ABD Eski Başkanı Bill Clinton’un 2005 yılında kurduğu CGI toplantısına 60’ı aşkın ülkenin devlet başkanları, işadamları, dünya ölçeğinde etkin şirketlerin CEO’ları, sanatçılar ve siyasilerden oluşan yaklaşık 700 davetli katıldı. CGI toplantısına Türkiye’den de sadece Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk davet edildi.
ABD Eski Başkanı Bill Clinton’un dünyanın ve insanların hem ortak hem de lokal ancak tüm insanlık vicdanını etkileyen sorunlarına pratik ve etkin çözümler üretmek amacıyla 2005 yılında kurduğu, Clinton Küresel Girişiminin (CGI-Clinton Global Initiative) yıllık toplantılarından 6’ncısı New York’ta yapıldı. Her yıl olduğu gibi BM Genel Kuruluyla eş zamanlı ve BM Toplantılarının gerçekleştirildiği binanın iki blok ötesinde yapılan CGI toplantısına bu yıl 60 ülkenin devlet başkanı ile işadamları, sivil toplum ve kanaat önderleri, dünya ölçeğinde etkin şirketlerin CEO’ları, sanatçılar ile siyasetçilerden oluşan yaklaşık 700 davetli katıldı.
Büyük oranda görüştüğü konular BM Gündemi ile paralellik arz eden, ancak sorunlara daha hızlı çözüm üretmesi nedeniyle Amerikan Basınınca “BM’nin hantal yapısına alternatif” olarak değerlendirilen CGI’nin bu yılki toplantısında çevre konularından, yoksullukla mücadeleye, eğitimden, sağlığa kadar birçok konu hem dünyanın ortak meselesi olarak genel oturumlarda görüşüldü, hem de dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan somut meseleler, somut ve hızlı çözümler üretilmesi amacıyla çalışma gruplarında masaya yatırıldı.
Aralarında ABD Başkanı Barack Obama ve eşi Michalle Obama ile ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Eski ABD Başkanı George Bush’un eşi Laura Bush, Microsoft’un kurucusu ve sahibi Bill Gates, Google’un Başkan ve CEO’su Eric Schmidt, You Tube Kurucusu Chad Hurley, Coca Cola CEO’su Muhtar Kent, sanatçılar Barbara Stresiand, Jimm Carey gibi isimlerin de yer aldığı ve siyasetten, iş dünyasına, sanatçılardan düşünürlere kadar geniş bir kesimden yaklaşık 800 kişinin katıldığı ve sel felaketi yaşayan Pakistan için yardım da toplanan, CGI zirvesine Türkiye’den Pankobirlik ve Konya Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Recep KONUK, Bill Clinton un davetlisi olarak katıldı.
Pankobirlik ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk’un 2008 yılından itibaren katıldığı CGI, kurulduğu günden bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde 57 milyar dolar harcamayla, 1700 projeyi gerçekleştirmeyi başardı. Bugüne kadar uygulanan ve 170 ülkede hayata geçirilen projelerle yaklaşık 220 milyon insanın hayat koşullarının iyileştirildiği hesaplanıyor. UNICEF’le de işbirliği gerçekleştiren CGI, çok sayıda ülkede savaş ve doğal afet nedeniyle mülteci konumuna düşmüş çocuklara eğitim ve spor ortamının oluşturulması, yaşanan salgın hastalıkların veya tehditlerinin önlenmesi için tedavi ve aşı kampanyaları, çevre felaketlerinin önlenmesi için ağaçlandırma, enerji santrali, arıtma tesisi inşası, kadınlara iş imkanı sağlamak için uygulama projeleri, istihdam sorununa çözüm üretmek için mesleki eğitim ve küçük girişimlerin desteklenmesi gibi somut sorunlara somut çözümler getiren bunlar gibi 1700 projeyi, ihtiyaç sahipleri, çözüm üreticileri ve uygulayıcıları ya da bağışçıları bir araya getirerek hayata geçirdi.
