye geçmesi durumunda konumları ne olacak? Bu kişilere Nasıl bir görev verilecek.
K.Dereli: Evet, Bildiğiniz gibi AK Parti en son seçimlerde seçmenin yarısının oyunu alarak 3. defa iktidara gelmiş, Türk Siyasi tarihinin en büyük başarısını elinde tutan güçlü bir partidir. Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti’yi kurduğunda özellikle söylediği bir söz vardır onu hatırlatmak istiyorum nedir o “ Biz Kimsesizlerin kimiyiz, Sessiz yığınların sesiyiz” bu söz ilk olarak seçmen üzerinde düşünülüyordu. Ama 10 yıl sonra görülüyor ki bu söz artık kendini büyütmüş ve sadece seçmen bazında değil, Tüm Dünya da ki kimsesizlerin ve Diktatörlük karşısında sessiz kalmış Sessiz yığınların beklediği bir söz haline gelmiş ve hatta bunun yanında kurumların bile beklediği bir hareket haline gelmiş.
H. Ölger: Yani Halkın Sesi Parti’si de bu sese kulak mı verdi?
K. Dereli: Şu anda ki gelişmelere baktığımızda bu net olarak görülmüyor mu?
H. Ölger: Genel Merkezden bu konu hakkında bir karar çıktımı?
K. Dereli: Şu ana kadar bu konuda hakkında Genel Merkezden herhangi bir yazı gelmedi. Genel Merkez nasıl bir yol çizerse bizde tamamen buna uyacağız ve gelişmeler bu şekilde olacak.
H. Ölger: Peki, Has Parti’den gelenlere nasıl bir görev verilecek? Net bir şey var mı ?
K.Dereli: Şimdi Hangi siyasi partiden gelirlerse gelsinler biz herkese AK Partinin kapısını açık bıraktık. Tabii Türkiye’de siyasi partilerin çalışmasının oluşması kongrelerle belirlenir. Kimseye bize gel de sana şu başkanlığı vereceğiz diyemeyiz. Dediğim gibi şu ana kadar da Genel Merkezden net bir şey gelmedi. Tahminim Has Parti’den gelen arkadaşlarda diğer üye arkadaşlarımız gibi Ak Parti sevdası için canla başla çalışırlar bunun dışında özel bir uygulama olacağını zannetmiyorum, Tekrar söylüyorum bu konuda genel merkezin belirlediği yola göre hareket edeceğiz.
H. Ölger: Yani diyebiliriz ki Has Partiden gelenler de normal gelen gibi rozetleri takılıp Ak Parti çatısı altında toplanacak özel bir muamele olmayacak!
K. Dereli: Şu an görünen böyle, gelişmelere hep beraber bakacağız.
DUL BAYANLARA SOSYAL YARDIM
H. Ölger: Peki, Başkanım bu konuyu şimdilik burada kapatmış olalım. Vatandaşın yine merak ettiği konulardan biri de Eşi vefat eden Bayanların durumları hakkında ki gelişmeler,.
İlk olarak, Neden Düzenli bir Sosyal Yardım?
K. Dereli: Eşi vefat etmiş kadınlarımızdan yıllar içinde gelen talepler 2010 yılı içinde Boğaziçi Üniversitesi ile bir araştırma projesine dönüştürülmüştür 2010 Aralık ayında tamamlanan proje kapsamında eşleri vefat eden kadınlarımızın eşlerinin vefatından sonra ciddi bir gelir kaybına uğradıkları belirlenmiştir. Yiyecek, yakacak, giyecek ve çocuk eğitimi gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamadıkları gözlemlenmiştir. Bu çerçevede bir destek programı başlatılması hedeflenmiştir.
H. Ölger: Süreç Nasıl İşledi?
K. Dereli: 29.12.2011 tarih ve 2011/8sayılı Fon Kurulu ile 2394 sayılı kanun kapsamında olan eşi vefat etmiş kadınlara yönelik düzenli nakdi sosyal yardım programı başlatılması kararı verilmiştir. Daha sonra TÜBİTAK ile işbirliği içinde yürütülen Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sisteminde elektronik ortama alınması ve sonuçlandırlmasını sağlayacak mobil yazılım işlemleri tamamlanmıştır.
