Çiftçide Mutabakat Tam, Recep Konuk İle Devam
Ülke tarımı ve tarıma dayalı sanayinin gelişmesinde, çiftçilerin bilgi ve gelir seviyesinin yükseltilmesinde, Türkiye’nin ihtiyacı olan hammaddenin dışa bağımlı olmadan karşılanabilmesinde, üretimin sürdürülebilir hale getirilmesinde, refah ve kalkınmanın artırılmasında önemli bir misyon üstlenen Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nin 65. Seçimli Olağan Genel Kurulu, yoğun bir katılımla, Konya Şeker Merkez Kampüsünde gerçekleştirildi.
Kooperatif gündeminin yanı sıra tarım sektörünün geleceğinin de konuşulduğu Genel Kurula binlerce üretici, çok sayıda belediye başkanı ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Genel Kurul, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Gündem ve divanın teşekkülü ile devam eden Genel Kurulda, tüm gündem maddeleri oy birliği ile kabul edildi. Genel Kurul’da çok sayıda siyasi ve sivil toplum kuruluşu ile iş dünyasından mesaj gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın gönderdikleri mesajlar okundu.
Salonda iki defa okunan ve üreticilerden yoğun alkış alan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mesajında, “SS. Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinin 65. Olağan Genel Kuruluna davetiniz için teşekkür ediyorum. Ülkemizde Şeker Sanayiine Hammadde sağlanması, üretimde verimliliğin artırılması, üyelerinin haklarının korunması, ülkemizin tarımsal kalkınma hedeflerine ulaşması hususlarında önemli görev üstlenen Pankobirlik’e bağlı kooperatifiniz bünyesindeki çalışmalarında başarılar diliyorum.Genel Kurul Toplantısının hayırlı olmasını temenni ediyor, Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinin 46.353 ortağını ve tüm Konya çiftçisini en kalbi duygularımla selamlıyorum” ifadeleri yer aldı.
Başbakan Binali Yıldırım ise mesajında, “Değerli Genel Kurul Üyeleri ve kıymetli çiftçiler, sizler Konya Ovasının verimli topraklarının ürünlerini, alın teriniz ve sabrınızla, ülkemizin her bir hanesine ulaştırıyorsunuz. Ürettiğiniz pancarlar şekere dönüşerek milletimizin ağzını, gönlünü tatlandırıyor, ayrıca kooperatifiniz faaliyetleriyle çiftçiler arasındaki dayanışma, tecrübe paylaşımı, mesleki paylaşım, verimlilik ve kazanç yükseltme çalışmalarının varlığıyla da ülkemizin kalkınmasına büyük katkıda bulunuyorsunuz. Cumhuriyetimizin 100. Yılına yaklaşırken, vizyonumuzu oluşturan 2023 hedeflerimizden biri de dışa bağımlığını asgari ölçüde tutan bir ekonomik yapıyı tesis etmektir. Sizler, tarlalarınıza ektiğiniz her tohumla, suladığınız her karış toprağınızla ve emeğinizle; bu yüksek ideale katkı sağlıyorsunuz. Biz de hükümet olarak, dün olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği vereceğiz. Bu vesileyle kurulduğu 1952’den bu yana, Konya tarımına, dolayısıyla ülkemize hizmet eden güzide kurumunuzun 65. Olağan Genel Kurulunun; iliniz, memleketimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Geçmişten bugüne Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi’nde görev yapan, Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Üyelerimize, çiftçi kardeşlerime hürmetlerimi, muhabbetlerimi yolluyorum” dedi.
