Şahin; ‘ Apo’yu referans kabul etmek büyük onur ve şeref oldu‘

Şahin; ‘ Apo’yu referans kabul etmek büyük onur ve şeref oldu‘
Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin; Akil İnsanları, Terörü ve Öcalan’ı değerlendirdi.

 Saadet Partisi Karaman İl Başkanı Şaban Şahin yaptığı yazılı açıklamada; “Taviz verilecek yere; önce bağır-çağır, afra-tafra yap; sonra taviz ver. Buna; hükümetin iş yapma prensiplerinden, bir tanesi diyebiliriz.

Daha dün Sayın Başbakan İdam geri gelsin, Apo’yu asmaktan bahsediyordu. Hatta kendi ifadesiyle ‘İmralı ile görüşen ş…..’ diyordu. Bizde kendisine eğer hatırlanırsa idam konusunda ‘izin alamazsınız ya da müsaade etmezler’ demiştik.

Dün asmaktan bahsedenler, bugün bir ‘İmralı sürecidir’ türküsüyle akil insanlar adı altında bir koro oluşturmuşlar bir kaval sesiyle Büyük Orta Doğu Projesi yönünde şuursuzca gitmektedirler. Özellikle Akil İnsanlar denilen grup, duydukları kaval sesiyle, akil insanlar tarafından millete ayrı bir kaval çaldırtılarak, kendilerinin gittiği yöne adeta koyunun kaval dinlediği gibi Millete kendilerini dinleterek, lider koyun misali uçurumdan aşağı milleti sürüklemek istemektedirler.

Filmi başa sarıp, geçmişe doğru bir gidersek; Refah Partisi kapatılmış, dışarıyla işbirliği yapmayan Erbakan siyasi yasaklı hale getirilmiş, yerine Milli Görüşü temsilen Fazilet Partisi(FP) kurulmuştu. O zamanki seçimlerde FP’nin birinci parti olması kuvvetle muhtemeldi. Böylece FP iktidara gelir, Refah fırtınası yani memleket menfaatine hareket eden Erbakan fırtınası daha şiddetli devam edebilirdi.

Dış güçler; kendi çıkarlarına ters bu durumu önlemek için, o dönemde Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ettiler. Apo, sansasyonel bir şekilde teslim alındı. Tabi ki bütün bunlar; FP’nin birinci parti olmasını engellemek, Başbakan Ecevit’i parlatarak prim kazanmasını sağlamak ve halk nazarında yükselmesi için yapılıyordu. Neticede; seçimlerde Ecevit’in partisi birinci parti, FP üçüncü parti oldu. Böylelikle; işbirliği yapmayan Erbakan, yani Erbakan fırtınası ancak durdurulabilmişti.

Nasıl ki; O dönemde Apo’yu teslim edenler, bir plan ve proje içinde hareket ettiler ise, Şimdiler de farklı bir plan ve projeyle, toplum muhendisliği çerçevesinde hareket ediyorlar. 80’lerde ASALA terör örgütü vardı. Asala tasfiye edilip, PKK devreye sokulmuştu. Acaba , PKK’ya şekil değiştirerek, taktik değişikliğine mi gidiyorlar? PKK’ ya zaman kazandırmak mı istiyorlar? Ya da PKK’nın istek arzularını yerine getirerek, bölünmeye doğru mu gidiyoruz?

Zamanla neyin ne olduğu görülüp anlaşılacaktır; Milli Görüşün tek temsilcisi Saadet Partisi olarak çözüm süreci adı altında kanı durduracak, vatanın bölünmez bütünlüğünü ve milletin birliğini tehdit etmeyen yaklaşımları destekliyoruz… Ancak, terörün çözümü bu milletin ortak değerlerinde saklıdır. Terörün çözümü Çanakkale ruhudur. O da ortak paydamız olan İslam’dır.

İşin acı tarafı; ortada oynanan bir oyun var, maalesef bu oyun bizimle yani Türkiye’yle dalga geçilerek yapılıyor. Apo, İmralıda hapis olmasına rağmen sanki esir düşmüş bir devlet başkanı veya komutan edasıyla muhatap bulmaktadır. Hükümet, Apo’nun ağzından çıkacak bir çift söze-lafa muhtaç hale gelmiş, bununla meşguldür. PKK, terör örgütü olmaktan çıkmış, meşruiyet kazanmıştır.

Dün, ‘ Apo’yu yakalamak, Türkiye’ye getirmek’ büyük onur ve şerefti. Şimdi ise ‘Apo’yu referans kabul etmek’ büyük onur ve şeref oldu. Ne günlere kaldık…. Biri bizimle yani Türkiye’yle dalga geçiyor olmalı” ifadesinde bulundu.