(Özel Haber) Sıcaktan bunalan köpek, kendini denize attı
Yayınlanma:
Mersin, Kuzey Afrika’dan gelen kuvvetli sıcak havanın etkisiyle adeta kavrulurken, Golden Retriever cinsi 3 yaşındaki bir köpek, sıcaktan bunalarak kendini denize attı Atatürk Parkı sahilinde yaklaşık bin metre yüzen ‘Kızım’ isimli köpek, denizden çıktıktan sonra sahibinin yardımıyla duşunu da alarak serinledi
Mersin, Kuzey Afrika’dan gelen kuvvetli sıcak havanın etkisiyle adeta kavrulurken, Golden Retriever cinsi 3 yaşındaki bir köpek, sıcaktan bunalarak kendini denize attı. Merkez Akdeniz ilçesi Atatürk Parkı sahilinde koşarak denize atlayan ‘Kızım’ isimli köpek, yaklaşık bin metre yüzdü.
Mersin’de sıcak hava, nemin de etkisiyle adeta nefes almayı bile zorlaştırırken, gölgede 36 dereceye ulaşan sıcaklardan sadece insanlar değil hayvanlar da bunalıyor. Bugün Mersin’de nemle birlikte 40 derecenin üzerinde hissedilen sıcak havadan bunalan Golden Retriever cinsi bir köpek de serinlemek için denize atlayarak uzun süre yüzdü.
Mersin’de bugün öğle saatinde köpeği ‘Kızım’ ile birlikte Atatürk Parkı’na gelen Özcan Tor (52) isimli vatandaş, bir süre Kızım’ı parkta gezdirdi. Tor’un daha sonra tasmasını çıkardığı Kızım, koşarak denize atladı. Bir ara kıyıdan yaklaşık 100 metre açılan ‘Kızım’, denizde yüzerek suyun keyfini çıkardı. Yaklaşık bin metre yüzen ‘Kızım’, kıyıya çıkacağı kesimde denizde yüzen çocukları görünce, onların yanına gitmeyi de ihmal etmedi. Parkta gezen insanların da ilgisini çeken köpek, kıyıya çıkarken inanılmaz bir çevrecilik örneği de sergileyerek, denize atılmış bir pet şişeyi dişleri arasına sıkıştırarak dışarıya çıkardı.
Parktaki çeşme başında bekleyen sahibi Özcan Tor’un yanına koşarak giden ve pet şişeyi yanına bırakan 'Kızım', duş keyfi de yaşadı. Tor’un çeşmeden şişeye doldurduğu suyla duşunu alan 'Kızım', mutluluğunu da çimlerin üzerinde yuvarlanarak gösterdi.
“Her gün iki kez denize giriyor, en az bin metre yüzüyor”
Tanıtım, halkla ilişkiler ve organizasyon alanında çalışan Özcan Tor, İHA muhabirine köpeğini anlattı. Üç yaşındaki kızını her gün düzenli olarak Atatürk Parkı’na yüzmeye getirdiğini belirten Tor, Kızım’ın günlük keyif saatleri olduğunu söyledi. Köpeğini, ‘yaşamı paylaştığım arkadaşım’ diye niteleyen Tor, iyi bir hayvansever olduğunu, her birey bir hayvan sahiplenmiş olsa sokaklarda hayvan kalmayacağını vurguladı.
Kızım’ın 6 aylık olduğu andan itibaren yüzmeye başladığını anlatan Tor, “Bunlar avcı hayvanlar zaten, suyu çok severler. İlk etapta korkuyla başladı, daha sonra her gün yüzmeye başladı. Altı aylıktan bu yana onu her gün yüzdürüyorum. Aynı yerde yüzüyor. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde iki defa denize girer. Suyu çok seviyor. Çok geniş tur atar ve her gün en az bin metre yüzer. Bugün iki kez girdi ve bin 500 metreyi geçti” dedi.
“Martılar gibi uçmaya da kalkıyor”
Kızım’ın balıkları çok sevdiğini, onlarla oynamaya çalıştığını da dile getiren Tor, “Ama martılara çok takılıyor. ‘Kızım, sen martı gibi uçamazsın ama balık gibi yüzebilirsin’ diyorum. Bir martı arkadaş bulduğu zaman uçmaya kalkıyor ama uçamıyor. Ben onun her şeyini anlayabiliyorum. Hayvansever bir insan hayvanını tanıyorsa kesinlikle onun ne istediğini, nasıl bir tepki göstereceğini çok iyi anlıyor. Denize girmek istediğini de bana anlatıyor. Doğal ortamı çok seviyor. Bazen onun oturduğu yere oturuyorum, çok serin. Serinlemek istediğim zaman hayvanımı takip ediyorum” diye konuştu.
Kendisinin iyi bir çevre dostu olduğunu söyleyen Tor, özellikle Golden cinsi köpeklerin insana çok yakın oldukları için sahibini kopyaladıklarını belirtti. Bulduğu yerlerde pet şişeleri toplayarak çöpe attığını anlatan Tor, Kızım’ın da kendisini takip ettiğini kaydederek, “O da alışkanlık edindi. Denizde, karada bulduğu pet şişeleri toplayıp bana getiriyor” ifadelerini kullandı.
“Bir hayvanla yaşamı paylaşmak, psikolojik terapi gibi”
“Bir hayvanla yaşamı paylaşmak, psikolojik terapi gibi. İnsanı rahatlatıyor” diyen Tor, insanlara da özellikle bu sıcak havalarda mesaj vererek, şunları söyledi: “Bugünlerde hayvanların su ihtiyacı çok fazla. Ekonomik güçleri olmasa dahi, sokaklarda çöpe attığımız pet şişeleri kesip, bir çeşmeden su doldurarak hayvanlar için bulundukları yerlere bırakabilirler. Hayvanları sevsinler. Görecekler ki, kendi hayatları da çok daha anlamlı olacak ve hayata daha pozitif bakacaklar. Çünkü en ufak bir şeyde sinirleniyoruz, çevremizdeki insanları kırıyoruz. Gülmeyi bile unuttuk. Ama bir hayvanları varsa, onlar gülmeyi çok iyi başarırlar.”
Bir veteriner hekim arkadaşının tavsiyesini de paylaşan Tor, tuzlu suyun hayvanlar üzerindeki bakterileri, bit, pire, kene gibi hayvanları temizlediğini, kötü kokuları aldığını söyleyerek, tuzlu suyu önerdi.