Yaklaşık 40 bin dekar alanda biber yetiştiriciliğiyle Türkiye’nin ikinci büyük ili olan Mersin’de, yüksek miktarda ürün kaybına yol açan toprak kökenli hastalıklarla mücadele yöntemleri konusunda iki yıl önce başlatılan çalışmalar meyvelerini verdi. Biber üreticileri, kurumların desteğiyle uyguladıkları solarizasyon ve özel izinle doğru miktar ve zamanda kullandıkları ilaç yöntemiyle verimi yüzde 20 artırmayı başardı.Biber üretiminin yıllık 245 bin ton olduğu Mersin’in Akdeniz ilçesinde, toprak kökenli hastalıklar nedeniyle 160 bin tonluk verim ve yaklaşık 150 milyon TL’lik mali kayıpla karşı karşıya kalan üreticilerin sorunu, 2013 yılında Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın (MTSO) finansman desteği, Mersin Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Adana Biyolojik Mücadele Araştırma İstasyonu işbirliğiyle hayata geçirilen proje sayesinde çözüldü.PROJE İLE BİBER ÜRETİMİNDEKİ 150 MİLYON LİRALIK KAYBIN ÖNÜNE GEÇİLDİMersin’in biber üretim merkezlerinden Akdeniz ilçesi Kazanlı Mahallesi’nde uygulamaya konulan projede, güneş enerjisi ile toprağın ısıtılarak dezenfekte edilmesini içeren solarizasyon ve Bakanlık tarafından 2011 yılında kullanımdan kaldırılan 1-3 dichloropropene aktif maddeli ilaç için sadece Mersin’e özgü ilk kez yapılan bir uygulama ile kısıtlı kullanım izni alındı. İki yıl önce başlayan çalışmayla bu konuda eğitimden geçirilen Kazanlı’daki biber üreticilerinin üretim alanlarının bir bölümünde uygulanan proje verim artışıyla sonuçlanırken, bir taraftan üreticilerin 150 milyon liralık kayıpları önlendi, diğer taraftan sürekli ciddi sorunlar yaşanan ihracattaki sıkıntılar da neredeyse sıfıra indi.Proje uygulayıcıları, projenin sonuçlarını Kazanlı’daki seralarda basın mensuplarına gösterdi. Uygulamanın yapıldığı ve yapılmadığı seralardaki biberler arasındaki farkın yerinde gösterildiği geziye, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Enis Gürbüz Hekimoğlu, Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü’nden Doç. Dr. Seral Yücel ve Nematod Uzmanı Dr. Adem Özarslan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilileri ile biber üreticisi Ziraat Mühendisi Uğur Çetinkaya katıldı. Kazanlı Malaz mevkiindeki biber üretim seralarında basın mensuplarına ayrıntılı bilgiler veren proje uygulayıcıları, tüm üreticilere kış aylarında rahat uyumaları için bu metodu uygulamaları çağrısında bulundular.“ÇİFTÇİLERİMİZİN YÜZDE 50’YE VARAN KAYIPLARI AZALDI”Yaklaşık 5 bin çiftçi ailesinin geçimini sağladığı, Türkiye’nin örtü altı biber ambarı durumundaki Mersin’de hayata geçirilen projeye finansman desteği veren MTSO’nun Yönetim Kurulu Üyesi Hekimoğlu, projenin ayrıntılarını anlattı. Mersin’de ciddi bir biber yetiştiriciliği yapıldığına işaret eden Hekimoğlu, “2010 yılından sonra bölgemizde yetiştiricilikte ciddi bir sorun olan toprak altı paraziti dediğimiz nematod ile diğer hastalıklar mevcuttu. Tarım Bakanlığı, dünyada gıda güvenliği çerçevesinde bazı tarım ilaçlarını iptal edince çiftçilerimizin yetiştiricilikte kullandıkları alışkanlıklarına göre nematod mücadelesinde başarısızlık oldu. Biz 2013 yılından itibaren 2014-2015 bibercilik sezonunda bölgemizde aslında nematodun dünyada kültürel tedbirlerle uygulandığı projesini başlatarak, Kazanlı’da nematod mücadelesinde doğru uygulamaları doğru zamanda ve aynı zamanda Bakanlığımızın ilk defa Mersin bölgesinde geçici