Günümüzde birçok ülkenin açlıkla mücadele ettiğini, bu nedenle tarımın hayati bir değer taşıdığını ifade eden Memiş, "Dünya nüfusunun giderek artmasıyla gıda ihtiyacı da her geçen gün artıyor. Yapılan bilimsel çalışmalara göre 2050 yılında dünya nüfusu 9.8 milyara ulaşacak. Bunun için de şimdikinden yüzde 60 daha fazla gıda üretmek gerekecek. Bu çok büyük bir rakam. Gıda güvencesi belki de üzerinde durulması gereken en önemli konu. Bugün birçok ülkenin açlıkla mücadele vermesi, temiz su ile birlikte gıdanın ne kadar stratejik bir değere sahip olduğunun en somut örneğidir. Tüm bunlar tarımın hayati değer taşıdığını bizlere gösteriyor" diye konuştu.
"Tarımsal verimi artırmaya yönelik çalışmalar yapılmalı"
Tarımın birçok sektörle bağlantılı olduğunu ve bu sektörlere hammadde sağladığını belirten Memiş, ülkemizde tarımı geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizdi. Gelişmiş ülkelerin tarıma büyük önem verdiğini vurgulayan Memiş, "Tarım ile ilgili yeni teknikler geliştirip daha kaliteli ve daha fazla ürün elde ediyorlar. Ülkemizde de tarıma bu şekilde özen göstermeli, geleceğimiz için verimi artırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirmeliyiz. Açıklanan son ihracat verilerine baktığımızda, tarım grubunda yüzde 16’lık bir rakam görüyoruz. Bu rakam tarımın ülke ekonomisine katkısını gösteriyor. Üstelik bu rakam sadece tarım ürünlerinin ihracatı. Bunun dışında tarım birçok sektörle bağlantılı. Yiyecek içecek sektörü, tütün, ulaştırma, depolama gibi sektörlere hammadde sağlıyor. Tarım hem milli gelire katkı sağlıyor, hem birçok sektöre kaynak aktarıyor, hem 5 milyonun altına inmeyen istihdamı var hem de hala kırsalda yaşayan 20 milyon kadar insanın temel geçim kaynağı. Dolayısıyla tarım, ekonomik hayatın temelini oluşturuyor. Tüm bunlar tarım konusuna daha çok eğilmemiz gerektiğini ve tarımı ön sıralarda tutmaya devam etmemiz gerektiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.