Bozyazı’da Ekin Hasadı Başladı
Mersin’in Bozyazı ilçesinde çiftçiler kolları sıvayarak imece usulü ile ekin hasadına başladılar. Atadan kalma usullerle orakla ekin biçen çiftçiler, patoz atarak harman kaldırıyor.Bozyazı’da ekin alanlarının tamamına yakınının seralara dönüştürülerek muz ve sebze yetiştiriciliği yapılmasından dolayı ekin yapılabilecek alanlar kısıtlı miktarda kalmasına rağmen, ekin yetiştiren az sayıda çiftçi, atadan kalma yöntemlerle ektikleri ekinleri orakla biçmeye başladılar. Çiftçiler, ekmek yapmak için buğday ve arpalarını, kışın ise hayvanlarına verecek samanlarını karşılamak amacı ile zahmetli de olsa da atadan kalma yöntem ile imece usulü patoz atarak harman kaldırıyorlar.Tarlaların küçük olması ve ekim işlerinin ticarete değil de ihtiyaca yönelik yapılmasından dolayı tüm ekim, biçim ve harman kaldırma işi oldukça zahmetli olmasına rağmen çiftçiler yaptıkları işten oldukça memnun. Tarlasında eşi, çocukları ve komşularının yardımı ile patoz atarak harman kaldıran Mustafa Baş, çocukluk günlerinde harman zamanının bir tatlı telaş ve şenlik havası içerisinde geçtiğini, o dönemlerde patoz makinesinin lüks bir araç olduğunu söyledi. Her insanın patoz kullanma imkanına sahip olmadığını belirten Baş, yine imece usulü ile insan ve hayvan gücü kullanılarak harman yapıldığını anlattı. Eski dönemlerdeki harman kaldırma işlemini de anlatan Baş, “Eskiden imkanı olan patoz ile imkanı olmayan ise insan ve hayvan gücü ile harman yapardı. Ekinler orak veya tırpan ile biçilir, tarlanın ortasına veya belirli yerlerde bulunan harman alanına yığılırdı. Altı keskin çakmak taşları ile kaplı döven dediğimiz alet öküzlere veya ata bağlanır ve yere serilen ekinin üzerinde saatlerce dönülerek ufalanır, zaman zaman dirgen ile karıştırılırdı. Daha sonra rüzgarın çıkması beklenirdi. Büyüklerimiz rüzgarın ne zaman çıkacağını da iyi tahmin ederdi. Çünkü o zamanlar insanlar hava durumlarını yanılgısız bilirdi. Gece-gündüz harman yapılırdı. Geceleri gaz ile yanan ve parlak güçlü ışık saçan lüks lambasının ışığında harman yapılırdı. Gece-gündüz fark etmez, rüzgar çıktığı zaman da yaba dediğimiz aletle ufalanan ekin havaya savrulur, rüzgarın etkisi ile saman bir yere taneleri de ağır olduğu için olduğu yere düşerdi. Samanı ayrı, taneleri ayrı çuvallara koyar, saman samanlığa, buğday veya arpa, çavdar ihtiyaca göre öğütülmek için su ile çalışan değirmenlere götürülürdü” dedi.“PATOZ MAKİNESİ TARİH OLACAK”Patoz makinelerinin de artık tarih olduğunu, geniş ekin alanlarında biçerdöver ile zahmetsiz hasat yapıldığını dile getiren Baş, patoz makinesinde hasat yapmanın oldukça zahmetli ve tehlikeli olduğunu dile getirdi. Zaman zaman patoz makinesinin içine düşen ve elini kaptıran çiftçiler arasında hayatını ve kolunu kaybedenler bile olduğunu aktaran Baş, traktörün kasnağına takılan kayışla çalışan patoz makineleriyle hasat yapmanın da zaman içerisinde tarihe karışacağını ifade etti. Baş, “Yeni nesil geçmişte harmanın nasıl yapıldığını görmediği için hiç bilmiyor. Patozu da ekin yapanların çocukları harman zamanı görüyor. Gelecek nesil ise hiç bilmeyecek, tamamen zaman içerisinde tarih olacak” diye konuştu.Harman sonucu elde ettikleri mahsulü motor gücüyle çalışan değirmenlerde öğüttüklerini ve bir yıllık ekmek ihtiyacını karşıladıklarını belirten Baş, “Köylü olarak çarşı ekmeğini zorunlu olmadıkça almıyoruz. İhtiyacımızı sac üzerinde pişirerek stokladığımız ve ıslatarak yumuşatıp yediğimiz sac ekmeği ile karşılıyoruz. Hem doyurucu oluyor hem de çarşı ekmeğine nazaran daha sağlıklı. Samanımızı da stoklayarak kışın hayvanlarımıza yediriyoruz. Elimiz ayağımız, gücümüz yerinde oldukça Allah’ın izniyle ihtiyacımızı bu şekilde karşılamaya devam etmeye ve çocuklarımıza öğretmeye çalışacağız. Artık çocuklarımız da gösterdiklerimizi devam ettirir ettirmez bilemiyorum. İnşallah devam ettirirler” şeklinde konuştu.