Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin, yaptığı basın açıklamasında son günlerdir gündemde olan Lailklik tartışmasının suni bir tartışma olduğunu ve esas sorunların unutulması için yapılmış bir gündem oluşturmak olduğunu asıl gündemin halı altına atıldığını söyledi.
Şaban Şahin yaptığı açıklamasında şunları söyledi;
Saadet Partisi İl Başkanı Şaban Şahin gündeme dair açıklama yaptı. Kamuoyunun suni gündemlerle meşgul edildiğini bu suretle asıl meselelerin halı altına süpürüldüğünü belirten Başkan Şahin; “Bu suni gündemlerin son halkası laiklik tartışmalarıdır.
Yakın geçmişe dönüp bakacak olursak; Bu yeni suni gündem Laiklik tartışmaları ile taşeron işçilere kadro bilinmezi ve dokunulmazlıkların kaldırılması,
Dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmaları ile de Anayasa çalışmalarındaki başarısızlık gündemden düşürüldü.” dedi
“Aslında iktidar ve muhalefetin el ele oluşturduğu bu suni gündemler;
Gafletlerinden dolayı azan terörü,
Beceriksizliklerinden dolayı artan işsizliği, gelir adaletsizliğini, haksız vergi zulmünü, esnafa yüklenen ağır yükleri, taşeron işçilerin sorunlarını,
Duyarsızlıklarından dolayı tırmanan uyuşturucu kullanımını, toplumsal sorunları ve ahlaksızlığı,
Acizliklerinden dolayı Kilis’e atılan roketleri,
AB sevdası uğruna peşkeş çekilen Kıbrıs’ı, ülkemizde ki manevi çöküntüyü,
gizlemek için meclisteki muhalefetle birlikte millete kurulan bir tezgahtır!” diyen
Şahin, açıklamasının devamında; “Anayasadan laiklik ilkesini çıkaramayacaklarını kendileri de çok iyi biliyorlar, ama aynı zamanda toplumu oyalayacak bir şeylere ihtiyaçlarının olduğunu da biliyorlar. Biz de diyoruz bu laikliği Anayasadan çıkaramazsınız, o zaman Anayasa’da laikliğin tanımını yapın.” dedi.
Anayasa çalışmaları konusuna da değinen Şahin, “Anayasa konusuna gelince Ak Parti 2002 yılında 370 milletvekili ile mecliste idi. Yani tek başına Anayasayı değiştirecek çoğunluğa sahip idi ancak aradan 14 yıl geçti yeni sivil Anayasa ortada yok! Her seçim öncesi yeni anayasa vaat ettiler. Aradan geçen bu zamana rağmen nerede bu Anayasa! Sayın Başbakanın deyimiyle demlenmeye bırakıldı” dedi.
“Öte yandan dokunulmazlıkların kaldırılması için Anayasa teklifi verildi. Bu teklif Anayasa komisyonunda 28.04.2016 yani bugün görüşülmeye başlanacak. Ancak bu da diğerleri gibi kamuoyunu meşgul etmek için ortaya atılmış bir konudur.
Çünkü;
Dokunulmazlıkların kaldırılması için Anayasa değişikliğine ihtiyaç yoktur. Anayasaya göre TBMM’nin toplantı yeter sayısı 184’tür. Toplantıya katılanların 139’nun EVET oyu vermesi ile dokunulmazlık kalkar. İktidarın 317 Milletvekili var Meclis Başkanı oy kullanamaz 316 kalır. CHP’nin 133, MHP’nin 59 milletvekili var ki toplam 192 eder. Bu sayılar, toplantı yeter sayısını ve dokunulmazlık için gereken oyu rahatlıkla sağlar. Ak Parti tek başına, CHP ve MHP bir olsa iktidara ihtiyaç duymadan dokunulmazlıkları kaldırabilir. Bu dokunulmazlıklar öyleyse neden kaldırılamıyor? Biz daha bunlar bir araya gelip çorba bile içemezler demedik mi?
Bunların dertleri, millet değil, kendi siyasi gelecekleridir. Siyasi hesapları neyi gerektiriyorsa ona göre hareket ediyorlar.” diyerek iktidarı ve Meclisteki muhalefeti eleştiren Şahin;
“Bugün dokunulmazlıkların kaldırılmasını Türkiye’nin en önemli meselesi olarak görenler, yarın dokunulmazlıkların en büyük savunucusu haline gelirlerse hiç şaşırmayın.
Nitekim dün “Çözüm Süreci”nin bir numaralı mimarıydılar. Bugün çözüm sürecinin bir numaralı düşmanı haline geldiler. Öyle değil mi?
Dün “Ergenekon davasının” bir numaralı savunucu hatta savcısıydılar, bugün, “ne Ergenekonu? Öyle bir şey yok” noktasına gelmediler mi?
Dün “İsrail’i bir numaralı düşman ilan edenler” bugün, “İsrail bizim dostumuz”, demiyorlar mı?
Dün, “Ne pahasına olursa olsun Yani Anayasa yapacağız” diyenler, bugün “biz onu demlemeye bıraktık” demiyorlar mı?
Anlaşılan o ki
Maalesef başta Ana muhalefet partisi CHP olmak üzere Meclis’teki muhalefet de bu oyundan memnundur. Muhalefet de kendi siyasi beceriksizliğini aynı suni gündemin peşine takılarak ört bas etmeye çalışıyor.
Ülkenin gerçek gündemine ilişkin çözüm üretemeyenler, polemik siyasetinden medet umuyorlar.
Çünkü temelde aralarında hiçbir fark yok.
Hepsinin ekonomi politikaları faizci,
Hepsinin dış politikaları aynı: Avrupa Birlikçi, Amerikancı, İsrailci.” dedikten sonra açıklamasını şöyle bitirdi.
“Hep söylediğimiz gibi Türkiye’nin, Saadet Partisi kadrolarının basiret, feraset ve dirayetine ihtiyacı vardır.
Çünkü Saadet Partisi çıkarcıların, hesabilerin değil, hasbi olanların partisidir.
Saadet Partisi, “temiz toplum, temiz siyaset ve temiz yönetim” diyenlerin partisidir.
Saadet Partisi ülke ve millet sevdasını her şeyin önünde tutanların partisidir.
Bu, defalarca tecrübe edilmiş bir gerçektir.
Başka kurtuluş yolu da yoktur.
Tek çare Milli Görüş’tür.
Milli Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi’dir.”