Yeni Petrol Yasasında Milli Menfaatlar çıkarıldı

Yeni Petrol Yasasında Milli Menfaatlar çıkarıldı
Türkiye gündemi Gezi Parkı ekseninde gelişen olaylar ve sert tartışmalarla meşgulken, Hükümetin Cumhurbaşkanı’nın onayına sunduğu yeni Petrol Kanunu sessizce yürürlüğe girdi.

 PETROL KANUNU’NDAN  “MİLLÎ MENFAATLER”  İFADESİ ÇIKARILDI...

PETROL SEKTÖRÜ DE YABANCILARA TERK EDİLİYOR... TPAO’NUN SATIŞININ ÖNÜ AÇILIYOR...

 

Türkiye gündemi Gezi Parkı ekseninde gelişen olaylar ve sert tartışmalarla meşgulken, hükümetin Cumhur-başkanı’nın onayına sunduğu yeni Petrol Kanunu sessizce yürürlüğe girdi. Yeni Türk Petrol Kanunu ile petrol sektöründe yabancıların önü tamamen açılırken, devletin bu kritik sektörden çıkışının da tohumları atıldı.

Ahmet AÇIKAY

“Millî menfaat” buhar oldu!

Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe giren Türk Petrol Kanunu ile petrol arama ve üretiminde bulunmanın temel kriteri olan “talebin millî menfaatlere uygun olması” ölçütü yasadan çıkarıldı ve ülke çıkarını gözetme anlayışı terk edildi. Yabancı devlet şirketlerine uygulanan koşullar kaldırıldı ve stratejik öneme sahip petrol arama ve üretim faaliyetinde yabancı devletlerin hakimiyetinin önü açıldı. Bir şirketin sahip olabileceği arama ruhsat sayısındaki kısıtlama kaldırılırken, yabancı şirketlere vergi muafiyeti ve kâr transferi imkanı tanındı.

Tpao’nun Özelleşmesi Yakındır

Yeni Petrol Kanunu’na göre, çıkarılan petrolün sekizde yedisi kadar olan kısmının yabancılara verilmesi gibi ayrıcalıklar yabancı sermayenin önünü açarken, TPAO’nun sektördeki rolünün zayıflatılması ve giderek pasifize edilmesi anlamına geliyor. Sağlanan bu imtiyazlar ve ayrıcalıklarla birlikte sektördeki inisiyatifin yabancı petrol tekellerine geçmesi mukadder görünüyor. Giderek atıl hale gelen ve zarar etmeye başlayacak olan TPAO’nun da önümüzdeki yıllarda özelleştirilmesinin önünün açıldığı görünüyor.

Asıl şimdi gidin anayasa mahkemesi’ne!

Olur olmadık her yasanın iptalini isteyen; dahası çoğu zaman bu milletin inancı önündeki engelleri kaldıran düzenlemeler sözkonusu olunca büyük bir heyecanla soluğu Anayasa Mahkemesi’nin kapısında alan anamuhalefet partisi CHP’ye sesleniyoruz. Bari bu kez milletin hayrına bu kapıyı çal. Gezi Parkı’ydı, Taksim’di derken toz dumanı götürürken Meclis’ten sessiz sedasız bir şekilde ustaca geçirilen ve Cumhurbaşkanı’nca da onanarak yürürlüğe giren gayri milli Petrol Yasası’yla ilgili düzenlemelerin iptali için gerekeni yap!..

Milli menfaatler sadece amaç kısmında yer alıyorken, yasada madde olarak konulmaması dikkat çekiyor.

Ancak, petrol hakkı sahibi yabancılar da Türk kara suları dâhilinde petrol arama ve üretim faaliyetlerini icra edebilirler.

Bir arayıcı veya işletmeci ürettiği petrolün sekizde birini devlet hissesi olarak ödemekle yükümlüdür.

Arama veya işletme ruhsatları ile ilgili olarak yapılan petrol işlemlerinde kullanılan petrolden devlet hissesi alınmaz.

Araştırma sonucu elde edilen bilgiler genel müdürlüğe de verilir ve genel müdürlük sekiz yıl süre ile bu bilgileri gizli tutar.

Hudutlarda, askeri yasak bölgelerde, tarihi yerlerde ve yerleşim yerlerine hangi mesafede petrol işlemi yapılabileceği hususu yönetmelikle belirlenir.

