KMÜ Kitap Fuarında Yazarlar Öğrencilerle Buluştu
"Hıdrellez, yenilenme demektir"
Söyleşiler dizisinde ilk olarak Fikri Gelişim Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Kariyer ve Kişisel Gelişim Zirvesi’ düzenlendi. Kişisel Gelişim Uzmanı Kadir Sulak’ın konuşmacı olarak yer aldığı ve yoğun ilgi gören zirvede öğrencilere iletişim ve beden dili, CV hazırlama teknikleri, hipnoz teknikleri gibi farklı konular hakkında bilgiler aktarıldı.
Kitap okumanın beyin üzerindeki etkisinden söz eden Kadir Sulak, “Hıdrellez, yenilenme anlamına gelir. İnsanlar da kendilerini sürekli öğrenmeyle ve kitap okumayla yeniler. Beyninizin ihtiyacını kitap okuyarak karşılayabilirsiniz. Beyninizi etkin kullanabilirseniz dünyada yapamayacağınız bir iş yoktur. Beyninize engel koymayın. Beyine ne gönderirseniz onu kabul eder ve uygular. Siz bu dünyada başroldesiniz. Kendinizi sorgulayın, öncelikle ne istediğinize karar verin ve kendinize bir hedef belirleyerek çalışmaya başlayın. Hedeflerini gerçekten isteyen, hedeflerine ve hayallerine âşık olan bireyler olun.” şeklinde konuştu.
Kadir Sulak daha sonra öğrencilere uygulamalı olarak takım çalışması, hipnoz teknikleri, mülakat ve CV hazırlama yöntemleri ile ilgili anlatımlarda bulundu.
Yunus Emre ve Sevgi Dili
'Kitap Fuarı ve Hıdrellez Şenlikleri’ kapsamında düzenlenen ve KMÜ Genç Girişimciler Öğrenci Topluluğu tarafından gerçekleştirilen ikinci söyleşide ise Yazar Mahmut Ulu, 'Yunus Emre ve Sevgi Dili' temasıyla öğrencilerle bir araya geldi.
Pek çok katılımcının takip ettiği söyleşide Yazar Mahmut Ulu, Yunus Emre'nin hayatından ve derviş olma sürecinde yaşadıklarından bahsetti. Ulu, "Şehrimizin büyüklerinden, Anadolumuzun manevi mimarlarından Yunus Emre ile bir yolculuk yapacağız. Yunus Emre'nin şehrine geldiğimi Karaman'a geldiğim anda farkettim; herkeste bir tebessüm, herkeste bir güzellik gördüm. Yunus Emre o naif gönlü ile diyordu ki, 'Bir kez gönül yıktın ise kıldığın namaz, namaz değil; yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.' Gönül kırmak böyle ise gönül yıkmak nasıldır, siz hesap edin. Bizim bugün Karaman'da fazlasıyla gönlümüz yapıldı. Biz de bugün Yunus'un nasıl gönülleri fethettiğini, vefatından yedi yüz yirmi yıl sonra bile kendisinden nasıl muhabbetle söz ettirdiğini öğrenelim." ifadelerinde bulundu.
Aliya İzzetbegoviç’e Göre Kültür ve Medeniyet
Kültür Ahlak ve Medeniyet Öğrenci Topluluğu tarafından gerçekleştirilen diğer bir söyleşide ise ‘Aliya İzzetbegoviç’e Göre Kültür ve Medeniyet’ konusu ele alındı. Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Hakkı Akın’ın konuşmacı olarak yer aldığı söyleşide İzzetbegoviç’in düşünceleri ve hayata bakış açısı konuşuldu.
Aliya İzzetbegoviç’in özgürlük kavramı üzerine düşüncelerini aktaran Doç. Dr. Akın, özgürlüğün genellikle serbestlik kavramı ile karıştırıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Özgürlük ve serbestlik aynı kavrammış gibi gözükse de aslında farklı anlamlar yüklenirler. Bu kavramların karıştırılması da toplumlarda çeşitli krizlere yol açar. İzzetbegoviç’in hem bireysel anlamda hem de Müslüman toplumlar açısından tespit ettiği en büyük kriz özgürlük krizi olmuştur. İzzetbegoviç’e göre Müslümanlar olarak bir ahlak krizi yaşıyoruz. Eğer bir Müslüman toplumda doğduysanız dünyevi anlamda çok daha fazla sorumluluk sahibi olmanız gerekiyor. Aşkın olana teslimiyet, aşkın olmayanlara teslim olmamayı gerektirir. İslami olan aynı zamanda insani olandır.”
Kadının Toplumdaki Yeri
Genç Eğitimciler Öğrenci Topluluğu tarafından düzenlenen günün son söyleşisinde ise Yazar Sevde Duran, kadının toplumdaki yerini irdeledi.
Yazar Sevde Duran, öncelikle kitapların insanları geliştirdiğini ve kişinin okudukça daha çok insan severek hayata bakış açısının değiştiğini belirterek konuşmasını söyle sürdürdü: “İnsanları öncelikle insan olduğu için sevin ve değer verin. Kişileri erkek veya kadın olarak ayırıp farklı yaklaşımlarda bulunmayın. Bir ortama girince insanların vücutlarınıza değil, gözlerinize bakmasını sağlayın. Kadınlar da erkekler gibi her konuda konuşabilmeli ve fikrini söyleyebilmeli. Toplumda 'kadın ve erkeğin görevleri farklıdır' algısına kapılmadan birlikte bir şeyler yapın. Eşlerinizle yemekler yapın, duygularınızı paylaşın, siyasetten ve ekonomiden konuşun. Birlikte yapılan her şey çok güzeldir. Hayata gülümseyin ve doyasıya sevin.”
Söyleşiler hediye ve plaket takdimiyle sona erdi.