TAYYİP ERDOĞANʹA CUMHURBAŞKANLIĞI YOLU AÇILDI

Cumhurbaşkanlığı seçimi tasarısı anayasa komisyonunda kabul edildi..
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesin eusul ve esaslarına ilişkin düzenleme içeren "Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı" TBMM Anayasa Komisyonuʹndan geçti. Düzenlemeye göre Başbakan istifa etmeden Cumhurbaşkanlığına aday olabilecek.

En fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilecek
Tasarı üzerindeki görüşmeler alt komisyon raporu üzerinden yürütülüyor. Tasarıya göre, cumhurbaşkanı 5 yılda bir halk tarafından seçilecek. Bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebilecek.

Savaş nedeniyle TBMM seçimi bir yıl geriye bırakabilecek. 40 yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış milletvekilleri veya aynı nitelikler ile milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları cumhurbaşkanı seçilebilecek.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı en az 20 milletvekilinin aday göstermesiyle mümkün olacak. Partiler de belli koşullarda aday gösterebilecek.

Bu elbise bu çocuğa uymuyor
Tasarı üzerinde görüşlerini açıklayan Tayfun İçli, tasarıyı eleştirerek, "Bu elbise, bu çocuğa olmuyor" dedi.

MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, "E-muhtıraya tepki göstereceğinize, e-muhtıra faili İstanbulʹda geziyor. Ona tepki gösterin, onu yargılayın" dedi.

Tasarının "başkanlık sistemine" yönelik bir düzenleme olduğunu savunan Bal, "Kırgızistanʹdan ders alın" dedi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, tasarının, "mevcut kaotik sistemi daha da içinden çıkılmaz hale getireceğini" savundu.

Amaç Başbakanʹın önünü açmak
Demokrasi ve Özgürlük İçin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Demokrat Yargı) Eşbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Canʹın tartışılan açıklamalarını eleştiren Kart, "Başbakan Erdoğanʹın önünü açmak adına bu tasarıda ısrarlı olmayı doğru bulmuyorum" dedi.

AK Parti Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ise "Fulya Kantarcıoğlu, Seyfi Oktayʹın telefon konuşmaları hukuka müdahale değil mi?" diye sordu.

"Sistemin kilitlenmesine neden olur"
BDP Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, tasarının "sistemin kilitlenmesine neden olacağını" ileri sürdü.

AK Parti Kilis Milletvekili Hasan Kara da "367 kararı alındığında yapılan telefon konuşmaları ortaya çıksa kim bilir neler çıkar" dedi.

Kartʹın "Bildiğiniz şeyler var galiba" sözüne Kara, "Benim bildiğim bir şey yok, sizin irtibatınız var" karşılığını verdi.

İsa Gök, Karaʹnın "incir çekirdeğini doldurmayan" konuşma yaptığını söylemesi üzerine iki milletvekili arasında kısa süreli tartışma yaşandı.

Kara, "Ankaraʹnın labirentlerinde değil, Anadoluʹnun tozlu yollarında çözümü arayın" dedi.

MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, ya Cumhurbaşkanının yine parlamento tarafından seçilmesini ya da Cumhurbaşkanının yetkilerinin kısılması gerektiğini ifade etti.

AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan, Balʹın "Kırgızistan benzetmesinin" doğru olmadığını söyledi.

Bal da "Kırgızistan örneği doğru. Bir ülkede denge ve denetim mekanizmaları bozulursa o ülkenin gideceği yer diktadır. Kırgızistanʹda da kontrolsüz güç yaratılmıştır" diye konuştu.

Kuvvetler ayrılığı

Daha sonra Adalet Bakanı Ergin, açıklamalarda bulundu.

