Aşut: “Sınavlara Değil, Eğitimin İçeriğine Odaklanmalıyız”

Aşut: “Sınavlara Değil, Eğitimin İçeriğine Odaklanmalıyız”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye’nin adı sürekli değişen sınav tartışmalarıyla zaman kaybettiğini belirterek, “Ülke olarak tek gerçek zenginliğimiz olan insan kaynağımızı nitelikli, kaliteli, ülkeye değer katan bir hale getirmek istiyorsak, sınav tartışmalarından çok müfredata, verilen eğitimin içeriğine odaklanmalıyız” dedi.

MTSO Başkanı Aşut, yazılı bir açıklama yaparak, Türkiye’nin eğitimde izlemesi gereken yola dikkat çekti. Bazı kavramlara zaman zaman aşırı anlamlar yüklendiğini, hatta kutsallaştırıldığını, o aşamadan sonra içi boşalsa da o kavramın bir kurtarıcı gibi hayatın merkezine yerleşse de aslında bir işe yaramadığını dile getiren Aşut, o kavramlardan birinin de eğitim kavramı olduğunu vurguladı.

“Eğitim kavramı kutsal bir inek değildir”

Eğitim kavramına yüklenen anlam ve öneme dikkat çeken Aşut, “Eğitim kavramına o kadar çok anlam ve önem yükledik ki, artık içeriğine bakmadan, nasıl bir eğitim olduğunu önemsemeden eğitimden bizi kurtarmasını, toplumun her derdine derman olmasını, ekonomide bizi zenginleştirmesini bekliyoruz. Eğitim kavramı kutsal bir inek değildir. Eğitim bir kabuk, içeriği ise özüdür. Biz özü unuttuk kabuğu ile avunmaya çalışıyoruz. Sonuçta dogmatik, tek taraflı verilen eğitimler de bir eğitimdir. Ama bir işe yarıyor mu? Neden birçok fakir ve gelişmemiş Müslüman ülkede eğitim olmasına rağmen, bu eğitim bir işe yaramıyor? Ya da bir teröristi de yapacağı eylemlerle ilgili eğitebilirsiniz. Sonuçlarını düşünmeden ezberler, öğrenir ve yapar. Sonuçta eğitim sadece bir bilgi aktarımıdır. Önemli olan ‘nasıl bir eğitim’ sorusunu sormaktır” ifadelerini kullandı.

Eğitim kavramının tek başına kutsal inek ve tek başına çözüm olmadığının altını çizen Aşut, içinde pozitif bilim, içinde karşıt düşünceler, içinde analitik ve eleştirel düşünce olmayan, sorgulamayan ve dahası evrensel ahlak değerleri olmayan bir eğitimin, bir kurtarıcı, toplumları yücelten, ülkeleri zenginleştiren, insanlığı geliştiren bir şey olamayacağını kaydetti. Aşut, “ Hele hele içinde müzik, resim, edebiyat gibi kültür ve sanat unsurları olmayan, yani hayal, düşünme ve soyut düşünebilme gücü olmayan bir eğitim, sadece bir kuru kabuktan ve kendimizi oyalamaktan ibarettir, yararı yerine zararı daha büyüktür” dedi.

“Sınavlara değil, eğitimin içeriğine odaklanmalıyız”

Türkiye’nin, adı sürekli değişen sınav tartışmalarıyla zaman kaybettiğini savunan Aşut, şunları kaydetti: “Eğer ülke olarak tek gerçek zenginliğimiz olan insan kaynağımızı nitelikli, kaliteli, ülkeye değer katan bir hale getirmek istiyorsak, sınav tartışmalarından çok müfredata, verilen eğitimin içeriğine odaklanmalıyız. Gelişmiş dünya artık tek taraflı anlatılan ders kavramından çok proje bazlı ekip çalışmalarına, yaratıcılığı, analitik düşünme gücünü arttıran bir müfredata ve uygulamalara yönelirken, teoriden çok uygulamalı ve üreterek öğrenme kavramları yükselirken, dört duvar sınıf yerine atölye tarzı üretim metotları artarken, biz adı sürekli değişen sınav tartışmaları ile zaman kaybediyoruz.”