Türkiye arazisi, bu Kanun bakımından kara ve deniz bölgeleri olarak ikiye ayrılır. Kara ve deniz bölgelerini ayıran sınır kıyı çizgisidir

İşletme ruhsatı sahibine talebi hâlinde, ürettiği petrolü nakletmek üzere boru hattı inşa izni verilebilir.

Türkiye kısır tartışmalar ve siyasi çekişmelerle uğraşırken Cumhurbaşkanı Gül tarafından geçtiğimiz gün onaylanarak yürürlüğü giren Türk Petrol Kanunu ile ilgili endişeler giderek artıyor. Sadece adında milli menfaat güdülerek ‘Türk’ konulan kanun ile birlikte yabancılara Türkiye’nin kara ve deniz sahalarında petrol arama, bulma, satma imtiyazlarının getirilmesi endişeleri de beraberinde getirdi.

Tpao’nun özelleştirilmesinin ilk adımı atıldı!

Sadece petrol çıkarma, ruhsat almanın yanı sıra çıkarılan petrolün sekizde, yedisi kadar olan kısmı da yeni kanunla yabancılara imtiyaz olarak verildi. Öte yandan Türkiye’nin bu konuda tekel konumundaki kuruluşu olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın ilgili alanına da yabancı şirketler ortak oldu. Ancak TPAO’nun bu kanunla zayıflatıldığı ve önümüzdeki yıllarda özelleştirilmesinin de yolunun açıldığı ifade ediliyor.  6326 sayılı önceki Petrol Kanunu’nu değiştiren Türk Petrol Kanunu ile petrol arama ve üretiminde milli şirketimiz TPAO’nun konumu zayıflatılırken, yerli ve yabancı sermayenin önü açıldı. Sektörde inisiyatif önümüzdeki günlerde yabancı petrol tekellerine geçecek.

Arjantin Tam Tersini Yaptı

Türkiye yeni kanunla TPAO’nun özelleştirilmesinin yolunu açma girişimlerinde bulunurken dünyada ise bunun tam tersi sergileniyor. Son olarak 2012 yılında, özelleştirmelerin yıkıcı sonuçlarından en fazla zarar gören ülkelerden birisi olan Arjantin’de İspanyol Repsol tarafından satın alınan eski milli petrol şirketi YPF yeniden kamulaştırıldı. El Turco lakaplı Carlos Menem döneminde özelleştirilen ve 1999 yılında İspanyol Repsol’e satışı tamamlanan Arjantin’in milli petrol şirketi YPF’nin yüzde 51’lik hissesinin kamulaştırılması Haziran 2012’de sonuçlandırıldı. Kamulaştırmaya gerekçe olarak ise YPF’yi alan İspanyol Repsol’ün gerekli yatırımları yapmaması, eksik üretim politikası nedeniyle üretimin düşmesi ve Arjantin’in petrol bağımlılığının artması gösterildi.

Arjantin’in 2000-2010 yılları arasında petrol talebinin yüzde 40 oranında artmasına karşın petrol üretimi yüzde 22 oranında düşmüştü. YPF’nin kamulaştırılmasıyla, dünyada büyük petrol şirketleri listesine bir kamu şirketi daha böylelikle eklendi. Dünyada halihazırda toplam rezervlerin yüzde 80’inden çoğu ulusal petrol şirketleri tarafından kontrol ediliyor. Dünyanın en büyük 20 petrol şirketinin hisselerinin üçte ikisinden fazla bir bölümü yine kamuya ait ulusal petrol şirketlerinin elinde bulunuyor.

Sivil Toplumun Görüşü Dikkate Alınmadı

Geride kalan 5 yıllık dönemde, beklemede tutulan Petrol Kanunu bugün ülkemiz oldukça hassas bir dönemden geçerken sessiz sedasız kanunlaştı. Bu kanunun hazırlanması ve TBMM’de kabul edilmesi sürecinde petrol arama ve üretim süreçlerinde yer alan TMMOB’ye bağlı Petrol, Jeoloji ve Jeofizik Mühendisleri Odaları, Türkiye Petrol Jeologları Derneği ve Petrol-İş Sendikası’nın ortak önerilerinin çoğu dikkate alınmamış, mevcut haklarının bir kısmı elinden alınmak istenen kamu şirketi TPAO’nun idarenin memuru olduğu ifade edilerek görüşü dahi sorulmamış, ancak özel sektörün tüm talepleri karşılandı.

