Tarsusta 1 Yıldır Sır Gibi Evi Kazılan Ailenin Avukatı İhaya Konuştu
82 Evler Mahallesi’ndeki 4 evin avlusunda, 150 metrekarelik bir alanda gerçekleştirilen gizemli kazı dün sona erdi. Bugün ise kazı alanındaki brandalar ve güvenlik önlemleri kaldırıldı. Ancak kazının amacı ve sonucuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı. Sır gibi saklanan kazının hikayesi 2012’de polis memuru Mithat Erdal’ın öldürülmesiyle başladı.
Mithat Erdal, öldürüldükten sonra Adana’da bulunan bir otel sahibi ‘define var’ iddiasıyla evleri satın almak istedi. Polis memuru Mithat Erdal’ın kiraladığı evi alamayan iş adamı, 3 yıl önce 4 evden 1’ini satın aldı. Otel sahibi, avlusu ortak olan, 30 bin TL değerindeki eski yapı için ise iddiaya göre 230 bin TL ödedi.
Diğer evleri de almak isteyen işadamı, ev sahibi Ahmet İpekoğlu ve yakınlarına servet teklif etti. İpekoğlu ailesi evlerini satmamak için direnince de evlerin olduğu yerlerde kazı başladı ve mahalleye ev sahiplerinden başka kimse alınmadı. Ev sahipleri Ahmet İpekoğlu ve annesi Emel İpekoğlu, tehdit edildikleri için kazı bittikten sonra bile açıklama yapmadı.
“Kaçak kazıyla başladı”
İpekoğlu ailesine adına İHA muhabirine konuşan avukat Mehmet Habib Ekmekçi, kazıdaki sır perdesinin aralanması gerektiğini belirtti. 1 yıldır süren kazıyı anlatan Ekmekçi, “Yaklaşık 4 yılda önce Tarsus’ta yaşamakta olan S.K. isimli vatandaş, burada bir gömü olduğu düşüncesiyle kaçak kazı yapma çalışmasına başladı. S.K. isimli vatandaşların finansörlüğünü yapmak için bu işe soyunanlar iş birliği yaptılar. Ondan sonra S.K. isimli vatandaş bu işe dahildi ya da dahil olmaktan çıktı ya da çıkarıldı, bu kez Mithat Erdal cinayeti dediğimiz olay oldu” diye konuştu.
“İşin rengi değişir”
Polis memuru Mithat Erdal cinayetini de anlatan Ekmekçi, “Mithat Erdal isimli kişi kiracı sıfatıyla ‘eve ihtiyacım var’ der ve evi kiralar. Daha sonra intihar denilen, daha sonra dosyası açıldığında ensesinden vurulduğu için cinayet olduğu ortaya çıkan bir dosya oldu. İşin rengi değişir. Buluntularının Mithat Erdal’ın kiraladığı bu evin altına ve civarına gömüldüğü iddiası var” ifadelerini kullandı.
“30 bin TL etmeyecek eve 230 bin TL”
Adana’dan gelen bir otel sahibinin evi satın aldıktan sonra kazının tekrar başladığı iddialarına değinen İpekoğlu ailesinin avukatı Mehmet Habib Ekmekçi, şunları söyledi:
“30 bin TL etmeyecek bir evi 230 bin TL’ye satın alır ama kendi adına almaz. Hiç izin alınmaksızın sadece ‘Cumhurbaşkanının izni var’ denilerek eve giriliyor. Apar topar köstebek yuvası şeklinde birinden girip öbüründen çıkılabilen çukurlar kazılır. Emel İpekoğlu teyzemiz arada sırada gelir devlet seni mağdur etmeyecek şeklinde cevaplar alır. Teyzenin böyle bir beklentisi yok. Öyle bir talebi de yok. Eğer burada kutsi değeri olan ya da milli değeri olan bir buluntu var ise bu benim için onurdur. Devletim bana bunu söylesin, envanterini göstersin en azından bizimde bir katkımız olsun. Biz satmadık yıllarca, diyor.”
“Açığa kavuşması gereken sorular var”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kazıyla ilgili bütün bilgilerin aktarılmadığını kaydeden Avukat Ekmekçi, “Cumhurbaşkanımızın bilgisi olabilir. Ama insanların üzerine uzun namlulu silahların doğrultulduğundan bilgisi var mı, ya da böyle bir talimatı olabileceğini düşünebiliyor musunuz? İnsanlar evlerine kimlikleri alınıp zorla girebiliyorlardı. Bundan Cumhurbaşkanımızın bilgisi ya da talimatı mı var? Bunlar açıklığa kavuşmak zorunda” şeklinde konuştu.
“Aile, telefonlara çıkamaz hale geldi”
Kazı alanında 2 gün önceye kadar MİT ajanlarının ve Özel Harekat Polislerinin nöbet tuttuğunu belirten Ekmekçi, kazı alanının neden bu kadar sıkı korunduğunu kimsenin bilmediğini söyledi. İpekoğlu ailesinin tehditler aldığını da iddia eden Ekmekçi, “Aile mazbut bir aile olduğu için ekranlara çıkmıyorlar. Hiçbir şekilde resim dahi vermek istemeyen, çok inançlı bir aile. Emel İpekoğlu ilk başta, bana ne dendiyse, ‘Gavur gibi söylediler, ben Müslüman gibi inandım’ devletin işi denilince bir şey demedim, diyor. Teyze bugüne kadar bir şey sormuyor. Şu anda D. isimli kişi başta olmak üzere çok ciddi baskı uyguluyorlar. Neredeyse artık telefonlara çıkamaz hale getirdiler aileyi” ifadelerini kullandı.