Üniversiteli Ferayın Ölümünde Kasten Öldürme İddiası
Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, sanık polis memuru Fatih Burak Aykul, maktulün ailesi ile tarafların avukatları katıldı. Hakkında ’kasten adam öldürme’ suçlamasıyla dava açılan Aykul, genç kızın ölümüne neden olan olayın, kazara meydana geldiğini öne sürdü. Duruşmada olay anını anlatan Aykul, Feray Şahin’in silah konusunda meraklı olduğunu ileri sürerek, “Olay günü birlikte evdeydik. Bir elimizle silahı ittirip, diğer elimizle kapmayı içeren silah kapma hareketini gösterdim. Sonrasında silaha şarjörünü takıp sehpaya koydum. Bir süre sonra silahı eline aldı ama panik yapmadım. Önce sağa sola sonra da bana yöneltti. Ben de aldığım eğitim gereği uygulama yaparak silahı elinde almaya çalışırken bir anda silah ortamıza düştü ve ateş aldı" dedi. Aykul, genç kızın kanlar içinde yerde kaldığını ve maktulün telefonundan 112 Acil Servis ekiplerine haber verdiğini söyledi. Sanığın avukatı da müvekkilinin olayda kastının olmadığını öne sürerek tahliyesini talep etti.
Maktul Feray Şahin’in avukatları ise sanığın çelişkili ve yalan ifade verdiğini ileri sürerek, “Sanığın söylediği gibi silahı elinde bulunduran kişi, bunu karşı tarafa yönelttiğinde, karşı tarafın da bu silahı almak için iddia ettiği gibi bir hareket yoktur. Eğer öyle olsa bile tarif ettiği o hareketle maktulün ya parmaklarının kırılması ya da merminin karşı tarafla alakası olmadan çok daha farklı yönlere gitmesi gerekirdi. Olay ayrıca sanığın anlattığı gibi ayakta değil, maktulün koltukta otururken vurulduğunu gösteriyor. Çünkü Feray’ın ölümüne sebep olan mermi, olay yerinde bulunan koltuğu delip duvara saplanıyor ve bu koltuğun üzerinde maktulün kan damlaları bulunmaktadır. Yine sanık, maktul vurulduğunda 112 Acil Servisi kendi telefonuyla değil de kızın telefonuyla aramış ve sanık o sırada kendi telefonuyla çeşitli aramalar yaparak başkalarıyla konuşmuş, bu durum HTS kayıtlarında tespit edilmiştir. Sanık olay yerine polisler gelmeden ve kapıya gelip zile basan komşulara kapıyı açmadan önce bu görüşmeleri yapıyor. Diğer önemli nokta ise sanık eğer o sırada 112’yi ararken dairenin kapısını açıp komşulardan yardım isteseydi belki de Feray’ın kurtulma şansı olurdu, ama kapıyı ısrarla çalan komşulara kapıyı bir müddet açmıyor” dediler.
Anne, kızının mezuniyet elbisesini gösterdi
Müşteki olarak dinlenen anne Aysel Şahin ise kızı ile birlikte satın aldıkları mezuniyet elbisesini mahkeme heyetine gösterip, "Kızım bu yıl mezun olacaktı ve bu elbiseyi mezuniyetinde giyecekti" diyerek gözyaşı döktü. Kızının üniversite son sınıf öğrencisi, aklı başında, bilinçli bir evlat olduğunu dile getiren anne Aysel Şahin, şöyle devam etti:
"Bu şahıs sadece kızımın değil bu ailedeki 4 kişinin de katili oldu, hayatımızı kararttı. Aile olarak bu şahsı ilk kez burada gördük, tanımıyoruz. Ne babası, ne ben, ne kardeşleri, ne akrabalar, ne okul arkadaşları, komşular hiç kimse tanımıyor. Böyle biri kızımın nasıl sevgilisi olabilir? Yalan söylüyor. Kızım asla evliği düşünen birisi değildi. Kızım okulu bitirdikten sonra yüksek lisansını yapacak, işini kurup hayırlı bir evlat olarak vatana, millete hizmet edecekti. Candan, insan sevgisiyle dolu biriydi. Bugüne kadar başımızı öne eğecek bir yanlışı olmadı. Bu şahıs yalan söylüyor. Kızıma şantaj yapmıştır, tehdit etmiştir. Kızım hiçbir erkeği değil yabancıyı evine asla almazdı. Kızım her şeyini benimle paylaşırdı. Olaydan yarım saat önce kızımla telefonla konuştum baskı altında, sanki biri silahı kafasına dayamış da konuşuyor gibi ürkek ve korkak bir ses tonu vardı, benimle çok kısa konuştu. Oysa kızım benimle hep neşeli, esprili şekilde uzunca konuşurdu. Ancak o sırada eve misafir geldiği için ’kızım seni sonra ararım’ dedim ve telefonu kapattım. Aradan 1 saat kadar bir zaman geçti, kızımın ölüm haberini aldık. O anda dünyalar başımıza yıkıldı."
Baba, sanığın en ağır şekilde cezalandırılması istedi
Baba Bekir Şahin de duruşmada zanlıyı ilk defa gördüklerini, aile olarak hiç tanımadıklarını belirterek, “Burada kendimi de öfkemi de zor tutuyorum. 23 yıl bin bir güçlüklerle büyütüp, üniversite son sınıfa kadar gelen kızım, hayatımızda hiç görrmediğimiz, tanımadığımız bu sanık tarafından öldürülmüştür. Polisin görevi bir başkasına ait meskene girip orada masum birini öldürmek mi? Bu nasıl bir cesaret, bu nasıl bir vahşet? Gencecik bir kızı öldürüp sonra da delilleri yok etmeyi iyi becermiş. Çünkü adli tıp ve kriminal laboratuarlardan gelen rapor ve sonuçlar, sanığın ifadesini yalanlıyor. Kızımızı tehdit ederek, şantaj yaparak, tuzak hazırlayıp kasten ve bilerek öldürmüştür. Sanıktan davacıyız ve en ağır şekilde indirimsiz olarak cezalandırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Apartman görevlisi ile 2 apartman sakininin tanık olarak dinlendiği duruşmada cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını, iddia ettiği silah alma şekline ilişkin bilirkişi raporu ve merminin seyrinin incelenmesi için olay yerinde keşif yapılmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, talepleri kabul ederek duruşmayı 18 Ocak tarihine erteledi.
Mersin’in merkez Mezitli ilçesinde 19 Eylül’de üniversite son sınıf öğrencisi Feray Şahin, evinde silahla vurularak hayatını kaybetmiş, olay yerine giden polis ekiplerince evde gözaltına alınan İstanbul kadrosunda görevli polis memuru Fatih Burak Aykul, sevk edildiği mahkemece tutuklanmıştı.