Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen oda ve borsa başkanları istişare toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar günü İstanbul Yenikapı’da yapılacak olan Demokrasi ve Şehitler Mitingi için AK Parti, CHP ve MHP genel başkanlarını davet ettiğini, Devlet Bahçeli’nin bu davete icabet edeceğini açıkladığını belirterek, CHP’nin bir heyet ile mitinge katılacağını açıklamasına rağmen Kılıçdaroğlu'nun bu kararını yeniden gözden geçirerek orada olmasını istedi.
“Elhamdülillah millet arkamızdan yürüdü ve bizi yalnız bırakmadı”
Türkiye’nin hain girişimi 238 evladının şehadeti, 2 bin 197 evladının da yaralanmasıyla geride bıraktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere rahmet diledi. “Aslında biz ülke ve millet olarak darbelerle, darbe girişimleriyle, terör eylemleriyle, ihanetlerle ilk defa karşılaşmıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 93 yıllık cumhuriyet tarihinde 2 darbeye, çok sayıda girişime, muhtıralara, ASALA’dan PKK’ya, DHKP-C’den DEAŞ’a kadar pek çok terör örgütünün eylemlerine maruz kalındığını belirtti. Erdoğan, “Siyasi, ekonomik, kültürel, diplomatik ihanetleri, ihanet girişimlerini saymıyorum bile. Burada sorulması gereken soru şu; bu ülke ve bu millet niçin bu kadar çok saldırıya maruz kalıyor? Elbette bizim dışımızdaki ülkelerin de hepsinin sütliman olduğunu, oralarda her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemiyorum. Her devletin, her toplumun kendine göre sıkıntıları, sancıları var. Ama biz neredeyse onların tamamının yaşadığı kadar sıkıntıyı tek başımıza göğüslemek zorunda kalıyoruz. Dikkat ediniz, bugün dünyada dış kaynaklı terör eylemlerine maruz kalan ülkeler yok mu? Var. Kendi topraklarındaki bir takım grupların yol açtığı terör sorunuyla uğraşan ülkeler yok mu? Var. Darbelere, darbe girişimlerine maruz kalan ülkeler yok mu? Var. Sığınmacı akınına uğrayan ülkeler yok mu? Var. Kendisine dünyanın önemli devletleri, kurumları tarafından verilen sözlerin tutulmadığı ülkeler yok mu? Var. Gizli açık ekonomik, sosyal, siyasi sabotajlara maruz kalan ülkeler yok mu? Var. Türkiye’nin farkı bunların hepsini de eş zamanlı yaşıyor olmasıdır. Bunca tehdide aynı anda maruz kalıp da dimdik durabilmeyi, hiç şaşmadan hedeflerine doğru yürümeye devam etmeyi başaracak Türkiye’den başka ülke var mıdır? İşte onu bilmiyorum. Allah’a hamdolsun. Bir taraftan terörle mücadele ederken, bir diğer taraftan da bütün terör örgütlerinin ortağı durumda olan Fethullahçı Terör Örgütü'yle bu darbe girişimini püskürttük. Bunu sizlerle beraber yaptık. Bunu işte o akşam çağrımıza uyan elhamdülillah milletimizle beraber yaptık. Bu millet alnı öpülesi bir millettir. Hani şair diyor ya; ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.’ Elhamdülillah millet arkamızdan yürüdü ve bizi yalnız bırakmadı. Bir anda hepsi meydanlara, havalimanlarına doldu, doluştu ama bir farkı vardı. Bizim milletimiz tankların altına yattı. F16’lardan, F4’lerden kaçmadı. Helikopterlerin bütün mermilerine karşı göğsünü siper etti. Diyor ya, ‘Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın.’ Benim milletim göğsünü siper etti ve bu hayasızca akını püskürttü. Çünkü onun istiklalinin de istikbalinin de sigortası imanıydı bunu yaptı” dedi.
