Mersinde Darbe Girişimi Davası Başladı
Mersin Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömer Faruk Güngör tarafından hazırlanan ve Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 462 sayfalık iddianame kapsamında sanıklar ilk kez bugün hakim karşısına çıktı. FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu davanın Mersin’deki ilk duruşmasına, darbe gecesinde kendisini sözde ’sıkıyönetim komutanı’ ilan eden eski Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Demirhan ve 3. sınıf emniyet müdürü Dağdelen’in aralarında olduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 25’i tutuklu 29 sanık, avukatlar ve sanık yakınları katıldı.
Sanıkların, 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 78’er yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı, 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşması, iddianamenin okunması ve sanıkların kimlik tespitiyle başladı.
“Hakkımdaki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum”
Mersin’deki davanın bir numaralı sanığı olan Nejat Atilla Demirhan, yaklaşık 5 saat süren bir savunma yaptı. Çok sevdiği Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 38 yıl boyunca aşk ve şevkle hizmet verdiğini belirten Demirhan, Türkiye Cumhuriyeti’nin, 15 Temmuz’da tarihinin en karanlık günlerinden birini yaşadığını sayladı. Darbe kalkışması diye nitelenen bu durum sonunda 16 Temmuz’da gözaltına alındığını, 19 Temmuz’da da tutuklandığını aktaran Demirhan, hakkımdaki suçlamaları kabul etmediği belirtti. Demirhan, “Kan akmasın diye mücadele verdim. Gösterdiğim tüm çabalara rağmen hain ve darbeci ilan edildim” diye konuştu.
“Darbe girişimi içerisinde yer almadım”
Darbe girişimi içerisinde yer almadığını iddia eden Demirhan, darbe günü yıllık izinde olduğunu, eşi ve oğluyla birlikte Afyonkarahisar Bolvadin’de bulunduğunu, 16 Temmuz günü Mersin’e dönecekken, 15 Temmuz akşamında Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Hasan Uşaklıoğlu’nun kendisini telefonla arayarak, ‘derhal birliğinin başına dön’ emrini verdiğini anlattı. Bunun üzerine eşi ve oğluyla birlikte hemen yola çıktığını ve 15 Temmuz akşamı saat 23.00 sıralarında Mersin’e döndüğünü belirten Demirhan, “O emri vermeseydi ben 500 kilometre uzakta Bolvadin’de olacaktım” ifadesini kullandı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) gönderilen bir belgede, kendisinin FETÖ ile irtibatlı olduğunun belirtildiğini ve bir nevi fişlendiğini ileri süren Demirhan, mahkemeden bu belgenin bulunmasını istedi. “Hakkımda hukuki ve yasal olarak FETÖ ile irtibatımın olduğuna dair bir ifade mevcut değildir” diyen Demirhan, söz konusu belgenin resmi bir belge olmadığını kaydetti.
“Sıkıyönetim Komutanı olduğum iddiasını kesin olarak reddediyorum”
Sözde sıkıyönetim listesinde ‘Mersin sıkıyönetim Komutanı’ olarak adının geçtiğini belirten Demirhan, “Bunu kabul etmiyorum ve kesin olarak reddediyorum. Bu öyle bir tuzaktır ki, ben o gece Japonya’da dahi olsaydım tutuklanacaktım” şeklinde konuştu.
Darbe akşamı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nün askerler tarafından kapatıldığını Mersin’e dönerken yolda öğrendiğini ve bir terör saldırısı olabileceği düşüncesiyle Kurmay Başkanı Tayfun Ergi’yi arayarak derhal birliğine dönmesi emrini verdiğini dile getiren Demirhan, Garnizon Komutanlığına geldikten sonra da personel toplanma planını uygulattığını ve alarmın kırmızıya çevrilmesi emrini verdiğini ifade etti. Terör endişesiyle birliklere giriş-çıkışları da yasakladığını söyleyen Demirhan, şöyle devam etti:
“Bahse konu gelişmelerin darbe girişimi olduğunu karargahıma girdiğimde öğrendim. Kurmay başkanım bana, Genelkurmay Başkanlığı’ndan iki mesaj geldiğini, birinde yönetime el konulduğunun belirtildiğini söyledi. Ben gerekli tedbirleri aldırdım. Kırmızı alarm durumunda ne gerekiyorsa ben bir asker olarak talimatları uyguladım. Giriş-çıkışları yasakladım. İddianamede darbe girişimi olarak nitelenen durum, sadece tedbirleri uygulamaktır. Keşke tüm askeri birliklerde giriş-çıkışlar yasaklansaydı da yüzlerce şehit verilmeseydi. Yeteri kadar ve gerekli önlemler alınmış olması halinde bu darbe girişimi başlamadan önlenebilirdi.”