H. Ölger: Peki, Kimler Faydalanacak?
K. Dereli: Eşi vefat etmiş ve muhtaç durumda bulunan sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan kadınlar bu yardımlardan yararlanabilir.
Ayrıca; Eşi vefat etmiş kadın kendi babası veya çocuğu üzerinden sadece sağlık güvencesinden faydalanıyor ise yardım alabilir.
H. Ölger: Ödeme Kararı ve Miktarı Ne Kadar Olacak?
K. Dereli: Başvuru yapanın ikamet ettiği yerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Mütevelli Heyeti tarafından yardım almasına karar verilmesi durumunda aylık 250 TL olmak kaydıyla 2 ayda bir 500 TL olarak ödenecek. Bildiğim kadarıyla da Ödemeler 2012 Nisan ayı itibari ile başlayacak.
H. Ölger: Peki, bu yardımların ileride Fesih edilmesi gibi bir durumu var mı?
K. Dereli: Tabii ki var, bunlar birkaç nedenle yapılacak mesela; Eşi vefat eden kadının tekrar evlenmesi durumunda aylık kesilir. Ayrıca yılda bir yapılan sosyal sorgulamalarda muhtaçlık durumunun ortadan kalkması halinde de ödemeler durdurulur.
4+4+4’DE GELİŞMELER NASIL İLERLİYOR
H. Ölger: Sayın Dereli, yine vatandaşın merak ettiği konuların başın yeni eğitim sistemi geliyor. Sayın Bakanımızın uyguladığı proje neler sağlayacak 4+4+4 Eğitim sisteminin Hedefi nelerdir?
K. Dereli: Eğitim ve Öğretim hizmetlerinde hedefimiz, kız erkek ayrımı yapmadan herkesi eğitmek, rekabet içinde geliştirmek ve hayata hazırlamaktır. 2023 hedeflerini yakalamamız için eğitim en önemli aracımız dır. Toplumuzdaki her bireyi yapabileceği işlerde değerlendirerek ve üretime dâhil ederek uluslar arası rekabet gücümüzü en üst noktaya taşımamız bir zorunluluktur diye düşünüyoruz.
H. Ölger: Bu Proje 8 yıllık eğitimi 12 yıla mı çıkarıyor?
K. Dereli: 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, bireyleri özgürleştirmeyen, tercih ve hedef değiştirmeye fırsat vermeyen, seçme hakkı tanımayan, farklılıklara imkân veremeyen ve farklı seçenekler sunmayan yapısı ile çağdaş dünyaya inat müesses nizamın devamını öngören bir yapıdır. Dünya genelinde 197 ülkenin içinde sadece Ġrlanda 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin uygulandığı ve 130 ülkede ise zorunlu eğitim süresi 9-14 yıl arasında olduğu dikkate alınacak olursa ülkemizde ki zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması için geç bile kaldığımız söylenebilir.
AB ülkesi ülkelerde 2020 yılına kadar nüfusun %90’ının en az lise mezunu olma hedefi öngörülmüştür. Ülkemizde ise toplam nüfusumuzun sadece %28’inin lise mezunun olduğu dikkate alınırsa zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılmasını önemli bir dönüm noktası olarak kabul etmemiz gerekir. Dünyada ki uygulamalara baktığımızda OECD ülkeleri olmak üzere tüm eğitim sistemleri kademeli olarak yapılandırılmıştır.
H. Ölger: Peki, Kademeli Eğitimin ayrıntılarından ve öneminden bahsedermisiniz?
K. Dereli: İlk 4 yıl ilkokul: Öğrencilerin çevreye duyarlılıklarını artıracak, becerilerini geliştirecek, sosyalleşmelerini sağlayacak ve temel yaşam kurallarını öğrenecekleri, zorunlu eğitim kademesi olarak tasarlanmıştır.
İkinci kademe 4 yıl ortaokul: Bilgiye erişim ve bilgiyi kullanma amaçlı seçmeli derslerin alınacağı zorunlu bir kademe olarak tasarlanmıştır.
