CHP Karaman'da 23 Nisan'ı kutladı
Yayınlanma:
CHP Karaman il teşkilatı bugün 23 Nisan'ı kutladı
CHP Karaman İL Teşkilatı bugün Cumhuriyet Parkında 23 Nisan'ı kutladı. CHP eski belediye başkan adayı Merih Ünver'inde katıldığı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, CHP İl Başkanı Atakan Ünver ve partili iki gençle birlikte Atatürk anıtına çelenk koyuldu. Çelenkin ardından CHP Karaman İl Başkanı İsmail Atakan Ünver konuşma yaptı.
İsmail Atakan Ünver konuşmasında şunları söyledi;
Bu toprakları vatan, kurtuluşumuzu ve kuruluşumuzu bayram yapan Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını ve tüm şehitlerimizi saygı, rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.
“Ulusal egemenliğin üzerinde hiçbir güç ve kişi tanımadığımızı göstermek için gelin birlik olalım. Gelin güçlü ve tek bir ses olalım.” çağrımıza kulak vererek “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı Kutlama” programımıza katılan siz, Cumhuriyetin aydınlık yüzlerini de saygı ve hürmetle selamlıyorum.
Bayramımız kutlu, çocuklarımız umutlu, geleceğimiz mutlu olsun…
23 Nisan, Cumhuriyetimizin temelini oluşturan önemli bir gündür. Çünkü ilk "Büyük Millet Meclisi", 1920 yılında, bugün açıldı.
Ulusal egemenlik, yönetim yetkisinin ve hakkının millette olması demektir. Milletin onayı alınmadan, bu yönetme yetkisi hiçbir sınıfa, kişiye, aileye ya da topluluğa bırakılamaz. Millet, kendi kendini yönetmek suretiyle, bu hakkını kendisi kullanır. Bu nedenledir ki bir halk yönetimi olan Cumhuriyetimizin temel kaynağı milletin egemenliğidir.
Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yurdumuz düşman işgali altında idi. Osmanlı Devleti'nin padişah ve yöneticileri de bu işgale boyun eğmişti. Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak, ulusumuzu, bu haksız işgale karşı direnmeye, karşı koymaya çağırdı. Bu çağrıya kulak veren yurtseverlerle Erzurum ve Sivas kongrelerini topladı ve bütün direniş örgütlerini, tek bir örgüt çatısı altında birleştirerek yurdu işgal eden düşmana karşı, bir "Kurtuluş Savaşı" başlattı.
Sivas Kongresinde savaşın yönetimi ve kurtuluşun gerçekleşmesini sağlayacak çalışmalar için bir "Temsil Heyeti" seçildi, başına da Mustafa Kemal'in getirilmesi kararlaştırıldı. Mustafa Kemal başkanlığındaki "Temsil Heyeti" de, 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelerek, çalışmalarını orada sürdürmeye başladı.
O sıralarda, İstanbul'da da bir Meclis (Meclis-i Mebusan) vardı. Ama Osmanlı padişahı ve hükümetine bağlı olarak çalışan bu Meclis, kendisinden bekleneni verecek özgürlükte ve güçte değildi. Mustafa Kemal, bu Meclisin er geç dağılacağını düşünüyordu. Öyle de oldu, İngiliz işgal birliği Meclisi dağıttı. Bazı milletvekilleri tutsak edilerek Malta'ya sürgüne gönderildi. Bazıları da ulusal kurtuluş hareketine katılmak üzere Anadolu'ya kaçtılar.
Mustafa Kemal, Ankara'da ilk iş olarak, Padişah ve düşman gölgesinden uzak, özgürce çalışabilecek bir Meclisin toplanmasına çalıştı. İstanbul'daki Meclisin dağıtılması üzerine, çalışmasını hızlandırdı. 19 Mart 1920'de illere yaptığı bir çağrıyla, Ankara'da toplanacak olağanüstü yetkili Meclise, beşer temsilci seçilerek gönderilmesini istedi. İstanbul'dan kaçan milletvekilleri de Meclise katılacaklardı.
Mustafa Kemal, 21 Nisan 1920'de yayınladığı bildiriyle, "Büyük Millet Meclisi"nin Ankara'da, 23 Nisan günü toplanacağını duyurdu. 22 Nisan'da yayınladığı başka bir bildiriyle de, toplanacak Meclisin tüm yönetim ve askeri sorunların merkezi olacağını açıkladı. Ve Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, duyurulduğu gibi, 23 Nisan'da yapıldı. O gün Meclise 115 temsilci katıldı.
