Konuk: “Milli Hafızamız Tazelenecek, Manevi Dünyamız Coşacak”
30 Ağustos Zafer Bayramı ve Kurban Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajına “Kurban Bayramına erişmenin bahtiyarlığını bu yıl 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusuyla yaşıyoruz” diyerek başlayan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Önce millet olarak istiklalimize ve istikbalimize kast edenlere karşı son ve kat’i sözümüzü söylediğimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı kutlayacağız. O coşku ve heyecanın hemen iki gün sonrasında, inanç coğrafyamız, Kurban Bayramı’nın yayacağı hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma iklimi ile bezenecek. Biri millet hayatımızın dönüm noktası, biri inanç dünyamızın en özel ve özellikli günlerinden olan ve bir hafta içinde idrak edeceğimiz iki bayramla hem milli hafızamız tazelenecek hem de manevi dünyamızda coşku zirve yapacak” şeklinde konuştu.
“Hem manevi hem de milli bir coşku yaşayacağız”
Türk milletinin, hem manevi hem de milli bir coşkuyu yaşayacağını belirten Başkan Recep Konuk, “3 gün gibi kısa biz zaman diliminde aynı duygu ve coşkuyla kutlayacağımız biri dini biri milli iki bayramımızın, hem bizi birbirimize bağlayan ortak değerlerimiz, hem de bir ve bütün olma konusunda gösterdiğimiz tarihi kararlılık üzerine inşa ettiğimiz vatanımız ve milletimizin geleceği açısından taşıdığı mana ve anlam büyüktür. Bizler aynı hilalin, aynı bayrağın gölgesinde kenetlenmiş, imanı ve kıblesi ortak, mazisi sağlam ve aynı istikbale yürüyen bir milletiz. Bir ve bütün olarak yaptığımız bu tarih yolculuğunda bizi birbirimize kenetleyen görünmez tutkal, milli hasletlerimiz ve ortak değerlerimizin inşasını sağlayan manevi dünyamızın kuvveti ve zenginliğidir. O tutkal ki, 30 Ağustos’ta istiklal için gözünü kırpmadan şehadete yürüyenleri, yüzlerini Ege Denizi’ne dönmeden önce yönlerini kıbleye dönüp sabah namazında buluşturup, saflarını sıklaştırarak bir araya getirir. Sabah namazının tekbirleri zafer tekbirleriyle buluşur ve o iman dolu kalpler, Anadolu’yu çizmeleriyle kirletme cüretini gösteren gafilleri yüzlerce kilometre kovalar ve sadece 10 gün sonra İzmir’den denize döker. Göğsümüzde o iman ve aramızda o günkü birlik olduktan sonra bu milletin her zorluğun üstesinden geleceğinin ispatı maneviyatımızla örülmüş zengin tarihimizdir” dedi.
“Millet olarak tarihimizi unutmayacağız”
Bu özel günlerde millet olarak hassasiyetle sarılmamız gereken hususlar olduğuna dikkat çeken Konuk, “Birincisi millet olarak tarihimizi unutmayacağız, karşımıza çıkan zorlukları tarihimizden çıkardığımız derslerle aşacağız. İkincisi birbirimize daha sıkı sarılmak, millet olarak kopmaz şekilde kenetlenmek için manevi dünyamızın zenginlikleriyle milletimizin her ferdini, her ferdi ile her kesimini, her kesimi ile birbirine bağlayan, gönülden gönüle ulaşan, gönülleri birbiriyle buluşturan yıkılmaz köprüler kuracağız. Millet olarak 30 Ağustos’un, Anadolu’nun kendi talihini döndürdüğü ve kendi tarihini kendi eliyle yazacak kudret ve iradeye sahip olduğunu tüm dünyaya ispat ettiği gün olduğunu unutmayacağız, unutturmayacağız. Bizim milletimizin son sığınma noktası Anadolu ve Trakya’ya doğru başlayan ve istisnalar hariç yaklaşık iki buçuk asır süren çekilme sürecinin sona erip millet olarak sokulmak istediğimiz kalıbı kırdığımız gündür 30 Ağustos. Milletimiz bir ve bütün olarak iki buçuk asır süren zihni ve fiziki geri çekilme sürecine 30 Ağustos’ta son vermiştir” ifadelerini kullandı.
“Gücümüzü hem tarihimizden hem de inancımızdan aldık”
30 Ağustos zaferinin üzerinden 95 yıl geçtiğini ancak hatıraların millet hafızasında taze, o tarihi günlerde sergilenen irade ve kararlılığın dip diri olduğunu vurgulayan Başkan Recep Konuk, “Millet olarak biz 95 yıl önce ne fikren ne fiziken geri adım atmayacağımızı tüm dünyaya ilan ettik. İstiklalden geri adım atmayız dedik, birliğimizden ve bütünlüğümüzden vazgeçmeyiz dedik. Anadolu ve Trakya’da kardeşlik hukukumuzdan, bir ve bütün yaşama irademizden taviz vermeyiz dedik. Bugün de 95 yıl önce söylediğimiz sözün arkasındayız.
