MHP TEK BAŞINA İKTİDAR
Yayınlanma:
Devlet Bahçeli parti grubunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dünkü Balyoz gözaltılarının gölgesinde MHP grubu toplandı. Devlet Bahçeli konuşmasına AKPʹye yüklenerek başladı.
Türkiye 7 yıldır bir yönetim çaresizliği ile yüz yüzedir. AKP zihniyetinin serseri bir mayın gibi devlet ve toplum hayatımızda yaptığı tahribat her geçen gün şiddetini artırmaktadır. Bölücü politikaları ülkemizi bir kanser gibi sarmıştır. AKP iktidarının tahribatından hasar görmeyen hiç bir kurum kalmamıştır.
BIÇAK KEMİĞE DAYANMIŞTIR
Büyük umutlarla verilen oylar, babaların işsiz kalan çocukların feryatları, çocukları iş bulamayan anaların göz yaşları, terörist sevinçleri olarak geri gelmektedir. Bu sonuç, teslimiyeti tercih edenlerin ilk seçime kadar katlanması gereken bir olaydır. Türkiyeʹnin bu yükü taşımaya artık tahammülü kalmamıştır. Bıçak artık kemiğe dayanmıştır.
TOPLUMUN DENGELERİ SARSILMIŞTIR
Bu hastalıktan kurtulmak için tek çare seçime gitmektir. Başbakan Erdoğan ne kadar inkar ederse etsin Türkiye seçim ortamına girmiştir. Milli iradenin şamarı, ar damarı çatlamışların yüzünde mutlaka patlayacaktır. Seçim gününün giderek yaklaşması AKP zihniyetinin her geçen gün yönetemez hale gelmesi, yaşanan gerilimler, şahit olan hukuki gelişmelerle devlet ve toplumun dengelerini temelinden sarsmıştır.
MHP TEK BAŞINA İKTİDAR
Ağır sorunlarla boğuşan Türkiyeʹde yaşanan vahim gelişmeler devlet, toplum ve fertlerde derin endişe ve kuşkuların doğmasına yol açmıştır. Seçimden kaçılan her gün, MHPʹnin tek başına iktidara gelmesini pekiştirmekten başka bir şey değildir.
KURUMLAR BİRBİRİNE DÜŞÜRÜLDÜ
Ordu, yargı, üniversite gibi temel kurumlar birbirine düşürülmüştür. Toplum başta etnik farklılıkların kaşınması olmak üzere tehlikeli bir ayrışmanın içerisine sürüklenmiştir. Müesseseler arasındaki uyumsuzluk meydan okumaya kadar dönüşmüştür. Türkiye tıpkı bir savaştan çıkmış yorgun, bezgin çıkış arayan yenilmiş bir devletin arayışları ve bunalımlarını yaşamaktadır.
İNTİKAMCI HÜKÜMET
Bu sorunlar intikamcı bir hükümetin varlığından kaynaklanmaktadır. Her seçim yaklaştıkça sahte bir mağduriyet üzerine inşa edilen gerilim stratejisi üretmek, sözde darbe karşıtlığına oynamak, baskı ve dayatmalarla kitleler üzerinde korku yaşatmaya çalışmak, inanç istismarıyla mütedeyyin kitleye ipotek koymaktadır.
BİR TEK BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI UYUMU VAR
Cumhurbaşkanı ve Başbakan dışında birbiriyle uyumlu iş yapan hiçbir makam ve organın kalmamış olması dikkat çekici ve kuşku uyandırıcıdır. Bu gidişatın devamı mümkün değildir. Kim ne derse desin yaşanan devlet krizidir ve rejim krizini davet etmektedir. Yaşanan gerilim ve çatışmanın yanı sıra çözümün adresi de adalet kurumudur.
SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE TARAF ADALET KURUMUDUR
Yaşanan krizde çözümün taraflardan biri de adalet kurumudur. Eğer birlikte yaşamak ve mülkü temeliyle birlikte korumak istiyorsak önümüzde başka seçenek yoktur. Hukuk tamamen kendi mecrasında olmalıdır. Bu konuda adaletin bir gün herkese lazım olacağı akıllardan çıkarılmamalıdır. Gündemde olan yargı sürecinin hassasiyeti dikkati alınarak iktidar muhalefet, adalet ordu, üniversite medya tüm sivil toplum kuruluşları aralarındaki kışkırtıcı beyanları gerilimin ateşi düşünceye kadar ertelenmelidir.
