KMÜ'de Çocuklarda Ağrının Tanımı İle İlgili Araştırma Yapıldı
KMÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonunca desteklenen araştırma, Sağlık Bilimleri Fakültesinden Yrd. Doç. Dr. Ayşe Sonay Türkmen ve Doç. Dr. Nejla Canbulat Şahiner ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulundan Öğretim Görevlisi Alper Yusuf Köroğlu tarafından gerçekleştirildi.
Ağrı nedir, ne değildir?
Karaman'da hizmet veren iki farklı okul öncesi eğitim kurumdaki 146 çocuk üzerinde yapılan araştırmayla çocuklara "Ağrı nedir? Ağrıyı ne zaman hissediyorsun? Ağrın olduğunda geçirmek için neler yapıyorsun?" soruları yöneltildi. Çocukların ağrı tanımlarının ve geçmiş ağrı deneyimlerinin belirlenmeye çalışıldığı araştırma kapsamında çocuklarla ayrı bir odada görüşme yapılarak çocukların birbirlerinden etkilenmemesi sağlandı.
Araştırma 4-6 yaş arasındaki çocuklar üzerinde yürütülürken çocukların 77'sini 6 yaş, 56'sını 5 yaş ve 13'ünü de 4 yaşındaki çocuklar oluşturdu. Araştırmaya 77 kız ve 69 erkek çocuk katıldı.
Hastane-Ağrı İlişkisi
Araştırmaya göre hastaneye giden çocukların 67'si iğne yaptırmaktan, 10'u ameliyat olmaktan, 8'i ise kan vermekten ötürü ağrı duyduğunu ifade ederken ağrılı uygulamalar sırasında çocukların 31'i sayı sayarak, 13'ü soru sorarak ve konuşarak, 8'i balon şişirerek ve 5'i de müzik dinleyerek dikkatlerini başka yöne çektiklerini belirtti.
Yaş Gruplarına Göre Çocukların Ağrı Tanımları
Araştırma kapsamında çocukların verecekleri yanıtlar yaşlarına göre farklılık gösterebileceğinden her yaş grubu kendi içerisinde değerlendirildi.
Araştırmaya katılan dört yaşındaki iğne yaptıran çocuklar ağrı denilince akıllarına "acı çekmek ve boğaz ağrısı" geldiğini belirtirken hastaneye giden bir çocuk "ağrı denilince aklıma soru sormak geliyor" dedi. Bunun nedeni olarak da ağrı hisseden çocuklara hep soru sorulduğu yanıtını verdi. Ağrı yaşayan bir çocuk ise ağrıyı "balon" olarak tanımladı. Çünkü ağrısı olduğunda kendisine balon verildiğini söyledi.
Beş yaşındaki çocukların ağrı tanımlarına dört yaşındaki çocuklardan farklı olarak okul deneyimlerinin eklendiği görüldü. Çocuklar ağrıyı "okula başladığı zaman, okulda çok durduğu zaman, pazartesi ve salı günleri, kardeşini düşününce, babası kızdığında" hissettiğini belirtirken ağrıyı geçirmek için "hiçbir şey yapmadığını, su içtiğini, süt içtiğini, ilaç içtiğini, ıhlamur içtiğini, uyuduğunu, oyun oynadığını, yüzünü yıkadığını" ifade etti. Ağrı denilince aklına "çarpan bulutlar" geldiğini belirten bir çocuk ise "hasta olunca, soğukta durunca ve yağmur yağınca" ağrı hissettiğini, geçirmek için de çay içip ders çalıştığını söyledi.
Altı yaş grubundaki çocukların ise ağrı denilince akıllarına en çok "iğne" ve sonra "baş ağrısı" geldiği tespit edildi. Bu yaş grubundaki çocukların birçoğu iğne yapıldığında ve hasta olduklarında ağrı hissettiklerini belirtirken bir çocuk gece üstünü örtmediği zaman, başka bir çocuk düştüğünde, bir başka çocuk ayakkabılarına taş girdiğinde, diğeri ise başka çocuklar kendisine vurduğunda ağrı hissettiğini ifade etti. Bunu geçirmek için de çocukların "ayağını sıcak suyla yıkamak, ilaç içmek, krem sürmek, sirkeli bez koymak, ağrıyan yeri ovmak, sağlıklı beslenmek, dua etmek ve saklanmak" gibi yöntemlere başvurduğu görüldü.
Proje Yürütücüsü Yrd. Doç. Dr. Ayşe Sonay Türkmen, çocukların ağrı tanımlarının bazı özellikler açısından her yaşta benzerlik göstermekle birlikte yaş ilerledikçe çocukların ağrıyı daha açık ifade ettiklerini ve ağrının olduğu bölgeyi de tanımlayabildiklerini söyledi.