Türk Ceza kanununun 441-442-443-444’ncü maddeleri Zinayı suç olarak kabul ediyorken AK Parti Hükümeti tarafından 2004 yılında bu suç maddelerinin kaldırılması yani Zinanın suç olmaması haline getirilmesi Saadet Partisi tarafından tekrar protesto edilerek tepki gösterildi.
Zinanın suç olmaktan çıkarılmasından sonra ülkemizde ciddi anlamda ahlaki çöküntüler gerçekleştiği işaret eden Saadet Partisi gençlik kolları; “ İnsan fıtratına ilişkin yapmış olduğumuz sosyolojik, psikolojik, hukuki, tıbbi ve dini analizlerde; eşcinsellikle beraber oluşturulan birlikteliğin ve nikâh ahdi olmadan cinsi veya hemcinsi ile gerçekleşen cinsel ilişkinin yani zinanın önce insanın sonrada toplumumuzun yapısını bozduğunu ortaya koyduk.” Dedi.
Gençlik Kolları yaptığı açıklamanın devamında şunları söyledi;
Eşcinsellik, kadim geleneği olan toplumumuzda her şeyden önce meşru olarak görülmemektedir. Ancak sekülerleşen ve hümanizmin etkisiyle zihin kalıplarımızı değiştirmeye çalışan Batının despotik ve sapkın fikir akımları, “Eşcinselliği” yani “Cinsel Kimlik Bunalımı”nı meşru ve doğal bir durummuş gibi topluma yansıtarak kamuoyu oluşturmaktadır. Bu cinsel bunalımında ötesinde kamuoyunda yer tutan eşcinsel birliktelikler, toplumda olmayan cinsi ahlaksızlıkları da ortaya çıkmakta, insanların zihinlerine nifak tohumları ekmektedir.
Bizler biliyoruz ki Siyonizm, özellikle Müslüman coğrafya üzerindeki insanları psikolojik etki altına almak istemekte ve imanında var olan kuvveti, fıtratı bozmaya çalışmaktadırlar. Bizler Sultan Fatihlerin, Selahattin Eyyübilerin, Akşemsettinlerin torunlarıyız. Edep tacımız Hz. Osman’ın, Sultan Osman Gazi’nin ve Necmettin Erbakan’ın neferleriyiz. Bizler kim olduğumuzu çok iyi biliyoruz ve neslimizi bozmaya çalışan Siyonizm’in oyunlarının da neler olduğunu farkındayız. Bizi özgürlükler ve insancıl yaklaşımlar maskesiyle hiç kimse kandıramaz. Biz Milli Görüşçüler bu milletin aslıyız, tarihiyiz, kültürüyüz, sarsılmaz inancıyız. Onun için buradan bu ahlaksız tohumları atanlara, uygulayıcılarına ve bu alanda kendine siyasi, iktisadi ve sosyal pazar oluşturmaya çalışanlara sesleniyoruz: “Biz Milli Görüşçüler bu milletin özünde olan “Ahlak ve Maneviyat” uğruna bir değil bin başımız olsa hepsini teker teker vermeye hazırız. Herkes ayağını buna göre denk alsın. Biz bu Ülke’yi sokakta bulmadık. Hiç kimse bu ülkeyi sahipsiz sanmasın.”
Gündeme konu olan eşcinsel birlikteliğinde ötesinde eşcinsel evlilikler de tam anlamıyla bir faciadır ve ülkemizdeki hukuk boşluğundan yararlanılarak bu durum meşrulaştırılmak istenmektedir. Bu durumun bir ileri sarmalı ise eşcinsellerin evlat edinmesidir ki bu kadim geleneği olan toplumumuzu kökünü kazımaya çalışmak demektir.
Bizler ancak fıtrata uygun birliktelikle akitleşen insanların aile olabileceği inancını taşımaktayız. Bu gün işte tam anlamıyla bu aile mefhumunun temelleri Batı hayranı olanların yazılarıyla, yayınlarıyla dinamitlenmektedir.
“Ey Millet Ne Zaman Uyanacaksınız?”
“Susmayın”, “Uyarın”, “Haykırın”
Sizler tenha bir nehir kenarında kurdun kuzuya saldırmasını dahi dert edinen ve bundan imtina eden bir neslin çocuklarısınız.
