NEÜ Rektörlüğünden yapılan yazılı açıklamada, “Ulusal bir basın kuruluşunda kurumumuzla ilgili çıkan haberde; gazetecilik mesleki etik ve sorumlu gazetecilik ilkeleri gereği tarafımızdan görüş alınmadan ve kurumumuza cevap hakkı verilmeden yapılmış maksatlı ve doğru bilgiler içermeyen iddialarla ilgili kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından aşağıdaki açıklamanın yapılması zaruriyet arz etmiştir” denildi.
Açıklamanın devamında, “Ülkemiz üniversiteleri 2547 sayılı Kanuna ve ilgili mevzuata yönelik olarak akademik personel alımında bulunurlar. Akademik personel alımlarında izlenecek olan yöntem bellidir. Adı geçen haberdeki akademik personellerin atamaları mevzuata uygun şekilde gerçekleşmiştir. Bahsedilen kardeş ataması olarak adı geçen Hakan Vatansev Konya sanayinin ihtiyacı olan Meslek Yüksek Okulunda Değirmencilik programının açılışı sırasında öğretim görevlisi olarak başvurmuş ve ilgili bölüme alınmıştır, bugüne kadar da hizmet üretmektedir. Bu atama sürecinde Prof. Dr. Celalettin Vatansev Dekan olmamakla birlikte üniversite dışında bir özel hastanede çalışmaktaydı. Meram Tıp Fakültesi Hastanemizin Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalında bulunan kadro açığına istinaden çıkılan ilanın akabinde Dekan Beyin eşi Yrd. Doç. Dr. Hülya Vatansev’in Dekan Beyin itirazına rağmen kurumun ihtiyacına binaen tarafımızdan ataması yapılmıştır. Ayrıca Hülya Vatansev daha önceki görev yeri olan KTO Vakfı Üniversitesi Tıp Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak özel sektörde çalışmaktaydı. Ali Esat Vatansev ise Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığında asgari ücretle inşaat mühendisi ihtiyacına binaen kısa süreliğine çalıştırılmış olup, 1 yıla yakın süredir de başka bir kurumda çalışmaktadır. Yukarıda tanımlanan bu akademik atama ve istihdamlarda mevzuata ve genel temayüllere aykırı bir durum söz konusu değildir. Üniversitelerde eşlerin aynı kurumlarda çalıştığı Türkiye’de ve dünyada akademik camiada pek çok örneği vardır. Bu konuda kişilerin akademik birikimlerini, gelişimlerini, yetkinliklerini ülke menfaatine üniversitelerde hizmet olarak sunabilmelerinden daha tabii bir şey yoktur. Aksi durum akademisyen eşlerin ya da akrabaların akademik birikimleri nedeni ile aldıkları eğitim süreci ve emeklerin göz ardı edilmesi, ülkenin nitelikli insan gücü ve kaynaklarının kamu yararına değerlendirilememesi gibi bir olumsuzluğu da bireysel özlük hakları ve fırsat eşitliği ilkesinin çiğnenmesi durumuna da neden olur” ifadelerine yer verildi.