“15 Temmuz bu milleti bayraksız, vatansız, devletsiz bırakma girişimidir” 
“Bu coğrafyayı bin yıl önce vatanımız olarak belirlediğimiz günden beri kesintisiz bir mücadele içindeyiz” diyen Erdoğan, bu mücadelenin bırakılması durumunda hem vatansız hem de devletsiz kalınacağını söyledi. Erdoğan, “Ben her fırsatta bizim Rabia’mız var diyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum. Hiç şüpheniz olmasın, 15 Temmuz bu milleti bayraksız, vatansız, devletsiz bırakma girişimidir. Çünkü bu girişimde bulunan ihanet şebekesinin ne millet diye, ne bayrak diye, ne vatan diye, ne devlet diye bir derdi yoktur. Onlar sözüm ona kendilerini dünya vatandaşı sayıyorlar. Örgütlendikleri 160 ülkenin tamamını da güya vatan kabul ediyorlar. Eninde sonunda oraları da ele geçireceklerini söyleyecek kadar bu kadar özgüven sergilemeye çalışıyorlar. Amerika’yı da ele geçirecekler, öyle diyorlar. Bunu da ‘oraya yerleşmek suretiyle işte oradan bu işi yönetiyoruz.’ Hava bu. Bu bakımdan sadece itikadi olarak değil, milli olarak da sapkın bir örgütle karşı karşıyayız. 15 Temmuz’da çok şehit verdik, çok yaralı verdik, çok büyük tehlike yaşadık. Ama 15 Temmuz’un en büyük kazanımı milletimizin tüm fertleri ve kurumlarıyla bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü görmesini, maskesini indirmiş olmasıdır. Milletimiz 15 Temmuz’da sadece bu terör örgütüne değil, aynı zamanda benzer niyetlere sahip, benzer yöntemlere başvurmak isteyen herkese mesajını açık ve net vermiştir. Ne demiştir milletimiz, ‘bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur’ demiştir. ‘Bu ülkemizi de bu sapıklara bırakmayacağız’ demiştir. ‘Bizim bu ülkeden başka gidecek yerimiz yoktur’ demiştir. Milletimiz o gece köken, meşrep, parti farkı gözetmeksizin sokaklara dökülerek, bizim kendi birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden başka güvenecek dalımız yoktur demiştir. Bu asla bir içe kapanma refleksi değildir” diye konuştu.
“Dünya güzeli bir fidan şahadetle bir başka güzelleşmiş”
19 gün hastanede yattıktan sonra şehit olan Oğuzhan Yaşar’ın ailesini ziyaret ettiğini belirten Erdoğan, “23 yaşında, 1,95 boyunda bir fidan, dünya güzeli bir fidan şahadetle bir başka güzelleşmiş. Morgda da şöyle cemalini göreyim istedim. İndim bir de cemalini izledim. 23 yaşında, sol gözünden aldığı şarapnel parçasıyla beyni parçalanıyor ve o şekilde şahadet şerbetini içerek Rabbime yürüyor. Bu gençleri bu yola sevk eden nedir? Allah’a olan kulluk, şahadete olan aşk, bu vatan, bu millet, bu bayrak için yürüyüştür. Daha askerden yeni geldi. Erzurum’un Şenkaya ilçesinden bir gencimiz. Dalyan gibi maşallah ve baba, dedeler hiçbirisinde gözyaşı yok. Bende gözyaşı var, onlarda yok. Onlar hala nasihat ediyorlar bize. Bir evladı kalmış Kadir’i, ‘o da bu yola adanmıştır Cumhurbaşkanım’ diyor. Bu Şenkaya’da devletin de verdiği imkanlarla 20 tane hayvan besleyen bir ailenin evladıydı. Yarın defnedecekler. Rabbim şahadet makamında sevgili Peygamberimize komşu eylesin. Bu iman başka bir şey. ‘İmandır, o cevher ki ilahi ne büyüktür, imansız olan paslı yürek sinede yüktür.’ Şu Külliye'de 5 şehidimiz vardı. 6’ıncısı da Oğuzhan oldu. Zerre kadar insanlıktan nasibini almış olan birileri bombayı gelirde şu Külliye'nin önünde, elinde bayraktan başka silahı olmayan insanların üzerine yağdırabilir mi? Onların elinde silah yoktu. Tek silahları imanlarıydı, bayraklarıydı ve bomba yağdırdılar. Bir hanım kardeşimizin başı vücudundan ayrıldı ve kongre merkezimizin çatısına uçtu. Bunları yaşattılar bize. Ben daha önce tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet dediğim bu takıma birileri ‘cemaat’ diyor. Bunların cemaatle alakası yok, diğer cemaatlere hakaret olur. Bunlar tam bir terör örgütüdür” şeklinde konuştu.
