MEÜ Kök Hücre Araştırma Grubu Merkök Akademisyenlere Tanıtıldı

MEÜ Kök Hücre Araştırma Grubu Merkök Akademisyenlere Tanıtıldı
Meü Bünyesinden 2011 Yılında Kurulan Merkök, Üniversite Akademisyenlerine Tanıtıldı. Merkök’ün Amacının, Bilimsel Çalişmalarin Yanı Sıra Kök Hücre Ve Hücresel Tedavi Çalişmalarinin Yapılacağı Araştırma Laboratuvarlarının Alt Yapısını Oluşturmak Ve Meü Kök Hücre Araştırma Ve Uygulama Merkezi’ni Kurmak Olduğu Belirtildi.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) bünyesinden 2011 yılında kurulan Mersin Üniversitesi Kök Hücre Araştırma Grubu (MERKÖK), üniversite akademisyenlerine tanıtıldı. MERKÖK’ün amacının, bilimsel çalışmaların yanı sıra kök hücre ve hücresel tedavi çalışmalarının yapılacağı araştırma laboratuvarlarının alt yapısını oluşturmak ve MEÜ Kök Hücre Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmak olduğu belirtildi.
MEÜ Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen MERKÖK tanıtım toplantısına, MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Kaya, Tıp Fakültesi öğretim elemanları ve öğrencileri katıldı. Toplantıda, araştırma grubundan Prof. Dr. Selma Ünal, Prof. Dr. Kansu Büyükafşar ve Yrd. Doç. Dr. Ata Özçimen, katılımcılara “MERKÖK’ün Yapısı ve Çalışmaları”, “Kök Hücrelerin Klinik Pratikte Kullanımları” ve “Kök Hücre-Doku Kültürü-Flow Cytometry Uygulama Alanları” konularında bilgiler aktardı.
MERKÖK’ün 2011 yılında Tıp Fakültesi’ne bağlı olarak kurulduğunu, daha sonra MEÜ İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (MEİTAM) bünyesinde çalışmalarına başladığını dile getiren Prof. Dr. Büyükafşar “MERKÖK’ün amacı, üniversitemiz bünyesinde kök hücre konusunda bilimsel, mesleki ve eğitsel çalışmalarda bulunmak, danışmanlık ve bilgilendirme hizmetleri vermek, kök hücre ve hücresel tedavi çalışmalarının yapılacağı araştırma laboratuvarlarının alt yapısını oluşturmak ve Mersin Üniversitesi Kök Hücre Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmak” dedi.
Kök hücre hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Büyükafşar, kök hücreleri canlı vücudunda uzun süre bölünebilen, kendini yenileyen ve aynı zamanda vücudun ihtiyacına göre farklılaşarak, istenilen dokulara dönüşebilen hücreler olarak tanımladı. Kök hücrelerin sahip oldukları potansiyel dolayısıyla pek çok hastalığın tedavisinde umut ışığı olduğunu vurgulayan Büyükafşar, kök hücre araştırmalarının kendini yenileme yeteneği zayıf olan doku ve organ hastalıklarının tedavisi ile doku ve organ nakli için kaynak yaratmayı hedeflediğini kaydetti. Kök hücre uygulamaları sonucunda inme, Alzheimer, kalp yetmezliği, diyabet ve kanser gibi tedavisi pek de mümkün olmayan birçok hastalığın tedavi edilebilir hale gelebileceğini söyleyen Büyükafşar, kök hücrelerin temel ve klinik araştırmalar alanlarında kullanıldığını ifade etti.
Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Ünal da kök hücrelerin klinikteki kullanım alanlarını anlatarak, kök hücreleri, Mezenkimal Kök Hücreler (MKH) bağlamında ele aldı. Ünal, “MKH immünosüpresif etkiye sahip hücrelerdir. Bu hücreler biyoaktif moleküller salgılıyorlar ve bu sayede farklı dokularda farklı işlevsel görevler yapabiliyorlar. En önemli özelliği de hangi dokuya gönderilirse o dokunun hücrelerine dönüşerek, o dokuda tamir görevini üstleniyor olmaları” dedi.
MERKÖK laboratuvar sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Özçimen ise MERKÖK’ün Kök Hücre Hazırlık, Flow Cytometry ve Doku Kültürü olmak üzere üç laboratuvara sahip olduğu bilgisini vererek, bu laboratuvarlarda yürütülen çalışmaları anlattı.