olarak izin verdiği ilacı doğru miktarda, doğru ürünlerle kullandığımız zaman yüzde 50’ye varan kayıplarımızın azaldığını, buradaki uygulamalarla bu sene çiftçilerimize gösterdik” dedi.Projenin uygulandığı yerdeki sonuçlarla uygulanmayan yerler arasında ciddi farklar olduğunu belirten Hekimoğlu, “Mersin ili son 4 yıldır biber yetiştiriciliğinde Türkiye’de ihracatta önemli bir rol oynarken 150 milyon TL’ye varan kaybı bu doğru mücadeleyle önlemiş olduk. Aynı zamanda gıda güvenliğinde de kalıntı sorunu yaratmayan doğru entegre mücadeleyle beraber doğru tarım ilaçlarının kullanılması ve daha az kimyasal kullanılmasıyla halk sağlığı ve çevre açısından da doğru ürünleri bu projeyle başarılı bir şekilde ortaya çıkardık. Önümüzdeki yıllarda aynı seralarda aynı çiftçilerimizle bu eğitim çalışmalarımız ve uygulamalarımız Tarım Bakanlığı’na bağlı kurumlarımızla devam edecek” diye konuştu.“İHRACATTA YAŞANAN SORUNLAR SIFIRA YAKIN NOKTAYA GELDİ”Antalya’dan sonra Türkiye’deki ikinci büyük bölgenin Mersin olduğunu, bölgede yaklaşık 40 bin dekarlık biber yetiştiriciliği yapıldığını ve bunun yarısının ihraç edildiğini dile getiren Hekimoğlu, ancak 2011-2013 yılları arasında Mersin’den Avrupa Birliği ülkeleri ve Rusya’ya ihraç edilen biberde ciddi uyarılar alındığına dikkat çekti. Projenin uygulanmasıyla bu uyarıların da azalarak sıfıra yakın noktaya geldiğinin altını çizen Hekimoğlu, “Çiftçimiz Mersin bölgesinden ihracata giden biberlerde gıda güvenliği açısından sorun yaşamadan rahatlıkla ihraç edebiliyor. Bu proje ve eğitimle beraber sıfır kalıntıyla gıda güvenliğine uygun bir şekilde ürünler yetiştirileceğini Tarım Bakanlığımızla beraber ispatlamış olduk” ifadelerini kullandı.“BÜTÜN ÜRETİCİLER BU METODU UYGULASIN”Adana Biyolojik Mücadele Araştırma Enstitüsü’nden Doç. Dr. Seral Yücel de bu çalışmada önerdikleri metodun, serada bitkiler söküldükten sonra toprağın güneş enerjisi ile ısıtılması yöntemi olan solarizasyonun uygulanması olduğunu söyledi. Yücel, “Eğer kimyasalla kombine edilecekse kimyasalın da azaltılan dozu solarizasyonla birlikte verilerek iyi bir sonuç alınmaktadır. Böylece hem çevreye daha az zararlı olacak şekilde fumügantın dozunu azaltmış oluyoruz hem de güneş enerjisinden faydalanarak topraklarımızı ısıtarak dezenfekte etmiş oluyoruz. Çok yararlı ve bizim de çok avantajımız olan bir yöntem. Bütün üreticilerimizin bu metodu hazırladığımız broşürlerin de ışığında doğru uygulamalarını öneriyoruz” şeklinde konuştu.“VERİMİMİZ DÖNÜM BAŞINA YÜZDE 20 ARTTI”Projeyi uygulayan biber üreticisi Uğur Çetinkaya ise 2010 yılından sonra 4 yıllık süreçte Tarım Bakanlığı’nın bazı ilaçları gıda güvenliği çerçevesinde yasaklaması nedeniyle nematod zararlısına karşı mücadelede çok büyük zorluklar çektiklerini ve yüzde 40-50’lere varan çok büyük verim kayıpları yaşadıklarını anlattı. Bu yıl seralarında solarizasyon çalışması yaptıklarını dile getiren Çetinkaya, şunları söyledi:“Solarizasyon uygulamasını yaptığımız alanda çok büyük verim artışı, nematodlardan, bakteri ve fungal hastalıklardan ari bir ortam bulduk. Daha az ilaç uygulayarak, cebimizden daha az para çıkarak daha fazla ürün elde ettik ve verimimiz yükseldi. Bu sene bizim yaptığımız uygulamada, deneme yaptığımız parselde verimin dönüm başına yüzde 20’ye yakın bir artış gösterdiğini gördük. Hastalıklarla mücadele için harcadığımız para da yüzde 15’e yakın daha az oldu.”