Üçüncü kademe 4 yıl Lise: (Genel ve Mesleki ve Teknik) olarak bilgiye erişim, bilgiyi kullanma, hayata ve bir üst öğrenim olan üniversite eğitimine hazırlanmak amacıyla zorunlu eğitimin üçüncü kademesi olarak tasarlanmıştır.
Özellikle ikinci kademe yani ortaokullarda, öğrencilerin daha özgür bir birey olarak sivil toplum ve demokratik devlet anlayışı gereğince eğitim süreçlerinde özgür ve karar değiştirme hakkına sahip olmalarına fırsat vermektedir.
Bu Projenin Önemi ise; Eğitim süresinin önemi kadar, öğrencilerin sistem içinde ki programlardan ne şekilde ve hangi tercih değişikliği yapabilecekleri de en az o kadar önemlidir. Yeni düzenleme ile 4 yıllık ilköğretim, ortaokul ve liseler bağımsız (fiziksel olarak) oluşturulabileceği gibi ilkokullar ile ortaokulların bir arada ya da ortaokulların liselerle birlikte oluşturulmasına da fırsat verilmektedir.
H. Ölger: Peki, Başta Kur’an- Kerim gibi Dersleri seçme olayı nasıl gerçekleşecek?
K. Dereli: Ortaokullarda yani ikinci dört yıllık kademelerde Türkçe, Matematik, Fen, Sosyal Bilgiler ve Yabancı Dil gibi temel dersler dışında seçimlik dersler ile lise eğitimi için altyapı oluşturulacaktır. İsteyen her öğrenci veya velisi Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin Hayatı derslerini de seçimlik ders olarak alabilecek. Eğer öğrenci gelecekte imam hatip lisesi okumak istiyorsa bu program için gerekli olan seçmeli dersleri alabilecek ya da sosyal bilimler programına devam etmeyi istiyorsa yine seçmeli derslerden sosyal bilimler derslerini seçme hakkına sahip olacaktır. Matematik, spor ya da güzel sanatlar yeteneği olan çocuklar çok erken den tespit edilebilecek ve yönlendirilebilecektir. Ortaokullarda ki temel dersler dışındaki seçimlik dersleri öğrencinin veya ebeveynin isteğine ve tercihine bağlı olarak alabilme esnekliğini getiriyoruz. Tercih devletin değil bireyin olacak tır.
Böylece devlet bireylerin demokratik hak ve taleplerine sınırlama getirmeyecek aksine sağlanan esneklik ile bu hak ve taleplerine cevap verecek. Öğrencilere diploma mecburi eğitim-öğretimin tamamlandığı lise bitiminde verilecek.
H. Ölger: En çok merak edilenlerden biri de Katsayı Olayı bu haksızlık giderilecek mi?
K. Dereli: Elbette tabii, Yıllardır tüm toplumun büyük bir kesimini derinden yaralayan birçok gencin geleceğini olumsuz yönde etkileyen ideolojik amaçla yapılmış olan katsyı zulmü bu kanunla sona ermiş olacak. Artık Mezun olunan Okula bakılmaksızın isteyen herkes istediği Üniversiteyi seçebilecek. Kendi bölümünden farklı bölüm seçtiği için Okul Puanı düşmeyecek, böylece yıllardır Meslek Okullarında okuyan yavrularımızın çektiği sıkıntı kaldırılmış olacak.
H. Ölger: Kanun Yayımlandığında Okumakta Olan Orta Kademekilere Ne Olacak?
K. Dereli: Bu kanunun yayımı tarihinde ilköğretim kurumlarının 5, 6, 7 ve 8.sınıflarında eğitim görenlerin eğitimlerini bu kurumlarda tamamlaması kararlaştırılmıştır. Bu maddenin uygulanmasıyla ilgili usul ve esasların MilliEğitim Bakanlığınca belirlenmesi, gerektiğinde ilgili düzenlemelerin bakanlık tarafından il,ilçe ve okul bazında yapılması öngörülmektedir.
NOT: Yazımızın devamı Bir daha ki bölümde yayınlanacaktır.