2008 yılından beri katıldığı CGI Zirvelerinde, tarım dışında enerji ve iklim değişikliği çalışma gurubunda yer alarak birikim ve tecrübesini katılımcılarla paylaşan, küresel sorunlara somut çözümler için önerileriyle katkı veren Recep Konuk, ülkemize yönelik projelerin geliştirilmesi ve uygulanması için de dünya liderleri, teknoloji önderi şirket yöneticileri ve bilim adamlarıyla ortak çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Son yapılan CGI Zirvesi sonrası ABD’de kalarak, Konya Şeker’de yatırımını başlattıkları hayvancılık ile et-süt entegre tesisi projeleri ile paralellik arz eden büyük işletmelerde yerinde incelemelerde bulunan ve şeker pancarı ile çeşitli tarım ürünlerinin alternatif sanayi ürünü türevleri konusunda bilgi paylaşımı ve teknolojik işbirliği için görüşmeler yapan Pankobirlik, AB Holding ve Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk yurda dönüşünde toplantıların son derece verimli geçtiğini söyledi. Dünyanın çeşitli coğrafyalarından, değişik kültürlerden entelektüel birikimi üst düzeyde yüzlerce değerli insanla bir araya geldiklerini ve dünyanın çeşitli bölgelerinde insanların eğitimden, sağlığa, ekonomik meselelerden, güvenlik meselelerine kadar hangi meselelerle hayatlarını sürdürdüklerini birinci ağızlardan dinlediklerini ve bu çerçevede Türkiye’nin hem sorunları hem de avantajları açısından Dünya’daki konumunu görme fırsatı bulduklarını belirten Konuk, “ben rahatlıkla şunu söyleyebilirim, Türkiye’nin çözüm bekleyen meseleleri teferruattır. Hani bir şarkı vardır, benim derdim yanında senin derdin dert mi arkadaş diye başlar. Ben onlarca ülkeden onlarca isim ile görüştüm, durumları hakikaten de odur. Dünyanın birçok yerinde birçok ülke ve birçok insan hala Ortaçağ’da görülebilecek sorunlarla boğuşuyor. Yaşamayı değil hayatta kalabilmeyi hayal ediyor. Biz oradan, oradaki ortamdan Türkiye’ye bakınca iç rekabetin verdiği ruh haliyle çok şeyi gözden kaçırdığımızı, ıskaladığımızı gözlemledik. Ben şunu söylemiyorum, şükür bizim durumumuzdan durumu kötü olanlar var demiyorum. Gelişmiş veya kalkınma trendine girmiş ülkelerle arada bir gündem farkımız olduğunu, dil farkımız olduğunu söylemek istiyorum. Dünyada itibar ne ile sağlanır, güç ile. Bunun içine, ekonomik güç de, siyasi güç de, askeri güç de, varlığı ve niteliği ile insan gücü de, kültür ve medeniyeti ile sahip olduğunuz manevi güç de hepsi dahildir. Oradan bakanlar, o ortamda olanlar Türkiye’yi bu saydığım bütün unsurlarıyla güçlü görüyorlar. Yani Türkiye itibarı ve kredisi yüksek bir ülke. Ve ben oradaki gündem farklarından cesaretle şunu söylüyorum, Türkiye dünya milletler ailesi içinde geleceği en parlak ülkedir” dedi.
3 yıldır toplantılarına katıldığı CGI’nın dünyaya nizam vermek gibi bir iddiasının olmadığını, insanların yaşadığı güncel ve acil çözüm bekleyen meselelere somut çözümler üretmek için gayret gösterdiğini, buna katkı verecek insanları bir araya getirdiğini, bürokratlardan oluşan ve bürokratik süreçlerle bağlı, siyasi pozisyon alma gayretleri, bloklaşmalar nedeniyle zaman zaman kilitlenen ve politik çekişmelere sahne olan Uluslararası kuruluşlardan CGI’nın en önemli farkının bu olduğunu söyleyen ve ikili temasları hakkında da bilgi veren Konuk şöyle konuştu;
“Ben üç yıldır bu toplantılara katılıyorum. Bu toplantılarda yardım projelerini yönetenler, yardım isteyenler ve bunu verebilecek güçte olanlar bir araya geliyor ve kararlar anında uygulamaya geçiyor. Bu toplantılar insan odaklıdır ve insanların yaşadıkları somut sorunları insanların daha iyi yaşaması için ortadan kaldırmak amacıyla yapılıyor. Mesela salgın hastalık tehdidi yaşayan insanların dili, rengi, inancı, ülkesi, siyasi rejimi, ülkelerinin uluslararası siyasi bloğu bu zirve açısından çözüm arayışında belirleyici değil. Orada bir problem vardır ve hayatı tehlikede olan insandır. Bu zirve bağışçısını bulabilirse hemen o bölgeye el uzatır. Mesela Pakistan’da yaşanan sel sonucu milyonlarca insanın açlık ve salgın hastalık tehdidiyle karşı karşıya kalması bu zirvede insanlığın ortak problemi kabul edilir. Yani oradaki siyasi rejim veya selzedelerin Müslüman olması bağışçılar için bir engel veya çekince oluşturmaz. Onun dışında elbette ki bu zirve dünyanın ortak geleceği ve insanlığın ortak meseleleri için de çözümler üretiyor. Mesela çevre, mesela enerji, mesela yoksullukla mücadele gibi konularda hem proje bazlı çalışmalar yürütüyor hem de bir network ağı oluşturarak bilgi paylaşımı ve kullanımı sağlıyor. Somutlaştırmak için söylüyorum bu toplantılar vesilesiyle Atlantik Hava Yollarının sahibi Richard Branson 3 milyar dolarlık yardım yaptı. Bu yardım insanlığın ortak geleceğini tehdit eden küresel ısınma ile mücadele için kullanılacak. Bu ve bunun gibi bağışçıların katkıları, zirveye iştirak eden şirketlerin uygulamaları sonucunda insanların hayatlarında neler değişti özetlemek istiyorum.