Mersinde Sel, Taşkın Ve Su Baskını Çalıştayı
Çalıştaya Erciyes Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi ve Mersin Üniversitesi’nden öğretim üyeleri ile kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ve yerel yönetim temsilcileri katıldı. Çalıştayda, Mersin’in önemli sorunları arasında yer alan taşkın ve su baskınlarıyla ilgili sorunların çözümünde üniversite ve kurumların birlikte neler yapabilecekleri tartışıldı.
Çalıştayın ilk kısmında yaşanan afetlerin nedenleri şu şekilde açıklandı; " Yaşanan afetin önemli nedenlerinden biri aşırı yağışlar olmakla birlikte, küresel ısınmayla birlikte daha da artacağı öngörülmektedir. Mersin’de son bir yıl içersinde 4 defa sel ve su baskını yaşaması da bunun bir sonucudur. Kentin coğrafi özellikleri sel ve su baskını riskini arttırmaktadır. Mersin’in hem meteorolojik hem de coğrafi olarak riskli bir bölge olmasına rağmen, kuru derelerin imara açılması bir diğer sorun olarak görülmüştür. İmara açılan bu havzaların özellikle doldurularak yapılaşmaya açılması da sebeplerden birisi olarak tespit edilmiştir. Mevcut derelerin şehir merkezi kısmında üstünün dar ve yetersiz kapatılması, üstü kapalı kısımlarının temizliklerinin düzenli yapılamaması, aşırı yağışlarda önemli sorunlara neden olmaktadır. Kentin mevcut kısıtlarına karşın yağmursuyu altyapısının yetersiz olması, su baskınlarında önemli hasarlara yol açmaktadır. Dereler üzerindeki köprü ve menfezlerin dar ve yetersiz olması da bir başka sorunlu alan olarak değerlendirilmektedir."
Çalıştayın ikinci kısmında ise kısa ve uzun vadeli çözüm önerileri tartışıldı. Buna göre kısa vadede dere yataklarında yapılaşmaya izin verilmemesi, Taşkın Yönetim Planı’nın bir an önce yapılarak yürürlüğe konulması, dere yataklarının tespiti ve bunların imara açılmaması, kayıtlı kayıtsız bütün derelerin temizlenmesi, derelerin üstünün kapatılarak ağaçlandırılmasının önüne geçilmesi, dereler üzerindeki köprü ve menfezlerin su akışına uygun hale getirilmesi için görevli ve sorumlu kuruluşların bir an önce çalışmalarını yoğunlaştırmasının sağlanması sıralanırken, uzun vadede ise ülkenin su yönetiminin tek bir yasa ile düzenlenerek görev ve yetkilerin tek bir bakanlıkta toplanması ve bu konuyla ilgili farkındalık oluşturmak için çalıştay, panel ve sempozyum gibi etkinliklere devam edilmesi gerektiği ifade edildi.