Mesajların okunması ve gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından kürsüye gelen AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik Genel Başkanı Recep Konuk konuşmasına Genel Kurula yoğun katılım için üreticilere teşekkür ederek başladı. Genel Başkan Recep Konuk, Genel Kurul’da aday olmama yönünde verdiği karar sonrası yaşanan süreci ve tekrar aday olmasının nedenlerini anlattı. Türkiye’nin alışık olmadığı şekilde makamdan kendi isteği ile ayrılmak yönündeki iradesini üreticilerle paylaştığını söyleyen Başkan Recep Konuk, buna üreticinin rıza göstermediğini söyledi. Çeşitli senaryoların üretildiğini, gerçekle ilgisi olmayan dedikodu ve tezviratlar yapıldığını hatırlatan Başkan Konuk, bunları önemsemediğini, yeniden aday olma kararında asli etkenin ise üreticide oluşan endişe olduğunu belirtti. Süreçte bazı üreticilerle yaşadığı diyaloglara da değinen Başkan Recep Konuk, bir üreticinin patates ekmek için kiraladığı tarlayı geri iade ettiğini anlattığını, bir üreticinin aldığı traktörü geri verdiğini söylediğini belirterek, kurumun ve çiftçilerin kazanımlarına yönelik karanlık hesapların ayyuka çıkmasının da kendisini endişelendirdiğini ifade etti. Başkan Konuk, Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan’ın da ülkenin hayrı için büyük işler yapan Konya Şeker’in gelecekte herhangi bir riskle karşı karşıya kalması durumunda bunun vebalinin taşınamayacağına dair uyarıları üzerine tekrar aday olmaya karar verdiğini hatırlattı. 18 yıldır Konya Pancar Ekicileri Kooperatifinde emanetin hakkını vererek taşımaya çalıştığını söyleyen Başkan Recep Konuk, Çumra Belediye Başkanlığı görevini yürütürken de 3 yıl boyunca gece gündüz Çumra Şeker projesini hazırlamak, izin ve ruhsatları çıkarmak için çalıştığını, toplamda 21 yıldır kuruma ve çiftçiye hizmet ettiğini, ömrünün yaklaşık üçte birini üreticiye vakfettiğini söyledi.
“Konya’nın köyleri Anadolu coğrafyasında en az göç veren köylerdir”
“18 yıldır emanetinizi taşıyorum. Gurbete gidip gelmiş, bir sılanın bir de pancar tarlasının hasretine dayanamadığı için gurbetten dönmüş biri olarak bana 18 yıl önce emaneti teslim ettiğinizde insanların doğduğu yerde doyması için çalışacağıma söz verdim” diyerek konuşmasını sürdüren Genel Başkan Recep Konuk, “Bu sözümü tutmanın, Rabbimin bu sözü tutmayı nasip etmesinin bahtiyarlığını yaşıyorum. Bugün Konya’nın köyleri Anadolu coğrafyasında iş güç kaygısıyla en az göç veren köylerdir. Dolayısıyla Konya’nın köyleri Anadolu’da en az, evlat, eş, dost, akraba hasreti çeken köylerdir. Bunda Konya Şeker’in yaptığı yatırımlarla hem doğrudan istihdam imkanını arttırmasının hem de tarlaya iş bulmasının etkisi büyüktür. Bugün Konya Şeker yaptığı yatırımlarla 18 yıl öncesine göre ilave 9.000 civarında doğrudan istihdam imkânı sağlamasaydı Konya’nın ekseriyetle köy ve ilçelerindeki 9 bin aile iş için gurbete çıkan 9.000 evladının hasretini çekecekti. 9.000 evlat da sıla hasreti çekecekti. Konya Şeker, yaptığı yatırımlarla pancarın yanına patatesi, ayçiçeğini, mısırı, buğdayı, arpayı, kanolayı, üzümü elmayı da alacak, hayvancılığı büyütecek yatırımları yapmasaydı belki de yüzlerce, binlerce aile köyünden ya Konya’ya ya da başka illere ekmek derdiyle göçecek, köydeki komşuları, akrabaları, eş dost hasreti çekecekti. Biz yaptığımız yatırımlarla sadece bir ekonomi inşa etmedik, sosyal dokuyu da koruduk, aile birliğini de koruduk. Bu bir iddia meselesidir. Bu bir kararlılığın sonucudur. Başlarken dedik şimdi de daha kuvvetli söylüyoruz, bizim insanımız bereketli toprakların fukara bekçisi olmayacak, doğduğu yerde doyacak, doymakla da kalmayacak refaha, zenginliğe kavuşacak” dedi.
