Milli İradeyi Hakim Kılacağız

Milli İradeyi Hakim Kılacağız
Eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, memleketi Karaman’da partisinin aday tanıtım toplantısına katıldı.
Eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan konuşmasına siyaset anlayışının 1990’lı yani karanlık yılların anlayışı olduğunu belirterek, “Artık siz bu anlayışa dur dediniz ve 2002’li yıllarda AK günler başladı. Öncelikli olarak biz şunu söyledik; 'Biz bu ülkede milli iradeyi tesis kılmak istiyoruz' dedik. 'Milli iradenin hakim olmasını istiyoruz' dedik. Devletle milletin bütünleşmesini istiyoruz dedik ve çok önemli reformlar yaptık. Gerçekten sessiz denilen bir devrim gerçekleştirdik. Arkasından rantiye haline gelen ülkeyi şantiyeye dönüştürdük. Türkiye’mizin dört bir yanında her türlü yatırım, karayolundan, havayoluna kadar, demir yolundan eğitimine, sağlığına, tarımına sosyal güvenliğine varıncaya kadar hangi alana bakarsanız bakın bu ülke şantiyeye döndü. Dünyanın en büyük projelerini gerçekleştirmeye başladık. Üçüncü köprüyü yapıyoruz. Dünyanın en büyük havaalanını yapıyoruz. 150 milyon yolcu kapasiteli havaalanını yapıyoruz. Ona bile karşı çıkıyorlar. Bunlar bu ülkeyi seviyorlar mı acaba? Bunlar şunu söylüyorlar; AK Parti gitsin de bu ülke yıkılırsa yıkılsın diyorlar. Ama yapamayacaklar, başaramayacaklar. Bugüne kadar başaramadılar bundan sonrada başaramayacaklar. Aşağı yukarı iki ay önce dünyanın en büyük ve dünyada bir ilk olan üç katlı büyük İstanbul tünelinin lansmanını yaptık. İnşallah önümüzdeki ay bunun ihalesini de gerçekleştireceğiz. Bu tünelin bir katından trenlerimiz geçecek. İki katı ise karayolu olarak kullanılacak. Bunu bile eleştirdiler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili komisyonunda muhalefet itiraz etti. Bu projeye itiraz etti. Böyle bir anlayış, böyle bir yaklaşım olabilir mi? Ama onların zihniyeti hep o diktatörlük döneminde, vesayet döneminde kaldı. Onun içindir ki biz Başkanlık sistemini konuştuğumuzda onu diktatörlükle eşdeğer hale getirmeye çalışıyorlar. Kişiselleştirme çalışıyorlar. Halbuki başkanlık sistemi de parlamenter sistemle hangisi olursa olsun demokrasi açısından birbirinden farklı olan sistemler değildir. Önemli olan o demokrasinin yaşatılması, o demokrasinin ayakta tutulmasıdır. Ama sizlerin her biri buradan açıkça ilan ediyorum. Sizler demokrasi kahramanısınız, sizler milli irade kahramanısınız. Sizler bu ülkenin gelişmesine kalkınmasına katkı sağlayan gerçek vatanseverlersiniz. Başımızın tacı analarımız, bacılarımız, eşlerimiz tüm kadınlarımız velhasıl gece gündüz ev ev dolaştılar. Gençlerimiz şu 12 yıllık süre içerisinde gece gündüz çalıştılar. Emek verdiler. Kar-kış demediler. Ne için çalıştık biz. İşte bu ülkeyi sevdiğimiz için çalıştık. Bu ülkenin kalkınması, gelişmesi için çalıştık. Bizler çok sıkıntılar çektik. Kızlarımız, bacılarımız başı kapalı olduğu için okullara gidemediler. Devlet dairelerine giremediler. Bunların mücadelesini verdik. O sizin dik duruşunuz, kararlılığınız bizleri daha da cesaretlendirdi. Geçmişimizde bu mücadele olmadı mı elbette oldu. 1960’lı yılları hatırlayın Adnan Menderes bu mücadeleyi vermişti. Ama rahmetli Menderes’i astılar. Daha sonraki dönemde yine rahmetli Özal bu mücadeleyi verdi. Erbakan hocamız bu mücadeleyi verdi. Ama bu mücadelede istenilen noktaya ulaşılamadı. Çünkü Türkiye vesayet odakları, milli iradeden yana olmayanlar, milli iradeye karşı duranlar, bu ülkenin gelişmesini, kalkınmasını, büyümesini istemediler. Ama sizler şuan Cumhurbaşkanımız olan o dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan’ın dimdik arkasında durdunuz ve şunu söylediniz; 'Evet, Recep Tayyip Erdoğan adam gibi adam. Bu ülkeye hizmet edecek adam' dediniz ve dimdik ayakta durdunuz ve sizin o güçlü desteğiniz bizi bugün buralara getirdi. Cumhurbaşkanımızın ardından yine Torosların çocuğu, bizim hemşehrimiz bilgi adamı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu önderliğinde oldu" şeklinde konuştu. 
Elvan konuşmasını şöyle sürdürdü: 
"İnşallah Sayın Başbakanımızın önderliğinde 7 Haziran’da sandıkları hep birlikte patlatacağız. 7 Haziran seçimleri son derece kritik bir seçim. Hatırlayınız 2002’den buyana her seçim öncesi Türkiye’de kargaşa çıkarmaya çalıştılar. Bu ülkenin huzurunu bozmaya çalıştılar. Her seçim öncesi bunu yaptılar. Kimler yaptı başta yurtdışındaki bazı güçler bu dönem paralel yapı ve onun içerdeki işbirlikçileri bu ülkenin gelişmesini, kalkınmasını, güçlenmesini istemediler. Biz düşünün dün Avrupa Parlamentosu bir karar aldı. Ermenilere soykırı yapıldığına dair bir karar aldı. Biz Türkiye’de vesayeti ortadan kaldırmaya çalışırken ki biz vesayeti Türkiye’de zayıflattık kaldırma noktasına geldik. Ama Avrupa ve Avrupa Parlamentosu vesayet altındadır. Bunu böyle bilin. Vesayet altında bir Avrupa var şuanda. Suriye’de, Somali’de, Afganistan’da, Arakan’da, Filistin’de yapılanları görmeyen ve bunlara göz yuman Avrupa Ermeni soykırımından bahsediyor. Ne oluyor size. Hani demokrasiniz, hani insan haklarınız, hani hak ve hürriyetleriniz. Biz tarihi gerçeklerden yanayız. Biz şunu söyledik dedik ki biz kayıtlarımızı açıyoruz. Tüm Avrupa, tüm dünya gelin bir masada oturun çalışın. Ne olduysa o dönemi aydınlığa çıkarsınlar. Ona bile karşı çıktılar. İşte bazı gelişmiş ülkeler, bazı güçler bizim gelişmemizden ve bizim büyümemizden rahatsızlar.” 
Aday tanıtım toplantısı toplu fotoğraf çekinilmesi ile sona erdi.