100. Yılında 19 Mayıs Ve Milli Mücadele Paneli Düzenlendi
Panele Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Muşmal, üniversite personeli ve çok sayıda öğrenci katıldı. Panelde ilk olarak Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Mercan söz alarak Milli Mücadele dönemindeki kırılma noktalarından söz etti.
“Milli duygularımızı diri tutmalıyız”
Prof. Dr. Mercan, bu vatanı bizlere bırakanları anmak ve milli duyguları diri tutmak için bu paneli düzenlediklerini hatırlatarak, “Milli Mücadele dönemi 1919-1923 yılları arasında uzun bir yolculuk. 19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal’in Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasındaki ilk adımıdır ve bu tarih Milli Mücadelenin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Milli Mücadelenin dönüm noktalarından bir diğeri Erzurum Kongresidir. Bu, Mustafa Kemal’in liderliğinin tescillendiği kongredir. Erzurum Kongresini sırasıyla teşkilatlanma bağlamında önemli olan Sivas Kongresi, fiilen Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında önemli bir eşik olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılması, Sakarya Savaşı ve son olarak da Lozan Antlaşması takip eder.” dedi.
“19 Mayıs 1919, Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir”
Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Erol Yüksel ise bir milletin yeniden doğuşunda fikri temellerin atıldığı dönem olan 30 Ekim 1918’den 19 Mayıs 1919’a kadar yaşanan gelişmelerden bahsetti. Dr. Öğr. Üyesi Yüksel, “19 Mayıs 1919, Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. Bu tarihte yakılan meşale Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına vesile olmuştur. 1. Dünya Savaşı sonrası imzalanan Mondros Mütarekesi birçok sorunu beraberinde getirdi. Mondros Mütarekesi, asırlardır Türk vatanı olan Anadolu’nun savunmasız olması anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla İtilaf Devletlerinin Türkleri Anadolu’dan çıkarmayı veya egemenlikleri altına almayı hedefledikleri temel politikalarının yani Doğu Sorunu’nu kökten çözme amaçlarının önünü açmışlardır. Mondros Mütarekesi, Sevr Antlaşması’nın ön koşullarını hazırlarken Doğu Sorunu’nun uygulanması için de fırsat yaratmıştır.” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Yüksel konuşmasının devamında Mütarekenin imzalanması ve yankıları, Mütarekenin uygulanması ve bu durum karşısında Türk milletinin tutumu, ayrıca 13 Kasım 1918’den 16 Mayıs 1919’a kadar Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul günleri hakkında detaylı açıklamalarda bulundu.
“Atatürk 19 Mayıs’ı doğum günü olarak kabul ediyor”
Panelde son olarak söz alan Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alaattin Uca da ‘Atatürk ve Gençlik’ konusunda açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Uca, “19 Mayıs bizim milli değerlerimizden, milli bayramlarımızdan birisidir. Hedefler hiçbir zaman tek yönlü gerçekleşmez. Millet olarak milli ve manevi değerleri birlikte yüceltme kanaatinde olmamız gerekir. Atatürk Nutuk’ta 19 Mayıs 1919 tarihinde Milli Mücadelenin başladığını ifade etmekte ve 19 Mayıs’ı doğum günü olarak kabul etmektedir. 1936 yılına kadar bayram olarak kutlanmayan 19 Mayıs, Atatürk’ün önerisi ile 1937’den itibaren bayram olarak kutlanmaya başlamış ve kendisi de iki yıl bu törene katılmıştır. “ dedi.
Doç. Dr. Uca konuşmasının devamında gençlik konusuna değinerek şunları söyledi: “Atatürk kadar hiçbir devlet büyüğü gençliğe değer verip güvenmemiştir. O, gençliğe güvendiğini ve iftihar ettiğini her fırsatta söylemiştir. Atatürk’e göre gençlik, milli şuura sahip olarak yetişmelidir. Atatürk gençliğe hitabesinde istiklal, istikbal ve cumhuriyet kavramları üzerinde çok durmakta ve şartlar ne kadar kötü olursa olsun üstesinden gelmeliyiz, demektedir.”