Prof. Önler: “Bir Toplumun Dili, O Toplumun Aynasıdır”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı tarafından 2017 yılının “Türk Dili Yılı” ilan edilmesi dolayısıyla Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Dilimiz Kimliğimizdir” konulu bir konferansta, Türk dilinin son yıllardaki yanlış kullanımlarına vurgu yapıldı. Konferansın açılışında konuşan MEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, dilin yanlış kullanımına ilişkin günlük hayatta karşılaşılan örnekler verdi. Yağcı, “Günlük hayatımızda gittiğimiz mekanlarda, gördüğümüz tabelalarda hatta oturduğumuz apartman isimlerinde bile Türkçe kelimeler kullanılmadığı, kullanılan dilin de yerinde ve kullanılmak istenilen anlamda kullanılmadığı görülmektedir. Mesela 10 katlı apartmana kule anlamına gelen ‘tower’ dendiğine rastlıyoruz. İş yaşamında ‘plaza dili’ olarak ifade edilen bir dil hakimiyetinin etkisiyle ‘forward ediyorum’, ‘toplantı set ediyorum’ gibi ifadeler duyuyoruz” diyerek, dilde arınma, düzelme ve iyileştirme gereksinimine dikkat çekti.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Turabi Aktürk de dünyanın sayılı dillerinden birisi olan Türk dilinin, binlerce yıllık köklü bir geçmişe sahip olduğunu söyledi. Aktürk, son yüzyılda Türkçe’nin geçirdiği değişimler nedeniyle yaşanan kimi olumsuzluklara kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla düzenlenen bu etkinliğin büyük önem taşıdığını belirtti.
Türk Dil Kurumu Temsilcisi Betül Yılmaz ise “Bir milleti ayakta tutan değerlerin başında dil gelir. Dünyanın en zengin dillerinden biri ve milli kimliğin ana unsuru olan Türkçemizi korumak, yaşatmak, zenginleştirmek ve gelecek nesillere aktarmak herkesin ortak görevidir. Hiç kuşkusuz dil sosyal, canlı ve değişken bir olgu olarak varlığını sürdürmektedir. 2017 yılının ‘Türk Dili Yılı’ yılı olarak ilan edilmesi de Türkçe’nin kurallara uygun, açık, anlaşılır ve temiz bir şekilde kullanılmasına katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
“Bir toplumun dili, o toplumun aynasıdır”
MEÜ’de yaklaşık 8 yıl görev yapmış olan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Önler ise verdiği konferansta dilin zenginliğinin toplumun gelişmişliğine olan etkisine vurgu yaptı. Önler “Bir toplumun dili, o toplumun aynasıdır. Her şey kendini dilde gösterir. Bir toplumun hangi alanlarda daha gelişmiş olduğu, o toplumun diline yansır. Örneğin bilim, sanayi, teknoloji üreten toplumlar, kullandıkları kavramları diğer toplumlara aktarır. Bu bize, dilin kültürle olan ilişkisini açıklar. Toplumlar arası kültür alışverişi kendisini dilde de gösterir. Teknoloji, iletişim, bilim gibi alanlarda dilimizdeki yabancı sözcüklerin yer edinmesinin sebebi de budur” şeklinde konuştu.
Siyasal erklerin her dönemde dil ve kültüre olan etkisine değinen Önler, şunları söyledi: “Büyük Selçuklu Devleti döneminde resmi dilin Farsça, medrese dilinin Arapça, halkın günlük konuşma dilinin de Türkçe olması, etkisini sosyal ve kültürel yaşama yansıtmıştır. 19. yüzyıla kadar devam eden etkenler dilin gelişimini ve zenginleşmesini önlemiştir. Günümüze baktığımızda ise başka kültürlere duyulan özentinin etkisiyle Türkçe karşılığı olduğu halde yabancı kavramların tercih edildiğini görüyoruz. Örneğin çoğu insan gösteri yerine şov, yıldız yerine star kavramlarını kullanıyor. Bütün bunlar ise aslında değer aşınmasına yol açıyor.”