“Bunlar Allah’ı istismar ederek milleti aldattılar”
FETÖ’nün Türkiye’de aileleri birbirinden ayırdığını ve bu terör örgütü üyelerini Haşhaşi olarak andığını söyleyen Erdoğan, “Bunlar Hasan Sabbah’ın izinden gidenler. Bunların da iyi yetişmiş kadroları var, şeytan da çok iyi yetişmişti, meleklerin içinde en alimiydi. Allah’a ilk isyan eden o oldu. ‘Onları topraktan, beni ateşten yarattın, ben daha kıymetliyim’ dedi ve ilk isyan eden. Bunlar Allah’ı istismar ederek milleti aldattılar, ilmi istismar ederek aldattılar, ’himmet’ diyerek milleti soydular. Daha çok şeyler çıkacak. Daha noktayı koymuş değiliz, bu bir virgüldür. Rehavet, gevşemek yok. Bu kanser hücresi farklı, bu virüs her yere sirayet etmiş vaziyette. Bunu tamamıyla temizlemek zorundayız. Temizledikten sonra zaten ilan edilir. Mevlana Hazretleri'nin pergel benzetmesinde olduğu gibi bir ayağımızı Anadolu’ya sık sıkıya basma, diğeri ile tüm dünyayı dolaşma, tüm mazlumlara, mağdurlara sahip çıkma iradesinin ifadesi olarak ortadayız. Türkiye’ye sıkı sıkıya sahip çıkamazsak, diğer hedeflerimiz, projelerimizi zaten hayata geçiremeyiz. Meydanı ne FETÖ’ ne PKK ne de DAEŞ’e, ihanet şebekelerine asla bırakmayacağız. İstiklal Marşımızda ifade edildiği gibi yurdumuzun üzerinde en son ocak sönmeden kimsenin bu bayrağı indirmeye, bu milleti esir etmeye, bu vatanı işgal etmeye gücü yetmez. Ecdadımız bu vatanı bize emanet etti, bizde 15 Temmuz’da aynı bedeli ödeyerek ülkemizi gelecek nesillere bırakma kararlılığında olduğumuzu gösterdik. Bu millet birliğini ve beraberliğini muhafaza ettiği sürece Türkiye’nin önünde kimse duramaz” şeklinde konuştu.
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum”
Pazar günü İstanbul Yenikkapı’da düzenlenecek olan Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ne ilişkin konuşan ve parti ayrımı yapmaksızın tüm Türk halkının buraya davetli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Ben başta Parlamento Başkanımız İsmail Bey olmak üzere, AK Parti Genel Başkanına, CHP Genel Başkanına ve MHP Genel Başkanlarına birer davet çıkardım. Bu milli birliğimizin ifadesi olmak üzere mesajlarımızı orada birlikte verelim istedim. Demokrasi ve Şehitler Mitingi olduğu için anlamlı. Türk bayrağından başka bayrak asla gelmesin istedim. Orada bayrağımızın dışında herhangi bir parti, sendika bayrağı orada o gün istemiyoruz. Sadece bizim kendi Türk bayrağımız olsun, meydanı tamamıyla onunla dolduralım. KKTC bayrağı, Azerbaycan bayrağı gibi bayraklar, onlar zaten bizim aile fertlerimiz, onlar orada dalgalanabilir. Sayın Bahçeli’nin bu davete icabeti haberini aldık sağolsunlar, varolsunlar. Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum. Bir heyetle orada olacaklarını açıklamışlar. Öyle zannediyorum ki durumu yeniden gözden geçirir ve pazar günü orada olma kararını verirler” ifadelerini kullandı.