“Türk çiftçisine yakışanı yapmak da Konya çiftçisine yaraşır”
Türkiye’nin 28 Milyon hektarlık tarım arazisiyle dünyada tarım arazisi varlığı bakımından 13’üncü sırada olduğunu ifade eden Başkan Recep Konuk, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ancak gerek iklim koşulları gerekse üretimde çeşitliliğe imkan veren her ürünü verimli şekilde üretebileceğimiz arazi zenginliği, rakım çeşitliliği, güneşlenme süreleri gibi avantajların yanı sıra tecrübeli ve nitelikli tarım nüfusuyla tarımsal üretim açısından arazi varlığımıza göre dünyada ilk sıraları zorlayacak avantajlara sahibiz. Nüfusu gittikçe artan ve 2050 yılında 10 Milyara dayanması beklenen dünyamızda bu 10 Milyar nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için önümüzdeki 33 yılda tarımsal üretimin en azından yarı yarıya arttırılabilmesi gerekiyor. Yani, tarımda söz sahibi ülkelerin önünde bir fırsat varsa bizim gibi henüz potansiyelini tam olarak harekete geçirememiş ülkeler için iki fırsat var.
Tarımsal üretimde gelişmiş ülkeler üretimlerini arttırabilir mi? Arttırabilir. Daha verimli tohumlar üretir, yeni tarım teknikleri geliştirip bir nebze arttırıp büyüyecek bu ticaretteki payları muhafaza edebilir, biraz da arttırabilirler. Ancak biz hem üretimimizi yeniliklerle arttırarak hem de potansiyelimizin tamamını devreye sokarak büyüyecek bu ticaretten onlara göre çok daha fazla pay alabiliriz. Bunun için hükümetimiz 15 yıldır kesintisiz bir gayret gösteriyor. Köyden göçün teşvik edildiği yıllarda bilerek veya bilmeyerek ihmal edilen tarımsal altyapıdaki eksiklikleri gidermek için imkanlarını seferber ediyor. 70’li yıllarda ilk kazma vurulup 30-35 yıl sürüncemede bırakılan sulu tarımın merkezde olduğu kalkınma projelerine 30-35 yıl boyunca akıtılmayan kaynakları 2-3 yılı 1’e düşürerek ayırıyor. KOP gibi, GAP gibi, DAP gibi tabiri caizse ardiyeye terk edilmiş kalkınma motorlarını ardiyeden çıkarıp tekrar bu katarın lokomotifine monte etmeye çalışıyor. Niye; Konya çiftçisi, Karaman, Niğde, Aksaray, Urfa, Antep çiftçisi daha çok üretebilsin diye. O projeler bitmediği, bitme yoluna giremediği için gündeme bile gelemeyen yeni projeleri şimdi değerlendiriyor, değerlendirebiliyor. Yani Mavi Tüneli tamamlayacak, Mavi Tünelin yetemeyeceği yerlere de suyun yetişmesini sağlayacak projeleri gündemine alabiliyor. Özetle eskinin yükleri hafifledikçe yerine yeni yükler taşımaya başlayabiliyor. 50-60 yıldır konuşulan ama bir arpa boyu yol alınamayan arazi toplulaştırmasında özle söz bir olunca, yani samimi olunca 40 yılda alınan mesafeyi 14-15 yıla sığdırabiliyor. Bu sektöre, hem bir inancın hem de verilen önemin göstergesidir, aynı zamanda da geleceğin dünyasında Türkiye’nin tarım ve gıda sektörüyle güçlü bir konumda yer alma isteğinin, arzusunun teyididir. Hedef belli. Türkiye tarım sektörü dünyada ilk beş içinde yer alacak. Tarımsal hasılasını 150 milyar dolara çıkaracak. Bu hedefe ulaşmak için yapılacak işlerde devletin rolü belli. Devlet altyapı eksikliklerini giderecek. Nitekim gideriyor. Yapısal problemlere çözüm bulacak. Arazi toplulaştırması, tarım arazilerinin miras yoluyla bölünememesi, havza bazlı üretim modeli, üretim destekleri ile bu yapısal problemlere de çözüm buluyor. Sektördeki başka aktörlerin de bu hedefe ulaşmak için sorumluluğu, vazifesi, üstleneceği rol yok mu? Var, hem de çok. Bu işte üniversitenin de mesuliyetleri var, sanayicinin de yapması gerekenler var, çiftçinin de yapması gerekenler var, çiftçi kuruluşlarının da. Buna birilerinin masanın bu tarafındaki, yani tarımsal üretim tarafındaki birilerinin lokomotiflik yapması gerekiyor. Türkiye’de bu role hazır olan, ülke tarımına masanın bu tarafından yani tarımsal üretim tarafından lokomotiflik yapabileceğini ispatlamış en önemli kurum Konya Şeker’dir, Konya üreticisidir. Türkiye bu hedeflerine ulaşacaksa başrollerden biri bu kurumun olacak, başrollerden birinde bu kurum ve Konya çiftçisi olacak. Hepiniz biliyorsunuz, ben bir karar verdim. Dedim ki, bu dönem aday olmayacağım. Bu kararımın sebebini de açık yüreklilikle ifade ettim. Sağlığımda da bu kurumun bensiz de işlediğini görmek istiyorum dedim. Ve ekledim, insanlar fani kurumlar baki diye. Ben bu kararımı açıkladıktan sonra yaşananları tek tek anlatmayacağım. Çünkü yaşananlar ve üfürülen dedikodular nedeniyle bu kurumun bünyesinde yara açmak isteyenlerin değirmenine su taşıyacak değilim. Sadece şunu söyleyeceğim, gördüm ki bana kurumu yönetme konusunda rıza gösterenler ayrılma konusunda rıza göstermiyorlar.