MHP önerdiği bu sukunete katkı yapmaya ve iyi niyet işbirliği yapmaya hazır ve kararlıdır. Yaşanan kargaşanın bir nedeni de yoğun bir karalaa ve karartma kampanyasının medya üzerinden yapılıyor olmasıdır. Yaşanan sorunlarla ilgili olarak elinde bilgi, belge ve döküman bulunan herkes konuyu medyaya taşımadan doğrudan adli makamlara iletmek durumdadır. Medyada yer alan hukuki metinlerin servis edilmesi hukuk tarafından sorgulanmalıdır.
DEVLET ZİRVESİ DÜZENLENMELİDİR
Sorun rejimin güvenliğini zedeleyecek niteliktedir. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan, yüksek yargı organların başkanları Genelkurmay Başkanıyla devlet zirvesi düzenlenmelidir. Bu zirvenin ardından sağlam güvenceler içerecek bir mutabakat ve irade beyanı kamuoyuna açıklanmalıdır. Yolsuzluklar, suistimaller, ahlaki çözülmeler gibi topyekün bir uzlaşma zemini tesis edilmelidir.
SUÇLULAR HESAP VEREBİLMELİDİR
Suçlular hesabını vermelidir. Suçu bulunmayanlardan kamuoyunda özür dilemekle yükümlü olunacaktır. TBMM açıktır ve yasama organı çalışmaktadır. TSK terörle mücadele ve savunma görevinin şuurundadır, hükümet yanlışlara rağmen işbaşındadır. Yıkmadan onarmak, kırmadan tamir etmek iyi niyetli sağduyulu çabaları gerektirmektedir. MHP bu iyiniyetli son çağrı olarak tekliflerin dikkate alınmaması halinde milletimizin huzur bulması açısından bu zorlu ve şerefli misyonu yerine getirmeye hazırdır.
MGK AÇIKLAMASI İZAHA MUHTAÇTIR
Bizim çatışmaları bir devlet krizi süreç içinde yaşananları fetret devri emarelerini abartılı bulanlar bu durumu nasıl maskeleyeceklerdir. En son yapılan MGK toplantısı ardından yapılan açıklama izaha muhtaçtır. Burada teröristle kucaklaşma yer almamıştır. Kucaklaşma istenirken bin yıllık kardeşliği çiğnenen politikalar eleştirilmemiştir. Türkmenlerʹe sahip çıkılması gerektiğinden bahsedilmemiştir.
Yaşanan devlet krizi karşısında olağanüstü mgk çağrısına kulak asmayanların sonuç alması da sonuç vermesi de mümkün olmayacaktır. MGK marifetiyle yapılan tavsiyelerle kurul üyelerinin tamamının töhmet altına giriyor olmasıdır. MHPʹnin anayasa ve yasa değişiklikleriyle ilgili görüş ve yorumları geçmişte defalarca tekrarlanmıştır. Özetle ifade etmek gerekirse partimiz değişen topluma cevap verecek anayasalara ihtiyacın doğal olduğu insan hakları ve hukukun üstünlüğü bakımından yeni bir düzenleme yapılmasının yararlı olduğunu söylemiştir.
Burada önemli olan anayasayı değiştirecek siyasi zeminin niteliği, değişimin zamanlaması ve değiştirecek olanların liyakatıdır. MHP olarak 7 yıl boyunca toplumsal taleplere karşı kıpırdanmadan beklemiş, millet yararına hiçbir adım atmamış, dokunulmazlıkların kaldırılmasına yanaşmamış, Alevi kardeşlerimizle ilgili çözüm önerilerimize yanaşmamış, temiz toplum önerilerimizi reddetmiş bir siyaset anlayışının anayasa değişiklik çağrılarına destek olmamız mümkün değildir.
TABLO DEĞİŞMEDEN YENİ ANAYASA OLMAZ
Siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve Türkiyeʹyi yönetme kabiliyetini kaybetmiş bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden yeni anayasa hazırlanması doğru değildir. Yegane TBMMʹde kurulacak Anayasa Komisyonu ve kararın 24. dönem TBMM bırakılmasıdır. Aksi yönde yürütülecek çabalar hem sonuç almayacaktır hem destek bulmayacaktır.
