En çok yeniliğin Amerika’da, Uzakdoğu’da ya da Avrupa’da yapılıyor gibi göründüğünü ancak yakından bakıldığında bunun yerle hiçbir alakasının olmadığını anlatan Prof. Dr. Ensar Gül, yenilik ve inovasyonun zihinsel yapıya bağlı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Gül, “Zihinsel olarak yenileşmeye, araştırma geliştirme çalışmalarına yeterli ölçüde kaynak ayırıyor muyuz, AR-GE çalışmalarını destekleyen kurumlarımız var mı, tüm bu soruların cevabı olumlu ise işte orada yenilik olur, inovasyon olur, ileri teknoloji üretilir. Ancak bu saydığımız özellikler yoksa, nereye giderseniz gidin lokasyona bağlı olmadığından yeniliğe dair bir şey bulamazsınız” diye konuştu.
Üniversite öğrencilerine de çeşitli tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Gül, öğrencilerin evvela kendilerini memur olma mantığından kurtarmaları gerektiğini kaydederek, “Üniversiteden mezun olayım, memurluk sınavına gireyim, bir devlet dairesinde iş bulayım sonra 25 sene çalışıp emekli olurum mantığını yıkmaları gerekiyor. Gençlerin biraz risk almaları gerekiyor. Herhangi bir iş yerine girip, işi öğrendikten sonra kendi işlerini kurabilirler. Eğer kendilerine çok güveniyorlarsa mezun olur olmaz kendi işlerini kurmaları gerekiyor, elbette bu biraz zor. Herkes ilk işinde başarılı olacak, herkes zengin olacak diye bir şey yok lakin çalışan, geliştiren ve araştıran insanların sayısı ne kadar çoğalırsa bu kurulan şirketlerin dünya çapında başarılı şirketler olmaları o ölçüde mümkün olacaktır” dedi.