Kurumun bekçiliğinden emekli olma isteğime çiftçinin geleceği için emek sarf etmeye devam et talebiyle karşılık veriyorlar. Ben bu güne kadar sizin rızanız hilafına hiç adım atmadım. Konya çiftçisi ne diyorsa o. Çiftçinin yani sizin sözünüzün üstüne söz olmaz."
“Çiftçinin ne yapabileceğini neleri başarabileceğini gelin Konya’da görün”
“Konya’nın dört bir tarafından sabah yola çıktınız ve Genel Kurulumuzu yapmak üzere bu salonda toplandınız. Kiminizin yolu uzun, kiminizin kısaydı. 18 yıl önce geçtiğiniz yollarda Konya Şeker’e ait bir iz, bir tesis, bir fabrika görüyor muydunuz?” şeklinde konuşmasını sürdüren Başkan Konuk, “Şimdi Kulu’dan yola çıkan bir kardeşim önce ağaçları görüyor. Kendi üretimini korumak için diktiği, doğal iklimleme ile tarladaki üretimini sürdürebilmesinin teminatı olan ve olacak ağaçları görüyor. Sonra Cihanbeyli’deki Panplast Tesislerini. Sonra daha çok ayçiçeği üretmesini sağlayan Hamyağ Fabrikasını. Hemen yanındaki Tohum Üretim ve İşleme Tesisini. Konya Şeker Fabrikası’nın kapısından girmeden hemen önce de kendi ürettiği ürünlerin satıldığı ve İstanbul’daki, Ankara’daki, İzmir’deki tüketimden hatta ve hatta Moskova’da, Londra’da, Berlin’de, Bosna’da, Trablus’ta, Paris’te, New York’ta harcanan paradan pay almasını sağlayan ürünlerin satıldığı Doğrudan Marketlerini arkasına alıp fabrikanın kapısından içeri adım atıyor. Seydişehir’den, Beyşehir’den, Çumra’dan, Cihanbeyli’den, Altınekin’den nereden gelirseniz gelin bu şehrin yollarında mutlaka ama mutlaka sizin yaptığınız bir eser, bu ovaya diktiğiniz bir nişane var. Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun herhangi bir marketten içeri adım attığınızda mutlaka sizin ürettikleriniz var. Türkiye’nin yollarında vızır vızır işleyen arabalarının deposunda sizin pancar benzininizden var" diye konuştu.