Gelişmiş dünyanın, bilim ve mühendislik eğitimlerini ilk öğretime entegre edecek bir müfredat oluşturduğuna dikkat çeken Aşut, dünyanın artık Sanayi 4.0 denen bir devrime doğru koştuğunu vurguladı. Bu devrimin sadece endüstri ile sınırlı olmadığını belirten Aşut, “İşin içinde Eğitim 4.0, Sağlık 4.0, Tarım 4.0, Turizm 4.0, Lojistik 4.0 var. Yani hayatımızın her alanında eğitimden üretime artık dijitalleşme, robotik teknolojiler, akıllı cihazlar, yapay zeka ile çalışan aletler, bulut teknolojileri hakim olacak. Nesnelerin interneti ve robot-insan veya robot-robot iletişimin olduğu bir yaşam bizi bekliyor. Bugün liseye başlayan çocuklarımızın 10 yıl sonra ne iş yapacaklarını bilemiyoruz, çünkü teknoloji o kadar hızla değişiyor ve yeni meslekler yaratıyor ki. Bugün ilkokula başlayan çocuklarımızın gelecekte nasıl bir mesleğe sahip olacaklarını bırakın bilmeyi tahmin bile edemiyoruz. Bildiğimiz şey 20 yıl sonra bugün var olan mesleklerin yarısının olmayacağı ve henüz bilmediğimiz yeni yüzlerce mesleğin ortaya çıkacağı. O halde, biz insanımızı neye ve hangi hedefe göre yetiştiriyoruz? İşte bundan dolayı eğitimde Endüstri 4.0, multi-disiplin denilen birden fazla farklı disiplinde eğitim almış esnek insan kaynağı diyoruz”

“Bu bir var olma meselesi”

MTSO’nun, bundan dolayı eğitim projelerine bu kadar önem verdiğinin altını çizen Aşut, bu çerçevede, ‘MTSO Endüstri 4.0 Eğitim Ve Uygulama Merkezi Projesi’ni Bakanlığa gönderdikleri bilgisini verdi. Bu projeyi Endüstri Bölgeleri Projesi ile entegre ederek, Endüstri 4.0’ın gerektirdiği yeni eğitim içeriğinde rol model olmak istediklerini dile getiren Aşut, “Aksi halde dünyanın ilk 10 ekonomisi hedefi imkansız olur. Hatta var olan yerimizi korumak bile mümkün olmaz. Bu bir var olma meselesidir. Bu bir ulusal güvenlik meselesidir ve bu yeni eğitim vizyonu bu ruhla ve bu ciddiyetle ele alınmalıdır. Konu sadece sanayi veya üç beş sektör değildir. Konu geleceğimizdir” ifadelerini kullandı.

Endüstri 4.0’ın, robotik teknolojileri öne çıkartarak, yapay zeka ve nesnelerin interneti ile insana ihtiyaç duyulmayan bir dünya sunsa da insanı ortadan kaldırmadığına, iş tanımını değiştirdiğine işaret eden Aşut, “Bundan dolayı vereceğimiz eğitim bu insanı yaratmaya odaklı olmalıdır. Mavi yakalı ortadan kalkmayacak, sadece iş tanımı değişecek. Beyaz yakalı yok olmayacak, iş tanımı ve iş yapış şekli değişecek. Yeni meslekler ortaya çıkacak. Hazır olmamız gereken şey aslında budur. Yoksa konu birkaç sektörde yüksek teknolojili bir üretimle 5 kuruş daha fazla kazanmakla sınırlı değil. Konu sadece birkaç simülasyon yatırımı değil. Beklentimiz çok daha büyüktür. Bu devrim ve bu proje böyle algılanmalıdır. Elbette bunun için ciddi bütçeler gerekmektedir. Bu konuyu kavramayanlar için bu bütçeler büyük gelebilir ama konu geleceğimizdir, varlığımızdır. Bugün hazır olmazsak yarın değil, bu teknoloji hızı ile bir saat sonrası bile çok geç olacaktır. Biz MTSO olarak gerekirse öz kaynaklarımızla bu işin peşindeyiz, projelerimizin takibindeyiz. Bu değişimin inşallah ülkemizde yine öncüsü olacağız” dedi.