Bahçeli, Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yaklaşık 4 yıllık süreçte hayata geçirilen 1923 projenin toplu açılış ve temel atma törenine katıldı. Tören öncesi beraberinde bazı genel başkan yardımcıları ve milletvekilleriyle birlikte MHP Mersin İl Başkanlığını ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret eden Bahçeli, İl Başkanı Zeynel Uğur Gölgeli ve Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’dan çalışmalarla ilgili bilgi aldı.
Ardından Cumhuriyet Alanındaki toplu açılış ve temel atma törenine katılan Bahçeli, konuşmasına, alanı dolduran tüm Mersinlilere teşekkür ederek başladı.
Geçmişte Türk milletinin güçlü iradesinin yedi düvelin kanlı dişlerini söktüğünü, Akdeniz gibi kabaran, milli ruh üzerine çullanan emperyalist acımasızlığı ezip geçtiğini vurgulayan Bahçeli, "İşgal ve mütareke yıllarında milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtarmıştı. Vatanın ve milletin bölünmez bir bütün olduğu cihana ilan edilmişti. Hiçbir hain emel Kuvay-ı Milliye şuuru ile boy ölçüşememişti. Milletimizin iman dolu göğsü her saldırıyı eritmiş ve püskürtmüştü. Yalnızca milli mücadele yıllarında değil, tarihin her döneminde aziz ecdadımız, vatanın bekası için her cefaya katlanmış, hakkı olanı almıştı. İstiklalin namusunu korumak için her fedakarlık yapılmıştı. Gerekirse aynısı yine yapılacaktır. Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhu, hamdolsun her daim bu cennet vatanı güvenceye kavuşturmuştur. Millet kendi kaderine bizzat kendi hükmetmiştir. Esaret zincirleri zalimlerin kafasında kırılmıştır. Bunu yapan, bunu başaran elbette ve sonsuza kadar büyük Türk milletinden başkası olmamıştır. 95 yıl önce cumhuriyet ile buluşan, kendi geleceğini aracısız belirleme salayetini üstlenen aziz milletimin, aynı zamanda bekasının da birlik ve dirliğinin de ebedi muhafızlığını üstlenmiştir. İftiharla söylüyorum ki, MHP cumhuriyetin kuruluş felsefesine sadık, milli bekanın yaşamasının ve yaşatılması konusunda da son neferine kadar yeminlidir" diye konuştu.
"ABD, sorumsuz ve saygısızca terör örgütleriyle aynı kareye girdi"
Suriye’deki iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana sözde müttefik olan ülkelerin, PKK/PYD terör örgütünü güçlendirecek ve meşru bir yapıya sokacak yol izlediklerini söyleyen Bahçeli, "Terör örgütü IŞID ile mücadele bahanesi ile bir başka terör örgütü olan PKK/PYD terör örgütüne binlerce tır dolusu silah yardımı yaptılar. Canileri sınırlarımızın dibine yerleştirdiler, böylelikle kanlı hesaplarının sonraki adımlarına ülkemizi de dahil edeceklerini sandılar. Böyle bir hata ve gaflete düştüler. Dört parçalı sözde Kürdistanı hayata geçirmeyi planlayan küresel vandallık, Irak işgali ile başlattığı süreci, Suriye’deki iç savaş ortamı ile ilerletmek, yaygınlaştırmak istedi. İnsanlığın yüz karaları, bölgeye söz gelimi demokrasi getireceklerdi, Ortadoğu’yu özgürleştireceklerdi, akıllarınca ve bir asırdır yaptıkları gibi uygarlık taşıyacaklardı. Hedefler sinsi ve zalimdi. Emeller alçak ve insanlık dışıydı. Irak, Suriye, İran ve Türkiye’nin bölünmesi amaçlanmıştı. Özellikle ABD, sorumsuz ve saygısız bir şekilde terör örgütleri ile aynı kareye girdi, aynı hizaya düştü, aynı şer planının içinde yer aldı. ABD yönetimi IŞID ile mücadele gerekçesine sığınıp PKK/PYD’yi desteklemekten, arkasında durmaktan en ufak rahatsızlık duymadı. Bölgesel istikrarı ve barış ortamını tehlikeye atan Wasnington’un görünen amacı PKK/PYD’ye Irak’tan başlayarak Akdeniz’e uzanacak terör koridoru açtırmaktır. Ardından da bir terör devleti inşa etmek ve ettirmektir" ifadelerini kullandı.
