Prof. Alkan: “Siber Güvenlik Önlemi Almayan Ülkelerin Geleceği Çok Ciddi Tehdit Ve Risk Altında”

Ulusal Siber Güvenlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Alkan, bugün artık dünyada ülkelerin, siber saldırılar, siber silahlar ve siber savaşlarla savaştığını belirterek, “Dünya artık siber savaşlarla yeniden dizayn ediliyor. Siber güvenlik konusunda gerekli önlemleri almayan ülkelerin geleceği çok ciddi anlamda tehdit ve risk altında” dedi.

Mersin Valiliği himayesinde, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) işbirliğinde “Ulusal Bilgi Güvenliği Zirvesi” düzenlendi. Bir otelde gerçekleştirilen zirvede, Türkiye’nin bir an önce siber güvenlik ordusunu oluşturması gerektiği vurgulandı.

Zirvenin açılışında konuşan Ulusal Siber Güvenlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Alkan, bugün siber güvenlik konusunun, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de en önemli konulardan biri haline geldiğini söyledi. Dünyada artık, siber dünya, siber uzay, bilgi güvenliği, siber savaşlar, siber saldırılar gibi yeni kavramlar oluştuğunu ifade eden Alkan, “Geldiğimiz noktada, günümüzde her şey sayısallaştı. Bütün iş ve işlemlerimizi elektronik ve internet ortamında gerçekleştirdiğimiz bir dünyada, siber dünya içerisinde yeniden toplumların değiştiğini görüyoruz. Bu kadar sayısallaşan dünyada en önemli hususlardan biri de siber güvenlik kavramı haline geliyor” diye konuştu.

“Kültürel dönüşümü gerçekleştiremediğimiz için çok ciddi güvenlik riskleri ve tehditlerle karşı karşıya kalıyoruz”

Bugün artık bilgi çağı, bilgi toplumunun yaşandığına işaret eden Alkan, Türkiye’nin bu dönüşümü sağlamak için 20 yıldır mücadele ettiğini belirtti. Türkiye’nin, tüm iş ve işlemleri internet ortamına, dijital ortama dönüştürme sürecinde fiziksel dönüşümde çok ciddi mesafeler kat ettiğini dile getiren Alkan, “Türkiye olarak en gelişmiş, en son teknolojileri kullanma noktasında Avrupa’nın ilerisindeyiz. Geniş bant internet erişim noktasında yine Avrupa seviyesinde bir altyapıya sahibiz. İlkokuldan üniversiteye, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına kadar bilgi erişim teknolojilerinde çok iyi bir yere geldik. Dolayısıyla Türkiye fiziksel değişimini gerçekleştirmiş durumda. Ancak, dönüşümün ikinci ayağı olan kültürel değişim noktasında üzülerek söylemek gerekirse Türkiye yine sınıfta kalmış vaziyette. Eğer bu iki dönüşümü sağlıklı ve doğru bir şekilde gerçekleştiremezsek, bilgi ve iletişim teknolojilerini doğru kullanma kültürüne sahip olmazsak bu teknolojileri yeni teknolojiler, yeni bilgiler üretme şansımız yok; bu teknolojileri kullanarak ekonomik, teknolojik, sosyal, kültürel anlamda gelişme ve kalkınma şansına sahip değiliz. Bu sefer de bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanır olmanın bütün iş ve işlemleri, bütün süreçleri elektronik ve sayısal internet ortamına aktarmış olmamızın çok ciddi riskleri ve tehditleri gündeme geliyor. Kişisel, kurumsal, ulusal anlamda bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu teknolojileri kullanan toplumun tüm kesimleri, bu teknolojileri doğru kullanmak kültürüne sahip olmadığımızdan kişisel, kurumsal ve ulusal güvenliğimiz risk altında. Bugün bu bilginin geldiği noktada dünyada yeni bir kavram ortaya çıkıyor, bu bilgileri elde etmek, kullanmak suretiyle siber silahlarla, siber saldırılarla, siber savaşlarla dünyanın şeklini değiştirmek, dünyayı yeniden dizayn etmek” ifadelerini kullandı.

“Artık dünyadaki savaşların, silahların yöntemi değişmiştir. Teknoloji çok büyük bir silah olarak kullanılmıştır”

Siber saldırıların, kişilere ya da kurumlara plansız programsız ya da birçok amaçla yapılan saldırılar olduğunu, siber savaşların ise planlı programlı bir şekilde devletlerin ya da organize örgütlerin devletlere yaptığı saldırılar olduğunu söyleyen Alkan, bunun en güzel örneğinin Wikileaks olduğunu vurguladı. Wikileaks’in, bütün dünyayı dizayn eder bir sonuç doğurduğuna dikkat çeken Alkan, “Arap Baharı’nın çıkışının temelinde Wikileaks vardır. Ellerindeki bilgiyle dünyayı hiçbir kurşun atmadan, hiçbir şekilde asker kullanmadan nasıl dizayn edeceğinin uygulamasını yaptılar. Artık dünyadaki savaşların, silahların yöntemi değişmiştir. Teknoloji çok büyük bir silah olarak kullanılmıştır. Kritik altyapılara yapılan saldırılarla enerji hatlarımız, doğalgaz hatlarımız, su şebekelerimiz, finans sistemlerimiz, iletişim altyapılarımız, ulaşım altyapılarımızın nasıl çökertildiğini biliyoruz. Tehlikeli olan da şudur; siber saldırıların kaynağı da belli değildir. Siber saldırılarla dünyanın bir ucundan başka bir ucuna varabiliyorsunuz ve hiç farkında olmadan evimizde kullandığımız bu teknolojilerle her türlü imkanı, fırsatı veriyoruz” şeklinde konuştu.

