Haçlı zihniyetinin Anadolu’nun Türkleşmesinden bu yana düşlediği ve asla da vazgeçmediği ülkemizi bölüp , parçalama ve sonucunda da yok etme planları , olağanüstü yöntemlerle ve hızından hiç ivme kaybetmeden devam etmektedir...Atlantik ötesi bir emperyalist ülke ve Atlantik berisindeki birkaç emperyalist ülkenin zaman zaman dirsek teması da yaparak vatanımızı bölmek , ekonomik gücünü yok ederek , milli ve manevi değerlerimizi de tahrip ederek ; sonuçta bir büyük Milleti tıpkı kendilerinin bir zamanlar diz çöktükleri gibi , diz çöktürerek ve akabinde de zavallı bir konuma indirerek , tarihin derinliklerinden gelen bilinç altlarından asla çıkarmadıkları şoven intikam duygularını uygulamaya çalışmaktadırlar..
Bu diz çöktürme ve bilinç altlarından asla çıkarmadıkları ve çıkartmayacakları şoven intikam duygularını uygulamak içinde yüzümüze karşı sevgi gülücükleri gösterip , sırtımızı da sıvazlayarak el altından da her alanda pusular kurmaya ve bu pusularda da büyük Milletimizi imha etmek için taşeronları vasıtasıyla kendileri sanki hiç işin içinde değillermiş gibi planlarını uygulamaya devam etmektedirler..Yani gözümüzün içine baka baka sahte sevgi vadisinde apaçık ayan beyan belli olan pusu filmini maalesef bizlere göstere göstere seyrettirmeye devam etmektedirler...Maalesef bu oyun hiçbir şey yapılamadan hızla yeni yeni pusularla ve sahte sevgi gülücükleri ile gözümüzün içine baka baka sahneleniyor ve reyting rekorları da kırıyor..
Ülkemizin son yıllarından bazı olayları şöyle bir hatırlarsak ; bir büyük Millet ne hale getirildi ve nelerle uğraşıyor..Toplumsal cinnet olayları , katliamlar , açlık ve sefaletin ayyuka çıkması , insanların bir ekmek yardımı almak için bile yardım kamyonlarında birbirini ezmesi , uyuşturucu ve fuhuş un ilköğretime kadar ve hatta mahalle aralarına kadar girmesi ve hızla yaygınlaşmaya devam ediyor olması , insanların yarınından emin olmadan büyük bir kaos içinde yaşaması , ekonomik ve ticaret yaşamının kilitlenmesi , kimsenin bir diğer kimseye asla güveninin kalmadığı , dolandırıcılığın , hırsızlığın önceki yıllara göre hızla arttığı günümüz yaşamını bir göz önüne getirirsek nelerle uğraştığımız ve nasıl bir ortamda bulunduğumuz apaçık ortaya çıkacaktır..
Bir de bunlara ilave olarak ermeni meselesi ve Azerbaycan’la iplerin kopması ve Azerbaycan bayraklarının maalesef ülkemizde çöp kovalarına atılması , habur sınır kapısından eli kanlı taşeron çetelerin Kürt halkıymış gibi yutturularak ve kahraman edalarıyla , zafer şarkılarıyla ve biz asla pişman değiliz bile demelerine rağmen hiçbir ceza almadan ayan beyan halkımızın büyük çoğunluğunca da vatan haini ve eli kanlı katiller diye nitelenmelerine rağmen aramızda dolaşmaya ve niyet ve amaçları belli çevreler tarafından da el üstünde tutulmaya devam edilmeleri de Ülkemizin kaos ortamının devam etmesine ve bir türlü sakin bir ortama geçilememesine zemin hazırlamaktadır..
Ve hatta daha da vahimi anayasal kurumlarla ve gözbebeğimiz , ordumuz ve onun şu anki ve öncesindeki komutanları ile ilgili oluşturulan spekülasyonlar ve bu kurumların saygınlığını ve gücünü zayıflatıp etkisiz hale getirmeye yönelik eylemler , söylemler ve daha da kötüsü ve vahimi bu kurumlarla hükümetimizi karşı karşıya getirerek ülke yönetiminde büyük bir zaaf ve kaos ortamı oluşturulmaya çalışılması da Atlantik kıyılarından tezgahlanıp uygulaması yerli işbirlikçiler vasıtasıyla uygulanan pusuların ne kadar vahim boyutlarda olduğunu zannederim göstermektedir..