Darbe gecesinde emrindeki askerlere çatışmaya girilmemesi emrini verdiğini savunan Demirhan, şunları söyledi:
“O gece hiçbir asker, hiçbir araç, hiçbir gemi dışarıya çıkmamıştır. 15-16 Temmuz gecesinde Mersin’de basiretli davranmam sayesinde hiçbir olay olmamıştır. Yapmam gerekip de yapmadığım, yapmamam gerekip de yaptığım hiçbir husus yoktur.”
Darbe gecesinde Garnizon Komutanlığı’na giden ve telsizini Demirhan’a verdiği iddia edilen 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen’i daha önce hiç görmediğini de iddia eden Demirhan, yalnız ve silahsız olarak gelmesi emrini verdiğini, kendisini çağırmadığı gibi bir yardım talebinde de bulunmadığını savundu. Dağdelen hakkındaki gözaltı kararından haberi olmadığını öne süren Demirhan, “Can güvenliği nedeniyle sivil limana bırakılmasını istedi. Ben de tamamen insani duygularla emir verdim” ifadelerini kullandı.
“Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Beraat ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı telefonla arayarak, ‘TSK yönetime el koydu’ şeklinde bir beyanda bulunmadığını, darbe girişimini kimin yaptığını bilmediğini belirten Demirhan, “Üzerime atılı suçları işlemiş değilim. Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. TSK’nın şerefli bir amiraliyken içine düşürüldüğüm durumdan çok müteessirim. Sıkıyönetim komutanı olduğumu söylediğim iddiaları doğru değildir. Kabul etmiyorum. Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı’nda hiçbir birlik darbe girişimi içinde yer almamıştır. Üzerime atılı suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Masumum. Beraat ve tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum” dedi.
Mahkeme başkanının, çok uzun savunma yaptığı için sık sık uyardığı Demirhan, verilen aranın ardından da hakimin sorularını yanıtladı. Hakimin, “Türkiye’de bir darbe girişimi vardı. Bunu Mersin’de kim harekete geçirdi?” sorusuna “Bilmiyorum” yanıtını veren Demirhan, “Mersin’de sıkıyönetim komutanı kim oldu” sorusunu da, “Ben değilim. Listeye adımı yazmışlar ama bilmiyorum” diye yanıtladı. Gelen emrin yasal olup olmadığı sorusu üzerine “Yasal değil” diyen Demirhan, darbe gecesinde herkesin Valilikte toplandığını, kendisinin neden gitmediğini soran hakime, “Beni çağıran olmadı. Beni ne vali ne emniyet müdürü aradı. Valinin beni araması gerekirdi” dedi.
“Telsizle niye konuştun?” sorusunu da Demirhan, “Telefonla konuşma olanağı yoktu. Mecburen Emniyet Müdür Vekili Yakup Usta ile telsizle konuştum. Güvenliği koordine etmem gerekiyordu” şeklinde yanıtladı.
Savunmasında dile getirdiği “Benim deniz imamı olduğumu söylüyorlar” ifadesinden yola çıkarak, “Deniz imamı olduğunuzu kim söyledi?” diye soran hakime Demirhan, yıllar önce Aydınlık gazetesindeki bir şemada kendisinin deniz imamı olarak gösterdiğini söyledi. Bylock kullanıp kullanmadığı sorusuna, hiç ilgisi olmadığı, ancak iki çocuğunun da bu yüzden tutuklandığı yanıtını veren Demirhan, ayrıca Kocamaz, Usta ve diğer ifadelerde tamamının Demirhan tarafından sözde sıkıyönetim komutanı olarak arandıkları yönündeki beyanların birebir tutmasına yönelik soru üzerine ise beyanları kabul etmediğini söyledi.
Hakimin, FETÖ’cü olduğuna dair örgüt üyeliğinden de yargılandığını anımsatarak, FETÖ örgütüyle bir alakası olup olmadığını sorduğu Demirhan, örgütle alakası olmadığını söyledi.
Duruşmada, Demirhan’ın savunmasının ardından diğer sanıkların savunmasına geçildi.