Aşut: “Eğitim ve ekonomide acil OHAL’e ihtiyacımız var”
Yayınlanma:
MTSO Başkanı Aşut, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in makul bir sürede kaldırılacağını, ancak özellikle eğitim ve ekonomiyi OHAL ciddiyeti ile daha ciddi, daha detaylı, daha odaklanarak geliştirmek ve sorunları çözmek zorunda olduklarını belirtti
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in makul bir sürede kaldırılacağını, ancak özellikle eğitim ve ekonomide OHAL’e acil ihtiyaç olduğunu belirtti. Aşut, “Ekonomiyi, eğitimi, bilimi, üretimi, ihracatı, ar-ge’yi ve ilgili birçok konuyu OHAL ciddiyeti ile daha ciddi, daha detaylı, daha odaklanarak geliştirmek ve sorunlarımızı çözmek zorundayız” dedi.
MTSO Yönetim Kurulu Başkan Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, eğitim ve ekonomi alanında yapılması gerekenleri değerlendirdi. Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamasının, Türkiye’de 1980’li ve 90’lı yılların ardından 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yeniden gündeme geldiğini anımsatan Aşut, “Ülkenin bölünme tehdidi ile karşı karşıya geldiği, ulusal güvenliğin tehlikelerle karşı karşıya kaldığı veya 15 Temmuz gibi dış destekli bir hain darbe teşebbüsünde olduğu gibi ciddi dönmelerde, ülkemizin varlığı adına, gerçek suçluların yaptıklarının bedelini ödeyebilmesi, demokrasinin, kamu düzeninin ve huzurun tesisi OHAL uygulaması bir devletin en doğal tepkisidir. Siyasi anlamda Bakanlar Kurulu tarafından verilen yasal bir uygulamadır. Elbette, ilelebet sürecek bir şey değildir ve olmamalıdır ve şu an yürürlükte olan OHAL'in ihtiyaç bittiğinde, makul bir sürede kaldırılacağını umuyoruz. Çok şükür devletimiz hain bir girişimi milletimizin de desteği ile atlatmıştır. Ordumuz, emniyet güçlerimiz, istihbaratımız ve tüm devlet kurum ve kuruluşlarımız eski gücüne kavuşmaktadır ve devletimiz şu an yaşadığı tehditleri demokrasi ve evrensel ilkelerle aşacak ve mücadele edecek güçtedir. OHAL'in millete değil, hainlere karşı ilan edildiği ifadesi çok önemlidir. Küresel dünyanın ayrılmaz bir parçası olan, dünya ekonomisine entegre bir Türkiye'nin OHAL yerine, evrensel ilkeleri ve güçlü demokrasisiyle dünyaya vereceği mesajlar bizi her alanda daha da güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.
“Eğitimde OHAL acil ihtiyacımızdır”
Şu an yürürlükte olan OHAL’in gereken süreçte sona ereceğini, ancak başka alanlarda uzun süreli uygulanması taraftarı olduğunu vurgulayan Aşut, özellikle Türkiye’deki eğitim sisteminin acilen ciddi bir olağanüstü hal uygulamasına ihtiyacı olduğunun altını çizdi. “Eğitimde OHAL acil ihtiyacımızdır” diyen Aşut, şöyle devam etti: “Çünkü sıradan tedbirlerle, geleneksel uygulama ve metotlarla eğitimde arzu edilen sıçramayı yapamayacağımız aşikar. Eğitim artık onun değerini anlamayan insanların bile dilinde. Ancak, eğitimi kutsallaştırıp, içini boşaltarak slogan haline getirip, içeriğine bakmadan, yeter ki eğitim olsun da nasıl olursa olsun mantığı ile bir başarı sağlayamayız. Temelinde pozitif bilim, sorgulama, analitik düşünce olmayan bir eğitimin insanlığa bir yararı olmadığını görüyoruz. Bundan dolayı tek zenginliğimiz olan insan kaynağımızı daha nitelikli, daha beceri sahibi, daha yaratıcı hale getirecek olan doğru eğitimin tesisi için eğitimde gerçek anlamda OHAL uygulanmalıdır.”
“Ekonomide, ihracatta, yüksek teknolojili üretimde bir OHAL'e ihtiyacımız var”
Nüfusu 80 milyona yaklaşan Türkiye'nin ekonomik anlamda tüm vatandaşlarına refahı sağlayabilmesi ve bu zenginliği homojen şekilde dağıtabilmesi için tek çaresinin üretmek olduğunu dile getiren Aşut, şunları kaydetti: “Ancak katma değerli bir üretim yapmadan, ar-ge ve inovasyona odaklanmadan, yüksek teknolojili bir üretim sistemini kurmadan, ekonomik anlamda arzu edilen büyümeyi sağlayamayacağımız belli. Bunun için ekonomide, ihracatta, yüksek teknolojili üretimde bir OHAL'e ihtiyacımız vardır. Olaya daha bütüncül baktığımızda, ekonomimizi, her anlamdaki gelişmişlik durumumuzu bütüncül düşündüğümüzde, aslında bu anlamda yeni bir OHAL yorumuna ihtiyacımız var gibi görünmektedir. Ekonomiyi, eğitimi, bilimi, üretimi, ihracatı, ar-ge’yi ve ilgili birçok konuyu OHAL ciddiyeti ile daha ciddi, daha detaylı, daha odaklanarak geliştirmek ve sorunlarımızı çözmek zorundayız. Çünkü ülkemiz yeni bir milenyumun ve yeni bir sanayi ve ekonomi devriminin ilk döneminde bulunmaktadır. Daha 3. Sanayi devrimini konuşurken, Sanayi 4.0 ortaya çıktı.”
İlk 3 sanayi devrimini kaçıran Türkiye’nin Sanayi 4.0‘ı ıskalama lüksü olmadığını belirten Aşut, bu seferki devrimin var olma meselesi olduğuna dikkat çekti. Aşut, “Merkezinde internetin, yazılımın, robotik ve siber teknolojilerin, akıllı üretim tesislerinin, yapay zekanın olduğu bu yeni sanayi devrimi, aslında sanayinin çok çok ötesinde, ekonominin her alanını, her sektörünü eş derecede kapsayan bir yeniliktir. İşte böylesi büyük dönüşümleri yaratacak bir devrime sadece makine alt yapısı ile hazır olmak yetmez, buna uygun insan kaynağını yetiştirmek zorundayız. Bu insan kaynağını yetiştirecek eğiticileri eğitmek zorundayız. Bu ekosistemi sağlayacak alt yapıyı kurmak zorundayız” dedi.
MTSO olarak önümüzdeki süreçlerde bu konuya odaklanacaklarını ifade eden Aşut, bu çerçevede önemli projelerin arifesinde olduklarını kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Mersin olarak 2023 ve sonrası için koyduğumuz hedefler; işte bu alt yapıyı kurmak, bu insan kaynağını yetiştirmek ve Sanayi 4.0 anlamında yüksek teknolojili, katma değer yaratan üretim anlamında farkındalığı yaratmak üzerine kurulu olacaktır. Mersin olarak bu alanlarda gerçek anlamda bir OHAL durumundayız, bu ciddiyetteyiz. Kamu, üniversitelerimiz, özel sektör ve STK’lar olarak iş birliği içinde yeni çağın ‘smart’, yani ‘akıllı’ Mersin’ini yaratmak, dijital bir ekonomiye geçişin temellerini atmak, insan kaynağımızı bu beceri ve bilgilerle donatmak temel hedeflerimiz olacaktır. Mersin buna layıktır ve tarihsel anlamda bu değişim kültürüne sahiptir.”
Yerel