Milli Menfaatler De Kaldırıldı

Söz konusu Türk Petrol Kanunu ile eski yasada yer alan ‘Milli Menfaatler’ bölümü kaldırılarak ülke menfaatlerinin gözetilmesi esası da yok sayıldı. Bu doğrultuda;

* Milli Menfaatler ibaresi yasa tasarısının sadece amaç maddesinde göstermelik olarak yer almış, ancak maddelerde kendine yer bulamadı.

* Petrol arama ve üretim faaliyetinde bulunmak için yapılan başvurunun değerlendirilmesinde mevcut yasanın temel kriteri olan “talebin milli menfaatlere uygun olması” ölçütü yasa tasarısından çıkarılarak; öncelikle ülke çıkarını gözetme anlayışı terk edildi.

* Yabancı devlet şirketlerinin petrol faaliyetinde bulunabilmeleri için uygulanan koşullar kaldırılarak, stratejik öneme sahip petrol arama ve üretim faaliyetinde yabancı devletlerin hakimiyetinin önü açıldı.

* Devlet adına petrol arama ve üretim faaliyetlerinde bulunma hak ve anlayışı terk edilmiştir. Böylece kamu kuruluşumuzun özelleştirilmesinin önü açıldı.

* Bir şirketin sahip olabileceği arama ruhsat sayısındaki kısıtlama kaldırılırken,  tek bir şirketin tekel oluşturabilecek şekilde tüm ülke kara ve deniz alanlarında hak sahibi olmasının riski ortaya çıkmış oldu.

* Yabancı şirketlerin ithal etmiş oldukları sermayelerini, Devlet hissesi hariç kurumlar ve gelir vergisinden muaf tutularak getirdikleri döviz cinsinden ve transfer tarihindeki kur üzerinden yurtdışına transfer etmelerine olanak sağlanmıştır. Bu düzenleme ile yabancı yatırımlar için sermaye ve kâr transferlerine önemli kolaylıklar getirilmiştir.

Petrol-İş: Tpao’nun Zayıflatılmasının Hiçbir Gerekçesi Olamaz

Petrol-İş Sendikası’nın konuya ilişkin eleştirilerinde, şu görüşlere yer verdi:

“Türk Petrol Kanunu ile yerli ve yabancı sermayenin sektörde önü açılmakla kalmayacak, kanunun yürürlüğe girmesi ile bazı ayrıcalıkları ve devlet adına faaliyet gösterme konumu ortadan kaldırılacak olan kamu kuruluşumuz TPAO’nun sektördeki öncü konumu zayıflayacaktır. Kanun TPAO’yu kolsuz ve kanatsız bırakacak, dikey entegre yapıya sahip dev petrol tekelleri ile denk olmayan koşullarda rekabet etmeye zorlayacaktır.

Dünya devletlerinin tümü, petrol sektörlerini güçlendirmek amacıyla, çoğunlukla kamu eliyle kurdukları petrol şirketlerini arama, sondaj, ham petrol üretimi, boru hatları ile taşıma, rafinaj, petrokimya, kimya, dağıtım, pazarlama, faaliyetlerini de içerecek biçimde dikey entegre bir yapıda oluşturmuşlardır. Bu doğrultuda, petrol sektöründe dünyada devlet şirketlerinin yükselişi devam etmektedir.

Ayrıca hükümet TPAO’nun özelleştirilmesi ile ilgili düşüncelerini kamuoyu ile açıkça paylaşmıştır. Kanunun ilgili komisyonda görüşülmeye başlandığı 19 Mart 2013 tarihinde çalışmalara katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TPAO’nun THY modeli ile özelleştirileceğini açıklamıştır. Bu açıklama, hükümetin TPAO’nun kamusal niteliğini ortadan kaldırma hedefinin itirafıdır ve Türk Petrol Kanunu’nun asıl amacını gözler önüne sermektedir. Akdeniz ve Irak başta olmak üzere ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada petrol ve doğalgaz kaynaklarının bir çatışma ve emperyalist rekabet konusu olduğu son günlerde bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir dönemde, petrol sektöründe yerli ve yabancı sermayenin menfaatleri için ulusal çıkarlara aykırı bir şekilde hazırlanan Türk Petrol Kanunu ile kamu kuruluşumuz TPAO’dan vazgeçilmesine izin verilmemelidir”