Abdnin Suriyede Ordu Kuracağı Açıklaması

Abdnin Suriyede Ordu Kuracağı Açıklaması
ABD’nin Suriye’de 30 bin kişiden oluşan ’Suriye Sınır Güvenlik Gücü’ kuracağı açıklamasını değerlendiren Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan Bozbaş, “30 bin PKK’lıyı legalize edilmiş bir ordu olarak değerlendirdiğimiz vakit onların elbette koruyacağı bir sınır çizilecektir. Bu tabiri caizse ikinci İsrail vakası olarak karşımızda duruyor” dedi.

“Aslında bu durumu yaklaşık 2 yıl süren Amerika’nın PKK/PYD politikasının son noktası olarak değerlendirebiliriz” şeklinde konuşan Yrd. Doç. Dr. Bozbaş, “Amerika bugüne kadar yaptığı açıklamalarda, bulunduğu faaliyetlerde PKK ve PYD’lilerin DEAŞ’a karşı verilen mücadele çerçevesinde silahlandırıldığını ve bu desteğin de bununla sınırlı kalacağını dile getiriyordu. Bu bile kendi özünde sıkıntılı bir durumken, bugün yaptığı açıklamayla 30 bin kişilik bir ordu oluşturacağını ve bununla sınır güvenliğini korumakla tanımladığını belirtmektedir. Burada aslında birkaç soru var: Öncelikle hangi sınırdan bahsediyoruz. Eğer bunlar Türkiye’de yaşayan Kürt halkı ise bunların herhangi bir sınır güvenliğinden bahsetmemiz mümkün değil. Öteki taraftan Türkiye sınırı diye düşünürsek Türkiye zaten kendi sınırını koruyor. Türkiye’nin orada sınırında muhatap olduğu güç hukuki olarak hala Suriye Devletidir” şeklinde konuştu.

“İkinci İsrail vakası olarak karşımızda duruyor”

Bozbaş şöyle devam etti: “Amerika’nın aslında bugüne kadar 2,5 yıldır bizlerin analizlerde dile getirdiğimiz, burada PKK’yı devletleştiriyor söylemlerini destekliyor, hatta bunun ayyuka çıktığı bir an olarak değerlendirebiliriz. Burada tabii ciddi tehlikeli durumlar ortaya çıkacaktır. Bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştirecektir. Nitekim baktığımız zaman 30 bin PKK’lıyı legalize edilmiş bir ordu olarak değerlendirdiğimiz vakit onların elbette koruyacağı bir sınır çizilecektir ve bu sınır üzerinden de gerek Türkiye, gerek Suriye, gerekse bölge içerisinde çok ciddi istikrarsızlıkları da doğuracaktır. Bu tabiri caizse ikinci İsrail vakası olarak karşımızda duruyor. Yani 1948 ve 2018’i düşündüğümüz zaman 70 yıl sonra ikinci İsrail vakası bölgede tabiri caizse bizim kendi alanımızda yeni bir devlet kuruluyor. Elbette bizler de buna sessiz kalamayız.”

"Aba altından sopa göstermektir"

Türkiye açısından değerlendirildiğinde, Türkiye’nin Afrin’de bir operasyon düşündüğü bir anda veya operasyonu dillendirdiği anda bunun bu kadar net bir şekilde ifade ediliyor olmasının aslında aba altından sopa göstermek olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Bozbaş, “Yani Türkiye’ye sen oraya bulaşma biz oranın hamisi veyahutta oradaki sizin operasyon yapacağınız bölgenin hamisi biziz diyor. Nitekim hatırlayın Fırat Kalkanı operasyonu bittikten sonra ve Fırat Kalkanı operasyonu esnasında Menbic’teki PKK’nın askeri varlığına Türkiye müdahil olmak istediğinde yine Amerika kendi gönderdiği silahlarla Amerikan bayrağı çektirerek o bölgelerde Amerika bayrağını kullandırarak adeta bir kalkan görevi, bir şemsiye görevi üstlenmişti. Türkiye’nin belki ileriki aşamasında Menbic’i hedef alacağı pozisyonda Afrin’e yapacağı bir operasyonda Amerika yine bu şekilde bir silahlandırma, koruma, ordu söylemleriyle beraber aslında Türkiye’ye, ’Oraya giremezsin, burası şu anda benim silahlandırmaya veya benim yönettiğim bir alan olarak ortaya çıkıyor’ demektedir” ifadelerini kullandı.

“Buradaki en büyük sıkıntı Amerika”

Amerika’nın PKK/PYD üzerinden hakimiyetini güçlendiriyor olmasından Rusya’nın ciddi rahatsız olduğunu söyleyen Necmettin Erbakan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bozbaş, “Bu sebeple geçen ay Rusya Afrin’den kendi askerlerini ve kendine bağlı birlikleri çektiğini deklare etti. Bu Cumhurbaşkanımızın Putin’le yapmış olduğu görüşmeden sonra deklare edilmişti. Bu anlamda aslında Türkiye’nin Afrin’e yapacağı operasyona da yeşil ışık yakmıştı kendisi açısından. Suriye rejiminin de çok büyük bir ihtimalle bizim Afrin’e yapacağımız operasyonda sessiz kalacağını, oradaki kendisinden bağımsız ortaya çıkan kantonu veya devleti veyahut da devlet özerk anlayışıyla bir devletin olmamasını istediği için Türkiye’nin orada yapacağı operasyonu veya PKK/PYD’ye karşı vereceği mücadeleyi de destekleyeceğini düşünüyorum. Buradaki en büyük sıkıntı Amerika. Bölgede kendisine bağlı özerk bir PKK üzerinden tanımlanmış bir Kürt devletiyle kendi çıkarlarını konsolide etmeye çalıştığını görmekteyiz” şeklinde konuştu.