Türkiye’nin ilk yaşlı, özürlü ve hasta kedi bakımevi olan Mersin Üniversitesi Çiftlikköy Kampüsü içerisindeki Kampüs Geçici Hayvan Bakımevi’nde, büyük bölümü kedilerden oluşan 600’ün üzerinde bakıma muhtaç hayvan, her türlü tedavi ve bakımları yapılarak kaliteli bir yaşam sürüyor. Sokak kedilerinin kısırlaştırılarak doğal yaşamlarına bırakıldıkları bakımevinde, iki yılda 3 bin kedi kısırlaştırıldı.Mersin’de, Mersin Hayvan Dostları Derneği’nin çabalarıyla ‘kedi evi’ olarak kurulan Kampüs Geçici Hayvan Bakımevi, kötü muamele, trafik kazası, hastalık ve yaşlılık nedeniyle bakıma muhtaç kedilere kucak açıyor. Mersin Üniversitesi (MEÜ) Çiftlikköy Kampüsü Teknopark arkasındaki 7,5 dönümlük alanda üniversite, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Hayvan Dostları Derneği ve gönüllülerinin katkılarıyla 2 yıl önce kurulan bakımevinde, bahçe içerisinde doğal bir yaşam süren kedi ve köpeklerin yanı sıra, az sayıda da olsa yaban hayvanları da geçici olarak misafir ediliyor. Özellikle kediler için kurulan Kampüs Geçici Hayvan Bakımevi’nde, yaşlı, özürlü ve hasta hayvanların yaşamlarının son dönemini rahat ve kaliteli geçirmeleri için her türlü olanak sağlanıyor.“YAŞLI, ÖZÜRLÜ, HASTA, EVDEN TERK HAYVANLARIMIZIN BAKIMININ YAPILDIĞI TÜRKİYE’DEKİ İLK BARINAK”Kampüs Geçici Hayvan Bakımevi’nin kapısını basın mensuplarına açan Mersin Hayvan Dostları Derneği Başkanı Nilgün Derviş, bakımevinde yaptıkları çalışmaları, her bölümü gezdirerek ayrıntısıyla anlattı. Bahçe içerisinde doğal yaşam alanları, ameliyathanesi, karantinası, dubleks bir kedi evi ve ilk bakım odası ile MEÜ, Büyükşehir Belediyesi, dernek ve gönüllüler tarafından kurulan bakımevi ile ilgili bilgiler veren Dernek Başkanı Derviş, Türkiye’de sokak hayvanlarının sorunlarının bitmediğini ve ciddi sıkıntıları olduğunu söyledi. Bakımevini 27 Temmuz 2013’te Büyükşehir Belediyesi’nden teslim aldıklarını belirten Derviş, “O günden bu yana burada inanılmaz değişiklikler yaparak hayvanların refahı için çok güzel şeyler başardık. Özveriyle çalışıyoruz. Özellikle Mersin’in bir kedi evi olsun istedik. Yaşlı, özürlü, hasta, evden terk hayvanlarımızın bakımının yapılacağı özel bir barınak olsun istedik ve bu Türkiye’de bir ilk. Üniversite içerisinde olması da bir ilk. Özellikle yaşlı ve özürlüler için yapılmış olması da bir ilk. Bu anlamda arkadaşlarımla beraber emeği geçen herkese bir minnet borcumuz var ve teşekkür ediyorum. Buranın kurulmasında bizden desteğini esirgemeyen o dönemin MEÜ Rektörü Suha Aydın ile bugün desteğe devam eden yeni Rektör Ahmet Çamsarı’ya da çok teşekkür ediyorum” dedi.“BAKIMEVİNDE KEDİ AĞIRLIKLI 600 BAKIMA MUHTAÇ HAYVAN VAR”Bakımevinde 600 bakıma muhtaç hayvan bulunduğunu dile getiren Derviş, onları aç bırakmamak, yaşatmak adına günlerinin 10 saatini burada geçirdiklerini kaydetti. Büyükşehir Belediyesi’nin taahhüdü üzerine 2007 yılından bu yana Mersin’de bir kedi evi kurmak için arsa aradıklarını aktaran Derviş, “Biz de bu hayalin peşinden 5 yıl koştuk fakat çok ilginçtir Mersin’de arsa bulamadık. Son çare olarak üniversiteye başvurduk, Rektörlük olaya sıcak baktı ve Suha Aydın, hayvan dostu bir insan olarak bize kucak açtı. Bu barınağın yerini bize tahsis etti. Büyükşehir Belediyesi ile birebir bağlantıya geçerek bu mekanın var olmasına vesile oldu. Buranın inşaatı 1 yılda bitmesi gerekirken belki maddi yetersizlik belki takip eksikliği nedeniyle 3,5 yıl sürdü. Biz burayı dört duvar teslim aldık ve çok emek harcadık. Kulüpler, gönüllüler destek oldular ve bize katkı sundular” diye konuştu.