"Panagro olduğu için sütün fiyatı düşmedi"
Çiftçilere “buğdayın fiyatı düştü diye ekmeğin, makarnanın, bisküvinin, kekin fiyatının düştüğünü gördünüz mü? diye, soran Başkan Recep Konuk, “Üreticinin malının fiyatı ne zaman düşmez, üretici kendi ürününü işleyecek tesislere sahip olursa, ürünün değeri düşmez” dedi. Panagro’nun günlük 860 ton süt işlediğini söyleyen Başkan Recep Konuk, Panagro olduğu için sütün fiyatının düşmediğini belirtti. Geçmişte sütün kanallara döküldüğünü hatırlatan Konuk, Et-Süt entegre tesisleriyle sütün değerini bulduğunu çiftçinin beside celebin elinden kurtulduğunu vurguladı. Konya Şeker’e Hamyağ Fabrikası kurulmadan önce Konya’da 40- 50 bin ton ayçiçeği üretildiğini söyleyen Başkan Recep Konuk, bu sene 400 bin ton ayçiçeği rekoltesinin olacağını belirtti. Üreticinin ayçiçeği fiyatını açıklamasını beklediğini söyleyen Başkan Konuk, “o işin en kolay yanı, Konya Şeker olarak 100 bin ton civarında ayçiçeği alacağız. Konya’da 400 bin ton üretim olacak, biz geri kalan 300 bin tonu da düşünerek, Konya’daki ayçiçeği üreticisini korumak zorundayız. Biz hızlı bir alım yapıp, alımı kapatırsak, o 300 bin tonun üstüne konarlar, üreticinin üstüne çökerler. İthalat baronları çiftçiyi ayçiçeği üretemez hale getirir. Biz bize ayçiçeği veren kadar, bize vermeyenleri de düşünmek zorundayız. Çünkü biz Konya’da 400 bin ton olan üretimin 500 bin ton, 1 milyon ton, 4 milyon ton olmasını istiyoruz. Ayçiçeği bu bölge için önemli bir ürün. Ovanın su sıkıntısı var, Ovada bugün çok mısır ekiliyor ama bu su daha da azalırsa bu kadar çok ekilemeyecek. Çiftçi mısıra 10 su veriyor, ayçiçeğini ise 3, 4 su ile alıyor. Bu ovanın geleceği açısından da ayçiçeği önemli O nedenle üretici bugün ayçiçeğinden kazanamazsa yarın ekmez. Biz kademeli alım yaparak fiyatları regüle ediyor, çiftçi lehine dengede tutuyoruz. Ben peşinen şunu söyledim, üreticimiz, biraz sabretsin bu işten onlar karlı çıkacak, dedim. Bir şey daha dedim, Konya’daki ayçiçeği üreticisinin eline, büyük miktarda ayçiçeği alımı yapan hiçbir kuruma, hiçbir şirkete ayçiçeği veren diğer bölgelerdeki çiftçilerin eline geçenden daha az para geçmeyecek” şeklinde konuştu.
“Konya şeker batmıyor; ama yaptıklarımız birilerine batıyor”
“Yoklukla mertlik olmaz” diyen Başkan Recep Konuk, Konya Şeker’in kendi başkanlığı döneminde 3.8 milyar yatırım yaptığını ve Torku’nun marka değerinin 720 milyon dolar olduğunu söyledi. 2003 yılında Çumra Şeker’in temelini attığından beri her yıl Konya Şeker batıyor söylentilerinin çıkarıldığını ifade eden Konuk, “Her yatırımda bu iddia ısıtılıp, ısıtılıp piyasaya sürülüyor. Bu sene 3 tane yatırım yapıldı. Un Fabrikası, Meyve Suyu Üretim Tesisi, Bulgur Fabrikası Batan bir kurum nasıl yatırım yapar. Biz her yeni üretim alanına girdikçe birilerinin ayağına bastıkça, ayağına bastıklarımız, batıyor, yalanına sarıldı. Konya Şeker batmıyor ama yaptıklarımız birilerine batıyor” dedi.
Kendisinin gençlik döneminde, ülkenin gençlerinin sağ sol diye bölündüğünü, gençlerin birbirlerini vurduğunu hatırlatan Konuk, “Her iki tarafta kendi samimi inancı, ideolojisi için birbirini vuruyordu. O dönemde bir başkent için, Türkün bayrağını dikeceğiz, diye çok slogan attım. O iddiaydı ama bugün o bayrağı Torku markasıyla o başkentteki marketlere de, başka ülkelere de diktik” dedi.