Bakınız, Batı düşünce sistemiyle ve fikir kalıplarıyla hümanizmin ve sekülerizmin etkisiyle düşünen insanlar bu söylediklerimizin çok ötesinde oldukları için bizi anlayamazlar. Bizler Allah için bu “Cinsel Bunalım” içinde olan insanları dünya ve ahiret saadetleri için çok önemsiyoruz ve bu bunalımı atlatmaları konusunda yardımcı olmak istiyoruz. Bu doğuştan gelen ve Ortodoks tıbbının deyimiyle değiştirilemez olan bir durum değildir. Tedavisi de mümkündür. Yeter ki doğru bir irade ve güven ortaya konulsun.
Buradan bütün eşcinsellere sesleniyoruz. Bizim niyetimiz, toplum da nefret duygusu oluşturmak değil, sizlerin iki cihan saadetinize engel teşkil edecek olan bu ruh haliyetinizin önüne geçerek, insani ve imani görevimizi yerine getirmektir. Kur’an da bahsi geçen “Lût Kavmi” örneği çok açık ve manidardır. Bu durum İslami tabirle azgınlıktır, ifsat da haddi aşmaktır. Buna ortak olmayın. Kendinize gelin!
Kötü bir işin yapılması ne kadar sıkıntılı bir durum ise o kötü işin önünü açan unsurlarda o kadar sıkıntılıdır. Bu gün AKP, politik bir kaygı içine girmiştir. Bakınız bir yandan kürtaja karşı çıkıyorlar bir yandan zinayı suç olmaktan çıkarıyorlar, bir yandan da eşcinselliğin önüne geçecek adımlar atmıyorlar. Hem insanları şuurlandırmıyorlar hem de kabahati sadece işleyene buluyorlar. Bu hangi ahlak sistemidir, hangi hukuk sistemidir. Bu ne vahim bir çelişkidir, bu nasıl bir yüz boyamadır.
Eşcinsellik, zina ve kürtaj toplumumuzun özelde de ailenin temellerine konulmuş büyük bir dinamittir. Yapılan çalışmamızda hiçbir muhafazakâr grubun bu durumu kabul etmemesine karşın muhafazakâr diye kendini dillendiren AKP’nin zinayı AB ile uyum çerçevesinde nasıl kabul ettiğini halen anlamış değiliz. Bu bir yanılgıdır, bu bir neslin, bir milletin yok edilme temayülleridir.
Bizim inanç değerlerimize ve kültürel kodlarımıza göre kürtaj yapılması ortak bir icma ile doktorların ortaya koymuş olduğu zaruretin dışında kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Başbakan Erdoğan’ın kullanmış olduğu “Cinayet” tabirini bu durum için destekliyoruz ve onaylıyoruz. Ancak 10 yıldır iktidarda olan, aileye ve dindarlığa önem verdiğini, toplumu doğru okuduğunu iddia eden AKP hükümetini “iş bilmemezlikle” sizlerin önünde kınıyoruz.
Bu ahlak dışı durumların artmasında ve yaygınlaşmasında medyanın da büyük bir payı vardır. Medya bu ahlaksızlıklar normalmiş, hatta yapılmaması bir eksiklikmiş gibi göstermektedir. Bu sebeple çok önemli ve ulvi bir kavramımız olan “Milli” kelimesi gayri meşru ilk cinsel ilişkiyi sembolize eden “Milli olmak ” tabiri ile karalanmak istenmektedir. Her dizide gayri meşru ilişkiler sahnelenmekte, sevimli bir karakteri oynamak suretiyle bir eşcinsel konmaktadır. Biz bu durumu kabul edemeyiz. Bizim anladığımız özgürlük, erdem ve haysiyet bu değildir.
Bütün bu söylemlerden sonra şunu söylüyoruz:
Tüm insanlık şunu bilsin ki Milli Görüş tüm benliğiyle “Yeni ve Adil Bir Dünya”nın kurulması noktasında gecesini gündüzüne katarak çalışmalarını sürdürmektedir. Ve her kim ne türlü oyunlar oynarsa oynasın bilsin ki, muhakkak Hak’ın karşısında bu oyunların hepsi zail olmaya, yok olmaya mahkûmdur. Yeter ki milletimiz damarlarında saklı olan kudretin farkına varsın, Milli Görüş’e güvensin.
Hepinizi Allah’a emanet ediyoruz.