Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sefa Şahan Birol’un yürütücülüğünü yaptığı, Yrd. Doç. Dr. Elif Aydın ve Yrd. Doç. Dr. Veysel Temel’in ise araştırmacı olarak görev aldığı projeyle Karaman ilinde yaşayan boşanmış kadınların; karar verme, kaygı ve umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi ve çözüm yolları araştırıldı.
KMÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenen çalışma kapsamında Karaman Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne kayıtlı boşanmış kadınların oluşturduğu araştırma grubuyla karar verme, kaygı ve umutsuzluk ölçekleri dikkate alınarak birebir görüşmeler yapıldı. Projenin araştırma grubundaki katılımcıların yüzde 70’inin ilkokul mezunu, yüzde 30’unun ise ortaokul mezunu olduğu ve yüzde 80’inin çalışmadığı saptandı.
Araştırma sonucuna göre katılımcıların yüzde 90'ı karar verme yeteneklerine güvendiklerini ve geçmiş tecrübelerinin kendilerini geleceğe daha iyi hazırladığını düşündüklerini, ayrıca geleceğe umutla baktıklarını ifade ettiler. Katılımcıların kaygı düzeylerine bakıldığında ise yüzde 40’ı endişeli olduğu yönünde kanaat belirtirken katılımcıların yüksek oranda kendilerine güvendiklerini fakat yine de keyifsiz olduklarını ifade ettikleri görüldü.
“Evliliği kötü giden ve boşanma kararı alan kadınlar birçok sorunla karşılaşıyor”
Yrd. Doç. Dr. Sefa Şahan Birol, projeye ilişkin değerlendirmesinde evliliği kötü giden ve boşanma kararı veren kadınların birçok sorunla karşılaştığını belirterek, “İlk olarak çocuklarının var olması ve onların geleceğinin nasıl olacağı ve velayeti hakkındaki sorunlar boşanma sürecinde kadınların duygusal anlamda oldukça olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Bunun dışında özellikle çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan kadınların boşanma sürecinde ve sonrasında maddi sıkıntılar çektikleri biliniyor. Ayrıca toplumda boşanma eylemi, özellikle davayı açan kişi kadın ise suçlayıcı bir biçimde kadınlara yöneltilen bir çıkarım olabiliyor. Bunun nedeni de boşanmanın olumsuz çağrışımları ve toplumun bütünlüğünü tehdit eden bir olgu olarak toplumsal bilinçaltında yer edinmiş olmasıdır.” şeklinde konuştu.
“Boşanmış kadınlar daha aktif bir sosyal hayata adapte edilebilmeli”
Yrd. Doç. Dr. Sefa Şahan Birol, çalışma neticesinde elde edilen veriler doğrultusunda önerilerde bulunarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çalışmaya katılan boşanmış kadınların hepsinin çocuklarının velayeti kendilerinde; bu ortamda çocukların bir baba modelinden mahrum yetişmemesi konusunda yasal önlemler alınması lazım. Ayrıca boşanmış kadınların ve çocuklarının psikolojik destek görmesi, bununla birlikte bu kadınların çalışmalarının ve çocuklarının bakımının desteklenmesi faydalı olacaktır. Son olarak da boşanmış kadınların daha aktif bir sosyal hayata entegresinin sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Projenin, yapılacak çalışmalar için öncülük edebilmesi temennisiyle destek veren herkese teşekkür ediyorum.”