Memur Senʹden Yargıtayʹa tepki

Memur Senʹden Yargıtayʹa tepki
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yargının yargıya muhtırası niteliğindeki Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisi hakkında görüşlerini açıkladı.
Bir yıla yakın süreçte ve özellikle son zamanlarda, giderek artan bir biçimde demokrasi ve hukuk devleti olma ilkesiyle bağdaşmayan sistemli saldırılarla kamuoyunda gerginlik oluşturulmaya çalışıldığını söyleyen Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’nin bir demokrasi sınavından geçtiğini ileri sürdü.
Yargının bağımsızlığının çok önemli olduğunu, yargının bu konularda taraf olmaması ve uluslararası sözleşmelere uyması gerektiğini ifade eden Gündoğdu, yargının siyasi parti gibi davranarak görüş açıklayamayacağını, bildirinin üslubunun bir polemik üslubu olduğunu ve yüksek yargının da böyle bir üslup seçmesinin doğru olmadığını kaydetti.
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun beklenmedik bildirisinin, gerek zamanlaması, gerekse kullandığı dil nedeniyle dikkat çekici olduğunu vurgulayan Gündoğdu, bildiriyle hukukun hiçe sayıldığını, açıklamada halkın ve Meclis’in hedef alındığını söyledi.  
Anayasa’nın kuvvetler ayrılığını düzenleyen 7. maddesinin ihlal edildiğini, yargının yasama erkine müdahale etmeye çalıştığını dile getiren Gündoğdu, sözlerine şöyle devam etti: “Yargı bağımsızlığı, sadece yargı dışındaki kuvvetlere karşı değil, yargının kendi içinde de geçerlidir. Yargıtay Başkanlar Kuruluʹnun yayınladığı bildiri, şu anda Anayasa Mahkemesiʹnde görülmekte olan iki dava hakkında hüküm tesis ediyor. Anayasaʹnın 10. ve 42. maddeleriyle ilgili değişikliğe aleni bir şekilde karşı çıkıyor. İkinci olarak da Anayasa Mahkemesiʹnde görülen AK Partiʹnin kapatılması davasında, savcının hazırladığı iddianameyi bir bütün halinde savunarak adil ve tarafsız yargılama ilkesini ortadan kaldırıyor. Bildiri, iddianameye yönelik eleştirileri "akla, mantığa ve hukuka aykırı" ilan ederek, Anayasa Mahkemesiʹni iddianame doğrultusunda etki altına alıyor. Kapatma davası dolayısıyla Türkiye’nin demokrasi karnesinin zayıflamaya başladığı sırada, ‘Gerek duyulan hallerde yargının bağımsız ve tarafsız olamayacağı’ anlamına gelen bu bildiri, anayasanın ‘Kuvvetler ayrılığı’ ilkesine aykırı bir nitelik taşımaktadır. Savcılık taraftır, ama yargıçların üstelik Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun savcıdan yana taraf olması, adil ve tarafsız yargılama imkânının kalmadığı anlamına gelmektedir.
Yargının yürütme üzerinde baskı oluşturacak davranışların içerisine girmesi Anayasamıza, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı bir tutumdur. Türkiye’de yaşayan tüm vatandaşlarımız demokrasiye, cumhuriyetin temel değerlerine ve hukuka bağlılık konusunda dönüşü olmayan bir yoldadır ve buna herkesin destek vermesi gerekmektedir. Yeri geldiğinde halk iradesinin bile askıya alınabileceği anlayışına destek mahiyetindeki bu ‘yargının yargıya muhtırası’, milletimiz tarafından tüm anti-demokratik girişimlerde olduğu gibi yine ferasetle değerlendirilecektir.
Türkiye bir hukuk devletidir. Kuralları da bellidir. Bu kurallara başta hukukçular olmak üzere herkesin saygı duyması ve uyması gerekmektedir.
Geldiğimiz süreç itibariyle yetkili tüm kurumları ortamı germemeye, kutuplaştırıcı tavırlardan kaçınmaya, cumhuriyete ve demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyoruz. Türk milleti ve sivil toplum kuruluşları olarak tam demokrasi bütün kurumlarda yerleşinceye kadar kararlılıkla mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha kamuoyuna duyuruyoruz.”
Haber7