ABD’nin Siber Güvenlik Ajansı’nın (NSA) toplamış olduğu bilginin, insanlık tarihinin bugüne kadar ürettiği bilginin 200 bin katı olduğuna işaret eden Alkan, şunları söyledi: “Wikileaks belgelerinde yapılan açıklamalarda, NSA’nın cep telefonlarımıza sızdığını, çok güvenli olduğunu düşünerek kullandığımız whatsapp, twitter, benzeri uygulamalar da dahil olmak üzere bütün bu görüşmelerimizi elde ettiğini, tüm internet trafiğimizi 7/24 saat takip ettiğini, cep telefonlarımız, internetimiz ve akıllı cihazlarımız marifetiyle bütün konuşmalarımız, yazışmalarımız, hareket alanlarımız, toplantılarımızın izlendiğini ve çok rahat bir şekilde bunların kayıt altına alındığını, bundan dolayı Türkiye’ye yönelik 200 bin belge olduğunu biliyoruz.”

“Siber güvenlik konusunda gerekli önlemleri almayan ülkelerin geleceği çok ciddi anlamda tehdit ve risk altında”

Burada en önemli şeylerden birinin farkındalık olduğunu, Türkiye’nin bu konuda çok ciddi bir farkındalık problemi bulunduğunu vurgulayan Alkan, şöyle devam etti: “Siber güvenlik konusu günümüzün ve yakın geleceğin en önemli konularından biridir. Bu konuda gerekli önlemleri almayan, gerekli politikaları, stratejileri geliştirmeyen ülkelerin geleceğinin çok ciddi anlamda tehdit ve risk altında olduğunu biliyoruz. Kişisel, kurumsal, ulusal anlamda çok ciddi bedeller ödemek durumunda kalabileceğimizi de bilmek son derece önemli. Türkiye’de toplumumuzun tüm kesimlerinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin bizim için önemli artılara sahip olduğu kadar, ne kadar risk ve tehditler oluşturduğunun farkındalığını oluşturmak gerekiyor.”

“Türkiye’nin bir an önce siber güvenlik ordusunu oluşturması gerekiyor”

Türkiye’de başta kamu kuruluşları olmak üzere siber güvenlik saldırılarına ve savaşlarına karşı önlem almak için kullanılan siber güvenlik çözümlerinin yüzde 90’ının yabancı ürünler olduğunu da belirten Alkan, “Yüzde 90’ının yabancı olduğu güvenlik çözümleriyle ulusal ve kurumsal güvenliğimizi sağlamamız zaten imkansızdır. Türkiye’nin mutlaka yerli ve milli siber güvenlik çözümlerini bir an evvel hayata geçirmesi gerekiyor. Bütün dünya siber ordularını kurdu, siber savunma güçlerini kurdu. Başbakan, Türkiye’nin 30 bin siber güvenlik uzmanına ihtiyacı olduğunu söyledi. 30 bin siber güvenlik uzmanını yetiştirmemiz için 30 yıl gibi bir süreye gerek var. Oysa bundan 10 yıl önce gelişmiş ülkeler yılda 5 bin siber güvenlik uzmanı yetiştirmeyi hedef koydular, bugün hepsinin 30 bin, 40 bin, 50 bin siber güvenlik uzmanı ve ordusu var. Bizim de bir an önce olabildiğince hızlı bir şekilde siber güvenlik uzmanlarını yetiştirecek siber savunma gücümüzü, siber ordumuzu oluşturmamız gerekiyor ki, Türkiye’ye yönelebilecek tüm siber saldırı ve savaşlara karşı önlem alabilelim” dedi.

“Bilgisayarda dokunduğumuz her tuşun bir yerlerde depolandığını unutmayalım”

Mersin Valisi Ali İhsan Su da konuşmasında, bilgi güvenliğinin çok önemli olduğunun altını çizdi. Tarihin her döneminde en önemli olgulardan birinin bilgi olduğunu kaydeden Vali Su, “Hem bireysel hem kurumsal hem devlet bazında bilgiye kim sahipse söz sahibi o olmuştur. Yani bilgi eşittir güç diyebiliriz. Tarih boyunca yükselişte olan devletlerin her birinin bilgiye sahip, bilgiyi üreten, kullanan devletler olduğunu da görebiliriz. O yüzden öncelikle bilgi üretmek çok çok önemli. Ürettiğimiz bilgiyi üretimde kullanmak, onu uygulamaya geçirmek de bir o kadar önemli. Bilgiyi üretiyor ama kullanamıyorsanız bir kıymeti yoktur” diye konuştu.

Bilginin üretilip, kullanılması sonucunda ise bilgi güvenliğinin ortaya çıktığını ifade eden Su, dünyanın artık bir köy haline geldiğini, her yerin internet ağıyla birbirine bağlandığını ve bunun dışında kalınamayacağını söyledi. Su, “İnternet çağında, gerek bireysel gerek kurum gerek devlet her türlü bilginin de güvenliği ortaya çıkıyor. Bu güvenliği sağlamak çok önemli. Şu anda ülkemizde hemen hemen her kurum artık dijital sistemde yazışmalarını yapıyor, bilgilerini orada depoluyor, saklıyor. O zaman bunların güvenliği ortaya çıkıyor. Bu zirve de bu alanda bir farkındalık oluşturması açısından çok önemlidir. Unutmayalım ki, bilgisayarda girdiğimiz her yazı, her bilgi, her dokunduğumuz tuş bir yerlerde depo ediliyor. Mutlaka bu anlamda farkında olalım” ifadelerini kullandı.

Zirvede, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ile ÇKA Genel Sekreteri Lütfi Altunsu da birer konuşma yaptı.

Genel Haberleri