Anayasa sicili bozuk, sabıkalı kişilerin değiştireceği bir metin değildir. Bu tür kafa yapısının ve ahlak zaafiyetinin imzalayacağı belge karşılıklsız çıkacaktır. Beyhude bir hevestir. Anayasa değişikliğini bir ülkenin 7 yılını istismarla yalanla acımasızca israf etmiş, yabancı başkentlerin masalarında harcamış, ne kadar millet düşmanı varsa onlarla elele vermiş açlık ve yoksulluktan başka bir sonuç almamışların bahane bulacağı bir sığınma vasıtası olamayacaktır.
Partilerimizin uyarımızı ciddiye almayan, MHPʹnin fedakar ve vefakar kadrolarını her konuşmada aşağılayan, 3 hilale tabela diyerek tahkir eden, şehide kelle diyen, teröriste tören düzenleyenlerle, milyonlarca Türkiye sevdalısına hergün hakaret eden bir zihniyetle işbirliği yapmamız asla sözkonusu olmayacaktır.
MHP YANLIŞ BİR YORUMDAN KAÇINMIŞTIR
Uzunca bir süredir devam eden kurumlararası çatışmanın yeni bir örneği geçtiğimiz hafta yaşanmıştır. Yargı kendi içinde geçen bir olaya müdahil olmuş ve kamuoyu yakından takip etmiştir. MHP çabuk ve yanlış bir yorum yapmaktan kaçınmıştır. Haklı ve haksız ayrımından imtina ederek gerçeklerin bir an önce ortaya çıkmasını talep eden açıklamamız geçtiğimiz hafta kamuoyuna duyurulmuştur.
Bu konuda mutlaka bize katılmaları gibi bir dayatmacı düşüncemiz yoktur. Çoğunlukla hak verenlerin yanısıra doğru bulmayanlar da yer almıştır. Bu konu demokratik ortamın doğal ve haklı bir sonucudur. Yaptığımız açıklamaların ardından AKPʹnin partimizin görüşlerini doğrudan hedef alarak yayınladığı karşı açıklama tam bir çarpıtma belgesidir. Bu belgede yer alan hususlara ayrı ayrı cevap verecek durumda değiliz.
HİÇ BİR HAVRAMIN KÖRÜ KÖRÜNE ARKASINDA DEĞİLİZ
Bizim ne bozulmuş sistemin devamından yana bir niyetimiz vardır ne de dinamitlemek gibi bir alçalmanın hevesindeyiz. MHP aziz milletin refahı ve huzurunu savunan bu konuda devleti mükellef kılan tam bir kaynaşmayı temsil etmektedir. MHP hiçbir taassubun peşinde hiçbir kavramın körü körü arkasında değildir. Ancak teslimiyetçi ve işbirlikçi AKP zihniyeti MHPʹyi illa ki statükocu olamkal suçlamaksa bu konuda söyleyeceklerimiz şunlardır.
STATİKOCULUK ŞEHİDE SAHİP ÇIKMAKSA..
Statükocu olmak şehidimize sahip çıkmak demekse, bayrağım, devletin vatanım demekse biz statükocu olmayı sürdüreceğiz. Statükocu olmak yurdumun her yöresini sahiplenmekse köke bakmaksızın milletim demekse stütükocu olmayı inadına sürdüreceğiz. Statükoyu değiştirmek milleti parçalamaksa, Hakkariʹyi İzmirʹden, Vanʹı Antalyaʹdan ayırmaksa biz statükoyu sürdüreceğiz. Ülkemizi küresel zalimlerden esirgemekse, müslüman katilleriyle yapılan eş başkanları lanetlemekse biz statükoyu sonuna kadar sürdüreceğiz.
Siz küresel senaryolara figüran olur statükoyu değiştirin biz başkent Ankaraʹyı koruyalım statükoyu koruyalım diyoruz. Siz bebek katilleriyle pazarlık yaparak statükoyu değiştirin biz vatanın, milletin, devletin birliği konusunda ısrarla ve inadına statükocuyuz...