"AK Parti döneminde uzlaşma olmadan Anayasa değişikliklerinin yapıldığı" yönünde eleştirilerin olduğunu anımsatan Ergin, 2007 seçimlerinin ardından dönemin Meclis Başkanı Köksal Toptanʹın TBMMʹde yeni bir Anayasa için uzlaşma komisyonu kurulmasını istediğini ancak anamuhalefet partisinin bu komisyona üye vermediğini anlattı.

Son seçimde her iki seçmenden birinin oyunu almış bir siyasi partinin grubuna bu şekilde yaklaşan siyasi partinin AK Parti grubunu "uzlaşmazlıkla" itham etmesinin doğru olmadığını ifade eden Ergin, "Türkiyeʹde yargı bağımsızlığı, yargıya yönelik eleştiriler, yargı kararlarına saygı duyulmasına ilişkin temenniler bizim de katıldığımız hususlar" dedi.

Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yasama, yürütme ve yargı erklerinin ne şekilde çalışacağına ilişkin düzenlemeler Anayasamızın 7,8 ve 9. maddelerinde yer alıyor. Anayasamızın başlangıç hükümlerine baktığımızda da kuvvetler ayrılığının devlet organları arasında bir üstünlük sıralaması anlamına gelmediği, belli yetki ve görevlerin kullanılmasından ibaret, bununla sınırlı medeni bir iş birliği, iş bölümü olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu ilkesi zikredilmiş.

Yasama, yürütme, yargı erklerinin hiçbiri bir diğerinin amiri konumunda değildir, bir diğeri ötekinin üstünde değildir. Bu anlamda, evet yargıya saygı duyacağız, yargının Anayasal sınırlar içerisinde çalışmalarından hiçbir suretle ona engel olmadan, Anayasanın getirdiği sınırlamaları ihlal etmeden bu süreci sabırla izleyeceğiz ama aynı saygıyı, duyarlığı parlamentonun da yürütmenin de bekleme hakkı Anayasamıza göre."

"Kontrolsüz güç yasama, yargı ve yürütme için tehdittir"

Anayasanın 148. maddesinin yasama denetimini düzenleyen hükümler taşıdığını anımsatan Ergin, "Orada, kanunların şekil bakımından denetlenmesi son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı, Anayasa değişikliklerinde ise teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivedilikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususları ile sınırlıdır" dedi.

Yürütme, yasama ve yargının çalışma alanları ve Anayasada çizildiğini belirten Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Bal, kontrolsüz güce atıf yaptı. Ben de katılıyorum. Kontrolsüz güç, yasama organı için de yürütme için de tehdittir, yargı için de tehdittir. Anayasal kurumların kendilerine Anayasada çizilmiş sınırların dışına çıkma tehdidi karşısında alınabilecek tedbirler nelerdir? Bunu parlamento yaparsa, Anayasa yargısı denetliyor.

Ayrıca parlamentoyu denetleyen birden çok organ var. Yürütme yaparsa yine parlamento ve yargı denetliyor. Ama verdiğiniz örneklerde yargının yapmış olduğu Anayasadaki sınırları aşan, yetkisini aşan uygulamalarını nasıl engelleyeceğiz. Bir parlamento diktatoryasına karşı çıkalım, yürütme diktatoryasına karşı çıkalım ama bu ülkenin hakimler devleti olmasına da karşı çıkalım. Juristokrasinin egemen olmasına da karşı çıkalım. Buranın hukuk devleti olması, Anayasal sınırlar içerisinde erklerin kendi çalışmasını yapmasını sağlayacak adımları atalım, tedbirleri alalım.

Bunu yapmak için yapılması gereken şey; bizim yapmış olduğumuz Anayasa değişikliği sınırlı bir miktarda maddeyi içeriyor. Bu anayasanın bir bütün olarak değerlendirilmesi daha sağlıklı olacaktır. Yetki aşan olaylara hep birlike karşı durmamaz lazım."

Alt Komisyon Raporu üzerinde görüşmelerin tamamlanmasının ardından tasarının maddelerine geçilmesi kabul edildi.

Siyaset Haberleri