Büyük Millet Meclisi'nin ilk benimsediği ilke şu oldu: "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir; millet bu hakkını Meclis aracılığıyla yürütür. Meclis'in üstünde bir güç yoktur."
Meclis'in yapacağı çalışmalardaki amacı ise “Yurdun düşmandan kurtarılması ve bağımsız bir Türkiye'nin kurulması” olarak belirlendi. 3 yıl, 3 ay ve 3 hafta olağanüstü bir çalışma yapan Gazi Meclis, yurdu düşmandan temizleyerek Cumhuriyeti ilan etti. T.B.M.M. böyle onurlu bir tarihe sahiptir. Dünya üzerindeki hiçbir meclis de kendi vatanını düşman işgalinden temizleme gibi bir onura sahip değildir.
Görüldüğü gibi, 23 Nisan, bu onurlu meclisin kurulduğu günün, ulusun egemenliğine sahip çıktığı günün bayramıdır. Bu bayram Büyük Millet Meclisinin açılışının 1. Yılında 1921’den itibaren kutlanan 23 Nisan Milli Bayramı’dır.
Dikkat ediniz; bu bayram 1921 yılından bu tarafa kutlanmaktadır. Savaş yıllarında dahi kutlamalar iptal edilmemiştir. Oysa bugün, kutlamaların iptali için her fırsatta sebep yaratılmaya çalışılmaktadır. (…)
Bu bayramın başka anlamları da vardır:
Bu bayram, Ulu Önder Atatürk’ün himayesi ile 1927 yılında kutlanmaya başlayan 23 Nisan Çocuk Bayramı ile 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla önce, 1 Kasım olarak kabul edilen, Hakimiyet-i Miliye Bayramı’nın 1935’te 23 Nisan Millî Bayramı'yla birleşmesinden oluşan anlamlı ve tüm milli bayramlarımız gibi önemli bir Bayramdır. Tüm anlamları göz önüne alındığında, bu bayramın kutlanması ve unutturulmaması büyük önem taşımaktadır.
BUGÜN;
Ülkemizde saltanat sevdalısı olanların bulunduğu bir gerçektir.
BUGÜN;
T.B.M.M. yi etkisizleştirerek ülkeyi tek adam iradesine teslim etme hayali kuranların bulunduğu bir gerçektir.
BUGÜN;
Cumhuriyetin ilanından ve dahi Osmanlı’dan bu yana yürüttüğümüz, parlamenter sistemi ortadan kaldırarak tek adama dayalı bir sisteme heves edenler olduğu bir gerçektir.
BUGÜN;
Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet kurumlarımız ile Kurtarıcımız ve Kurucumuz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve kurtuluş savaşımızın kahramanlarının, şanlı tarihine saldıranlar ve onların hatıralarını unutturmak isteyenler olduğu bir gerçektir.
BUGÜN;
Bölücü terörün ve Ortadoğu kaynaklı gerici terörün, vatan toprağına göz diktiği ve kardeşliğimizi ortadan kaldırmak için eline geçirdiği her fırsatı kalleşçe kullandığı bir gerçektir.
BUGÜN;
Küçücük yavrularımızı siyasal emelleri doğrultusunda, cumhuriyet ve değerlerinin dışında, kendi emellerine uygun olarak şekillendirmek isterken, o küçücük yavrularımızın geleceklerinin ve dahi bedenlerinin sapık ruhların istismarına maruz kalmasına sebep olanların bulunduğu ve bu zihniyetin ve temsilcilerinin, yaptıklarından hiç utanmadan aymazlıklarını sürdürdükleri bir gerçektir.
Tüm bu gerçeklikler karşısında;
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile tüm milli bayramlarımıza sahip çıkmak daha büyük önem arzetmektedir.
Biz Cumhuriyetçiler, biz yurtseverler, biz Atatürkçüler bu bayramlara ve Ulu Önderin tarihsel mirasına bugün daha fazla sahip çıkmak zorundayız. Ülkemizin ve Cumhuriyetin sizlere bizlere ve yurdunu, devletini, bayrağını, milletini seven yurttaşlarımızın tüm bu değerlere sahip çıkmasına, bugün, dünden daha çok ihtiyacı var.
Haydi Yurtseverler !
Haydi Cumhuriyetçiler !
Haydi Atatürkçüler !
Haydi Atatürk Milliyetçileri !
Bayrağımıza, toprağımıza, ulusumuza, devletimize, cumhuriyetimize; kurtarıcılarına ve kurucularına hep beraber sahip çıkalım…
Unutmayalım muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Siyaset