İrade ve kararlılığını can pahasına göstermiş, kudret ve kabiliyetlerini tarihin akışını değiştirerek ispatlamış ve tarihin omuzlarına yüklediği sorumluluğun gereklerini lâyıkıyla yapmış bir milletin evlâtları olarak, biz gücümüzü hem tarihimizden hem de inancımızdan aldığımızın idrakindeyiz. Bizi daha büyük biz yapan ve birliğimizin teminatı olan en önemli dayanağımız inancımızdır. Çünkü biz bayramlarda millet olarak, tüm ülke sathında asırlardır aynı davranış birliğini sergileriz. Bizim inanç iklimimizde bayramların mutluluğunu kendi hanemizde bir başımıza yaşamak bize yetmez. Biz bayram sevincini bir başımıza yaşamayız. Biz bayramları başka haneler için de bayram yapmak için ortak gayret sergileriz. Dualarımızın sevabından başlayarak eldekini paylaşır, bayramı hiçbir hanenin buruk geçirmemesi için samimi bir gayret gösteririz. Bayramlarda misafirliğe değil, gönül kapılarını açmaya, gönül almaya gideriz” dedi.
“Bayramların yaydığı ulvi hava, burukluk ve kederlere de çare olacak”
Konuk, “Bizim için bayram mutluluğu, bayramın rahmet ve bereketinin sadece kendi hanemizde yaşanmasından ibaret değildir. Biz bayramlarda, kardeşlerimiz mutluysa mutlu olmayı hak ettiğimize inanırız. Çünkü bizim inancımız; yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma ile bayramların rahmet ve bereketini kendi çevrelerinden başlayarak herkese ulaştırmayı ve çevresindekileri mutlu ederek mutluluğunu arttırmayı emreder inananlara. Bizim medeniyetimizin ve bizim milletimizin bayramlarda en üst seviyede yaşadığı hoşgörü, dayanışma, paylaşma, yardımlaşma ve kardeşlik duyguları bu manevi iklimin özelliğidir. Bu hasletler dirliğin, birliğin ve millet olmanın da anahtarıdır. İşte o manevi iklimi yaşadığımız bu Kurban Bayramı’nda da bayramın rahmet ve bereketi herkese ulaşacak ve bizim coğrafyamızda, bizim milletimiz hiçbir kardeşinin bayram burukluğu yaşamasına müsaade etmeyecektir. Bu iklim, bizim milletimizi ve medeniyetimizi başkalarından ayıran en önemli özelliktir. Kurban Bayramı vesilesiyle tüm ülkeye yayacağımız bu iklim; burukluk ve kederleri el ele vererek gidermemizi, sevinç ve mutluluğu paylaşarak büyütmemizi sağlayacaktır. Bu iklim bir milleti de bir birine kenetleyen görünmez tutkaldır. Başka hiçbir gün, bayram günleri kadar bir milleti aynı anlam, aynı davranış bütünlüğü, aynı kardeşlik, aynı heyecan, aynı coşku ve aynı duygular içinde bir araya getiremez. Bayram sabahından itibaren kesilecek kurbanların kimsesizler, yoksullar, fukara ve hali vakti yerinde olmayanlar öncelikli olmak üzere paylaşılması bu iklimin tezahürüdür. Belki bu Kurban Bayramı’nda kimimiz kurban ibadetini yerine getirememenin burukluğunu yaşayacak, kimimiz istediği kadar ve gönlünce muhtaçlara yardım ulaştıramamanın hüznü ile kederlenecek. Ancak, bayramın verdiği coşku, bayramlarda yaşanan dayanışma, bayramların yaydığı ulvi hava, o burukluk ve kederlere de çare olacaktır. Bizim bu bayramda ve bu bayram vesilesiyle çıkardığımız ders, bizim coğrafyamızda, bilaistisna herkesin kurban ibadetini, dilediğince yerine getirmesine imkân sağlayacak zenginliği oluşturmaktır. Yoksula ve ihtiyaç sahibine yardım etmekten kimsenin imtina etmediği ülkemizde, bizim gönlümüzden geçen ise; yardıma ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır. Bizim temennimiz ve çabamız bizim coğrafyamızın ve bizim milletimizin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması içindir. Bu duygularla tüm üyelerimizin, bütün çiftçilerimizin, hemşehrilerimin ve aziz milletimizin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik eder, başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşlarını, tarihten geleceğe bir coşkun ırmak gibi akıp gelen milletimize bu yolculuğunda hürriyet ve istiklalini armağan eden ve onların armağanını canları pahasına muhafaza eden aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anarken 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlar, bu rahmet ve bereket günlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.”