"’Zeytin Dalı Harekatı’ yerindedir, son derece büyük anlam ve öneme sahiptir"
Bu maksatla ’sınır muhafız birliği’ adı altında PKK/PYD’li teröristlere sözde ordu kurdurma teşebbüslerine tanık olunduğunu aktaran Bahçeli, bunun bir sonraki adımın ise siyasi meşrulaştırma gayretinin olacağının sır olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"ABD suçüstü yakalanmıştır. Türkiye’nin bu çabalara müsaade etmesi, doğal olarak aklın inkarıdır. Bu çerçevede Afrin’deki PKK/PYD ve IŞID terör örgütlerine yönelik olarak 20 Ocak’ta başlatılan ’Zeytin Dalı Harekatı’ yerindedir, son derece büyük anlam ve öneme sahiptir. Fırat Kalkanı Harekatı sonrası başlayan Afrin operasyonu, bizim meşru müdafaa hakkımızın icrasıdır. Ve bu operasyon elbette hukukidir, insanidir, haklıdır ve bölgesel istikrarın korunmasını amaç edinmektedir. Bu harekette Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması esastır. Zeytin Dalı Harekatı, küresel zulmün, terör örgütleri kanalıyla hayata geçirilmeye çalışıldığı kanlı hesaplara karşı, Türkiye ve bölge ülkelerinin huzur ve istikrarını tesis etmek üzere planlanmış milli ve stratejik bir hamledir. Bundan kesinlikle geriye dönüş yoktur, olamayacaktır. Ok yaydan çıkmış, Türk’ün sabrı tükenmiştir. Yörüklerin ayranı kabarmıştır, yalanlara karnımız toktur, oyalama girişimlerine artık tahammülümüz yoktur. Gün doğmuş şafak sökmüş, siyah ve beyaz bir birinden ayrılmıştır. Kimin ne yapmak istediği, neyi hedeflediği bizim nazarımızda belli olmuştur. Felaket senaryoları güdenlere karşı, kahraman Mehmetçiğimiz bir kez daha tarihi bir sorumluluk üstlenerek sefere çıkmıştır. Biliyor ve inanıyoruz ki, sefer bizim, zafer Allah’ındır. Her yere bize ’Kızılelma’dır."
"Teröristlerle beraber karanlık ve kanlı hesap yapanlar, mutlaka bozguna uğrayacaktır"
Hainlerin saklandıkları deliklerde yok edildiğini, kurulan tuzakların bozulduğunu, yeraltı terör tünellerinin ateşe verildiğini vurgulayan Bahçeli, Atatürk’ün, ’Arkadaşlar gidip Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek Yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki, bu dünyada hiçbir güç ve kuvvet asla bizi yenemez’ sözünü hatırlatarak, "Türk milleti yaşadıkça hiç kimse varlığımıza gölge düşüremez, Yörüklerin pencerelerinden ışık yayıldığı müddetçe karşımıza hiçbir güç çıkamayacak, çıksa bile yenilip yutulmaya mahkum olacaktır. İnanıyor ve ümit ediyorum ki, insanlık onur ve haysiyeti Afrin’de yeniden layık olduğu seviyeye ulaşacak ve ulaştırılacaktır. Bun Türkiye Cumhuriyeti Devleti başaracaktır. Teröristlerle beraber karanlık ve kanlı hesap yapanlar, mutlaka bozguna uğrayacaktır. Allah şanlı ordumuzun kazasını mübarek eylesin. Dualarımız ve desteklerimiz Mehmetçiğimizle beraberdir" şeklinde konuştu.
Harekatta asıl gayenin Suriye’ye huzur ve barış ortamının sağlanması ve Suriye topraklarının gerçek sahiplerine iadesi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Afrin ile başlatılan sınır temizliği mutlak suretle ve ilk etapta Membiç olmak üzere diğer alanları da kapsamalıdır ve inşallah da kapsayacaktır. Nerede terör unsuru varsa imha edilmeli, milli bekamıza yönelik tüm tehditler ortadan kaldırılmalıdır. Teröristler inlerine saklansalar da hendeklere girseler de fark etmeyecektir. Her nereye yuvalandılarsa orada başlarının ezilmesi zamanı gelmiştir. İster Fırat nehrinin batısı olsun ister doğusu, PKK-PYD nerede bulunursan bulunsun canidir, haindir, katildir şiddetle cezalandırılmalıdır" dedi.