Konya Şeker’in kurduğu Gıda ve Tarım Üniversitesi hakkında da üreticileri bilgilendiren Başkan Recep Konuk, “tarım sektörü olarak, dışarıya en çok parayı tohum için ödüyoruz, Fabrika kurarak tohum üretemezsiniz, tohumu bilgiyi üretirseniz üretebilirsiniz. Bu sene 700 çeşit buğday tohumu üzerinde çalışma başlattık. Kim yapıyor bunu? Üniversite. Bu çalışmalar çeşitlenecek ve bu kuruma, çiftçimize, ülkemiz tarımına katkı vermeye başlayacak“ diye konuştu.
Konya Şeker’in çiftçinin malı olduğunu söyleyen Başkan Recep Konuk, üreticiden malına mülküne sahip çıkmasını istedi. Türkiye’de geçmişte başarılı kooperatif örnekleri olduğunu, sahipsiz kaldıkları, sahip çıkılmadıkları için çoğunun güç duruma düştüğünü belirten Başkan Recep Konuk, “Bugüne kadar aynı film onlarca kere sahnelendi. Adları değişti, yerleri farklı oldu, ama sonuç hep aynı oldu. Adına ister kooperatif deyin, ister A.Ş. ister ortak girişim. Faaliyet alanlarına da tavukçuluktan tekstile, mandıra işletmeciliğinden mobilyaya, fındıktan zeytine onlarca ürünü onlarca sektörü koyun. Onlarca film aynı başladı, aynı bitti. Bir sürü insanın bir birine sarılarak, omuz omuza vererek kurduğu işletmeler önce büyüdü, sonra birilerinin menfaatine dokunmaya başladı. Bir birine sarılanların içine önce nifak sokuldu, sonra birbirine omuz verenler birbirlerine omuz vurmaya başladı. Sonra birlikleri bozuldu, en sonunda bu işletmelerde bu işletmelerin sahiplerinin toplandığı mekânlarda kavga ve takaza eksik edilmedi. Sonra? Sonrası malum böl, parçala ve yut. Ben size onlarca kooperatif sayarım bir dönemin yıldızı olan. Bugün neredeler? Malları, mülkleri, işletmeleri haraç mezat satıldı. Borcu ortaklarının üzerine kaldı. Bugün devlet atayacak kayyum bile bulamıyor. Tesisleri piyasadaki en büyük rakiplerinin eline geçti. Çiftçinin malı allem güllem edildi el değiştirdi. Şimdi tıkır tıkır çalışıyor” şeklinde konuştu.
“Bir fabrika teslim ettiniz üstüne 45 tane ilave etim”
Başka Konuk konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Siz bana ve arkadaşlarıma emaneti tevdi ederken malımıza mülkümüze sahip çık, namerdin elini bu fabrikadan uzak tut, hakkımızı koru dediniz. Benden ne fabrika ne üretim tesisi istediniz. Emanetiniz bugün burada. Bu fabrikaya ne namert elini değdirdim, ne de malınıza mülkünüze zeval gelmesine müsaade ettim. Bana bir fabrika teslim ettiniz üzerine 45 tane daha üretim tesisi ilave ettim. Koltuktan kendi rızamla kalkmak istedim, siz ayağa kalktınız olmaz dediniz. Sayın Cumhurbaşkanımız sizin malınıza, mülkünüze zeval gelirse vebali sendedir diye uyardı. STK’lar, Torku ile sağlıklı ürüne kavuşan tüketiciler bu karara onay vermedi. Ben de herkesle konuştum, herkesi dinledim, herkese danıştım ve tekrar düşündüm. Yaşananları değerlendirdim. Türkiye’de birçok kooperatifin başına gelenlerden ürktüm. Bir delik açıp sızmak isteyenlerin geçebileceği bir deliğin, boşluğun oluşmasından ve bunun vebalinden korktum. Ve bana teslim ettiğiniz altın yumurtlayan tek tavuktan 45 altın yumurtlayan tavuk ürettiğim gibi yeni altın yumurtlayan tavuklar üretmek için karşınıza bu defa da emanete talip olarak çıktım. Takdir sizin. Karar sizin."
Konuşmasının sonunda Başkan Recep Konuk, üreticiler tarafından verilen kasketi taktı. Genel Başkan Recep Konuk’un konuşmasından sonra geçilen seçimlerde, tek aday olmasına rağmen, Genel Kurul’a bazıları 200 km mesafeden gelen binlerce üretici katılırken Başkan Konuk, yeniden Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanlığına mutabakatla seçildi.