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde küçük ve orta ölçekli binlerce girişimciye 1.75 milyar dolar kredi verilmiş. Yani hem üretim teşvik edilmiş hem istihdam oluşturulmuş. 16 milyon kadın bu girişim sayesinde ya iş sahibi olmuş ya da mesleki kurslarda eğitilmiş. 10 milyondan fazla insana işlerini geliştirme imkânı sağlanmış. Yaklaşık 5 milyon insana bilgi teknolojisinden yararlanma imkânı sunulmuş. Yani bilgisayar, internet imkânı fakir bölge ve çocuklara bağışçılarca temin edilmiş. Çeşitli sebeplerle dünyanın bir çok yerinde okula gidemeyen 2 milyondan fazla kız öğrenciye yardım yapılmış ve okumaları sağlanmış. 50 milyon çocuğa eğitim ortamı oluşturulmuş. Toplantılara iştirak eden şirketler, katılımcılar dünyanın çeşitli yerlerinde yaklaşık 38 milyon hektarlık bir alanı ağaçlandırmış. Çevre projeleriyle Küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit emisyonu 400 milyon metrik ton azaltılmış. Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan projelerin hayata geçirilmesiyle yaklaşık 400.000 evin enerji tüketimi bu yeni kaynaklardan sağlanmaya başlanmış. 75 milyon kişi sağlık projelerinden yararlanmış ve 20 milyon kişiye içme suyu ulaştırılmış.
Bunlar ve bunlar gibi projelerle yaklaşık 220 milyon insanın hayatının kolaylaştığı, düne göre daha rahat yaşadığı hesaplanıyor. Şahsen bu tür bir hizmet ortamının, insan eksenli çalışmanın içinde yer almaktan, fikri anlamda, proje anlamında katkı vermekten, tecrübe ve birikimimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bu toplantılar vesilesiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ve ülkelerinin önemli makamlarında görev yapan muhataplarımızla görüş alış verişinde bulunmayı, bilgi paylaşmayı, bazı eleştirilerimizi doğrudan onlara iletme imkanı bulmayı hem ülkemiz açısından, hem de ülke tarımı açısından yararlı görüyorum. Bu konuda da son toplantıdan bir örnek vermek istiyorum. Bizim ülkemizde ve bizim sektörümüzde yani tarımsal üretimde ve tüketicide GDO’lu ürünlerle ilgili bir endişe var. Tüketicide sağlık endişesi var, üreticide toprak yapısının GDO’lu ürün kullanımı halinde bozulabileceği ve tarımsal üretimde sürekliliğin tehlikeye gireceği endişesi var. Ve dünyada hem GDO’lu tohum, hem tarımsal üretim hem de GDO’lu mamul ürün tüketiminin lideri ABD. Bu konuda ABD’nin de en kudretli ve yetkili makamı ABD Tarım Bakanlığı. Bu toplantılar vesilesiyle işte bu en yetkili ağızla, uygulama ve üretimin tüm dünyaya yayıldığı ABD’nin Tarım Bakanı Sayın Tom Vilsack ile konuyu tartışma imkanımız oldu. Ben kendisine ‘GDO’lu ürünlerde hem tohum üretimi ve geliştirilmesi, hem tarımsal üretim hem de tüketimi konusunda ABD’nin dünya lideri olduğunu, dünyanın en büyük tarımsal ürün ihracatçılarından biri olarak bu ürünleri işlenmiş veya işlenmemiş olarak dünyaya dağıttıklarını, GDO’lu tohum ihraç ettiklerini hatırlatarak ve bu tür ürünler hakkındaki özellikle sağlığa ve tarımsal üretimin sürekliliğine yönelik endişelerin ve belirsizliklerin dünya genelinde sürdüğünü belirterek en büyük üretici ve tüketici olarak dünyayı aydınlatmak, endişeleri gidermek ABD’nin yükümlülüğündedir siz gerçekten ne düşünüyorsunuz, sağlık açısından endişelenmekte insanlar haklı mı?’ diye sordum. Değerli dostum Vilsack; GDO’lu ürünlerin ABD genelinde yaygın olarak ekildiğini ve tüketildiğini insan ve hayvan sağlığı açısından etkileri üzerinde ABD dahilinde çalışmaların ve bilimsel araştırmaların halen devam ettiğini söyledi ve kesin bir kanıya varmanın, net bir cevap vermenin bu çalışmalar tamamlanmadan zor olduğunu ifade etti. Bunun gibi onlarca temasımız oluyor bu toplantılarda. Bilgi paylaşıyor, bilgi alıyor, kendimizi yani Pankobirlik’i, Konya Şeker’i ve ülkemizi anlatıyor, edindiğimiz tecrübe ve birikimlerden ülkemiz için faydalı projeler üretmeye, faydalı sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz.” dedi.