"TSK ve ÖSO arasındaki işbirliği ve koordinasyonun devamı elzemdir, yararlıdır"
Özgür Suriye ordusunun, Suriye’de Mehmetçik ile omuz omuza çarpışan, terör örgütlerine göz açtırmayan, varlık gayesi açık olan bir oluşum olduğunu dile getiren Bahçeli, "Dahası bu yapı içerisinde çok sayıda Türkmen soydaşlarımız da bulunmaktadır. Fırat Kalkanı Harekatı başta olmak üzere, ÖSO’nun Mehmetçik ile omuz omuza mücadelesi sırasında çok sayıda kayıplar olmuştur. ÖSO, topraklarını ve Suriyelilerin varlıklarını koruma çabasındadır. Kim ne derse desin Suriyelilerin zulüm karşısında oluşturdukları vatan savunmasının bayrağını taşımaktadır. Türkiye’nin sağladığı imkanlar ve ÖSO’nun gösterdiği kararlılık sebebiyle ülkelerinden ayrılan çok sayıda Suriyeli, kendi vatanlarını müdafaa için tavır almışlardır. Halen Afrin’de çok sayıda ÖSO mensubu gönüllü olarak Zeytin Dalı Harekatı’na katılmakta ve terörle mücadele etmektedir. TSK ve ÖSO arasındaki işbirliği ve koordinasyonun devamı elzemdir, yararlıdır. Fırat Kalkanı Harekatı ile teröristlerden arındırılan bölgede, bu işbirliğinin olumlu sonuçları görülmüştür" ifadelerini kullandı.
Bahçeli’den CHP’ye sert ÖSO tepkisi
CHP’nin, Suriye’de Türkiye’nin azim ve iradesini kırmaya çalışanlara sözcülük ettiğini ileri süren Bahçeli, "Mehmetçik ve ÖSO arasındaki uyumu bozarak, Suriye’de Türkiye’nin azim ve iradesini kırmaya çalışanlara sözcülük görevi, belli ki CHP’ye düşmüştür. Şimdilerde CHP, TSK’nın sınır ötesi harekatını sulandırabilmek gayesi ile ÖSO’yu karalamaktadır. Bunların asıl rahatsızlığı Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD’li teröristlerin köşeye sıkışması, kapana kıstırılmasıdır. Kandil seviciliği, PKK/PYD yandaşlığı, bunlar için adeta ana siyaset konusu haline gelmiştir. Şu işe bakın ki, Türk milleti askerlerinin yanında dualarla yer alırken, CHP, HDP ile eş güdüm halinde askerlerimizin azmini sekteye uğratmanın çabası içindedir. Mehmetçiğe doğrudan söz söylemeye korkanlar, ÖSO üzerinden sinsi bir oyun tezgahlamaktadır. Asıl niyet Zeytin Dalı Harekatı’nın zayıflatılmasıdır. Bu hainliği yapacak kadar gözü dönenler, ne yazık ki kendilerine CHP’de yer bulmuşlardır. ÖSO’ya terörist yakıştırması yapan CHP zihniyeti, yakın geçmişte PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’nin terör örgütü olmadığını iddia ediyordu. Şimdi de bir CHP vekili kalkmış, utanmadan, yüzü kızarmadan PYD’yi aklamaya çalışmaktadır. Neymiş, PYD’nin terör örgütü olup olmadığına dair değerlendirme yapacak istihbarı bir bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değillermiş. Dün Afrin, Çukurca ve Kilis’te kahramanlarımızı şehit edenlerin kimler ve hangi terör örgütleri olduğunu, bu işbirlikçi kafa demek ki hala anlayamamışlar, görememişler. HDP’liler PYD’ye, YPG’ye sırtını dayamışlardı, CHP’liler de yakasını kaptırmış, iradelerini kiraya vermişlerdir. PYD’ye terör örgütü diyemeyen, bizim nazarımızda maskeli, PYD’li, mazbatalı YPG’lidir. CHP gerçeği işte budur. Bunlar bir türlü Türkiye’nin yanında durmayı beceremeyip, Türkiye hasımlarına aradıkları fırsatı vermeye gönüllülerdir" şeklinde konuştu.
"Tabipler Birliği adıyla bilinen kokuşmuş birlik, hukuken gözden geçirilmelidir"
Türk Tabipleri Birliğine (TTB) de yüklenen Bahçeli, sözde bazı aydın sıfatı taşıyanların ’Savaş istemiyoruz’ çağrılarıyla öne çıktıklarını hatırlatarak, "Afrin’e yönelik meşru harekata leke düşürebileceklerini zannediyorlar. Be hey ahmaklar, bire Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlar; PKK’lı caniler askerlerimize, polisimize, öğretmenlerimize, masum vatandaşlarımıza, kundaktaki bebeğe kurşun sıkarken neden sesiniz çıkmıyordu? Siz kimsiniz, derdiniz ne, nereye varmak istiyorsunuz. Hele bir de Tabipler Birliği adıyla bilinen bir yapı var ki, hıyanetin bir ucunda da bunlar tutmuştur. Savaşın bir halk sağlığı olduğu iddiası ile Afrin’deki meşru hareketi zedelemeye çalışan kütürüm birlik, şimdiye kadar terörizmin aşağılık eylemlerine sessiz kalmıştır. Tabipler Birliği doktorlarımızı temsil etmeyen, onlar adına konuşma hakkı bulunmayan bir örgütlenmelidir. Bu kokuşmuş birlik hukuken gözden geçirilmelidir" diye konuştu.