“AMACIMIZ, KEDİLERİ KISIRLAŞTIRARAK DOĞAYA SALMAK”Hayvan sevmenin yeterli olmadığını vurgulayan Derviş, el birliği ve gönül birliğiyle yıllardır taşıdıkları hayali gerçekleştirdiklerini ifade etti. Derviş, “Şu anda 600 hayvanımız var burada. İki tane kötü muameleye maruz kalmış eşeğimiz, annesi ölmüş bir tayımız, 4 tane kötü muamele nedeniyle bize gelmiş tavşanımız, doğal ortamında yuvasından çalınmış bebek bir sincabımız, çoğu yaşlı ve özürlü 114 köpeğimiz, 500 de kedimiz var. Bizim asıl amacımız, sağlıklı kedileri burada hapsetmek değildi, kısırlaştırıp doğaya salmak, kedi popülasyonunu önlemekti. Biz istiyoruz ki, Gazi Mahallesi’ne gidelim 50 tane kediyi alalım burada kısırlaştıralım, tekrar aldığımız bölgeye bırakalım, gönüllü kadınlar da onlara baktıkları sürece üremeden, sayı artmadan daha kaliteli bir yaşam sürsünler. Buna devam etmek istiyoruz. Az sayıda, kaliteli bakılabilecek, aşılı, kısır kediler ve bunu 2 yıl daha sürdürebilirsek Mersin’de epeyce yol alacağımızı düşünüyorum. Bugüne kadar kısırlaştırıp doğal ortamına bıraktığımız kedi sayısı 3 bini geçti” ifadelerini kullandı.Yaşlı, hasta ve özürlülerin de bakımının önemli olduğunu dile getiren Derviş, “Onlara da burada insani duygularla, merhametle ve mağdur etmeden bakabilmek. Çünkü ben bu kadar çok hayvanın gözlerini kaybettiğini, doğada çok perişan olduğunu 15 yıldır bu camiadayım açıkçası bilmiyordum. Çünkü her gelen 9 kediden 6’sının gözleri yok. Çok sayıda gözlerini kaybetmiş kedimiz var. Araba kazaları onları ayaksız bırakıyor, onlara bakmak, acı çekmedikleri sürece yaşatmak. Evinden mutlaka bir sebeple atılmak zorunda kalmış ev kedisini sokağa bırakmadan burada bakmak, mümkünse ev edindirmek, anneleri ölmüş bebekleri de yıllardır yaptığım gibi sepetlere doldurup akşamları eve taşımak. Ama istiyorum benimle birlikte o kedileri paylaşacak birileri olsun” şeklinde konuştu.“HER HAYVANIN GİRİŞ KAYDI YAPILIYOR”Bakımevine giren her hayvanın nereden, ne sebeple geldiği, rengi, sorunu ve yaşına ilişkin giriş kaydının yapıldığı bilgisini de veren Derviş, şöyle devam etti: “İlk müdahalesinden sonra 4 ayrı bölümümüz var burada, yaralı, sorunlu ya da evden terk olanlar bölümlere ayrılırlar. Her türlü tedavi ve bakım yapılabiliyor. Kısırlaştırılan hayvanlarımızın odaları ayrı. Onlar bizde 4 gün misafir ediliyor, 5. gün kuduz aşılarını yaparak tekrar doğaya bırakıyoruz. Tek bir eksiğimiz var, röntgen cihazımız yok. İki hekimimiz, bir teknikerimiz, maaşlarını Büyükşehir Belediyemizin ödediği 6 temizlik işçisi ile bir şoförümüz, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç’in duyarlılığı dolayısıyla yardımcı olduğu 2 çalışanımız var. Tıbbi malzememiz eksik de olsa biraz gönüllüler, biraz belediye tarafından karşılanıyor. Elektrik ve suyu da Büyükşehir ödüyor. Beslenmede katkıda bulunuyor yeterli olmasa da. Gönüllülerin de burada katkısı olması lazım.”Hayvanların beslenmelerinin de Büyükşehir Belediyesi ve gönüllülerin katkılarıyla karşılandığını anlatan Derviş, şunları söyledi: “Biz gönüllüler kediler için her gün 10 kilo ciğer, yaklaşık 60 paket de makarna, 10 kutu süt, yaklaşık 45 kilogram kuru mama alıyoruz. Köpeklerimize ise sadece kuru mama verebiliyoruz. Onu da 3 aydır Büyükşehir Belediyemiz ayda 30 paket olmak üzere karşılıyor. Bir dayanışma içindeyiz.”