Soner Yalçın tahliye edildi
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, ʹʹOdatvʹʹ davası kapsamında tutuklu yargılanan gazeteci-yazar Soner Yalçınʹın oy çokluğuyla tahliyesine karar verdi. İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesiʹnde görülen duruşmada, sanık ve avukatlarınıntaleplerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı.
Buna göre mahkeme heyeti, tutuklu sanık Soner Yalçınʹın, ʹʹatılı suçun niteliği ile tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alındığında, tutuklama koruma tedbiri yerine diğer koruma tedbirlerinin uygulanmasının bu aşamada sanık için yeterli olacağını nazara alarakʹʹ tahliyesine karar verdi. Karar, oy çokluğuyla kabul edildi.
HER HAFTA İMZA ZORUNLULUĞU VAR
Mahkeme heyeti, Yalçın Küçük ve Hanefi Avcıʹnın tahliye taleplerini reddetti. Mahkeme Yalçınʹa yurt dışına çıkış yasağı getirirken her hafta imza atmazorunluluğu getirdi.
İşte Soner Yalçınʹın duruşmada yaptığı savunma
"BAŞBAKANʹI DİNLEYENLERİ BİLİYORUM"
Savunmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğanʹın ofisinde bulunduğu belirtilen böceklere değinen Soner Yalçın, dinlemeyi yapanları bildiğini iddia etti. Yalçın"Baksanıza Başbakan Erdoğan bile kendisinin dinlendiğini, ofislerinde dinleme cihazı böceklerin bulunduğunu açıkladı. Şimdi sıra bu böceği yerleştiren kötülük merkezini ortaya çıkarmaya geldi. Buradan açıklıyorum, biz bu tertipçileri biliyoruz. Yazdık. Ve 2 yıldır da bu mahkeme salonundan haykırıyoruz. Butertipçiler: Deniz Baykalʹa kaset komplosu yapanlardır. Bu tertipçiler: Bir değil, üç değil, beş-yedi değil 10 MHPʹliye kaset komplosu kuranlardır. Bu tertipçilerin kim olduğu bellidir.
"DEVLETİN İSTİHBARAT BİRİMLERİNE SIRTINI DAYAYAN GRUP"
Komplo yapacağı kişinin telefonunu dinleyecek, adım adım takip edecek, gizlice evlere girip kamerayı yerleştirecek, görüntüleri kaydedecek, montaj yapacak, yurtdışından internete sızdıracak ve hiç yakalanmayacak! Böylesine bir tertibi kim yapabilir? Sırtını devlete dayamadan; devletin istihbarat olanaklarına sahip olmadan bu tezgah kurulabilir mi, yapılabilir mi? Türkiyeʹnin merakla aradığı asıl derin devlet işte budur. Evet, biz bu tertipçileri biliyoruz; bunları yazdığımız için bize de komplo kurdular; bilgisayarlarımıza virüslü word dosyaları yükleyip bizi hapse attırdılar" diye konuştu.
"TÜBİTAK ELMAYLA ARMUDU BİLİNÇLİ KARIŞTIRIYOR"
"TÜBİTAK, elmayla-armutları bilinçli olarak karıştırıyor. Aslında tüm kafakarıştıran teknik çalışmasında bir önemli olguyu atlıyor. Davaya konu olan dokümanları Soner Yalçın yazıp bilgisayara vermiş olabilir derken, odokümanlarda ne yazdığını atlıyor. Bakın Soner Yalçınʹın yazmış olduğu iddia edilen "sy.doc"da ne yazıyor; "Soner Beyʹden gelen Silivriʹyi ne ölçüde takip ediyoruz isteklerine cevap verebiliyor muyuz?..." Ne yazık ki "Soner" adlı kullanıcı ismi herhangi bir bilgisayarda, bilgisayarı başlangıç seviyesinde bilen biri tarafından kolaylıkla yaratılabilir.
"NEDEN 2 YILDIR HAPİS YATIYORUM"
Nedense ODATV davasında poliste ve savcıda olan önyargı ve suçlu kabul etmeisteği, TÜBİTAKʹta da göze çarpıyor. Örneğin zararlı yazılımların gönderilme zamanıyla ilgili iki farklı değerlendirme bulunuyor. TÜBİTAK zorluyor ama tüm bunlara rağmen iddianameye konu olan dokümanların her 3 bilgisayarda da oluşturulmadığını söylüyor. Hatta işletim sistemi izleri ve dosya sistemi üst verilerinin bu kanaati daha da kuvvetlendirdiğini açıkça ifade ediyor. ODTÜ, Boğaziçi, YTÜʹden ve ABDʹden alınan bilirkişi raporları ayrıca TÜBİTAKʹın hazırlamış olduğu her iki raporda dokümanların ODATV çalışanları tarafından oluşturulmadığını ve sosyal mühendislik saldırısı yoluyla hedefle odaklı olarak gönderildiği teyid edilmektedir. Bilirkişiler bu konuda hem fikirdir. Peki gerçek buderece açık iken ben niye Silivri Cezaeviʹnde 2 yıldır hapis yatmaktayım?"